İlk yarı ve ikinci yarıdaki Beşiktaş'ın farkı neydi?
Çok farklı iki Beşiktaş seyrettik...
Birincisinde orta sahada hücum organizasyonu planlamasında Gökhan İnler'in uzun paslarla oyun kurulumu passız Beşiktaş oyunun getirdi. O mevki yani
Oğuzhan mevkisi pasifize oldu. Ve mesafeler
açılıp hücum etmek zorunda kalan
Beşiktaş dağınık bir görüntü verdi. Yani
geçen seneki Beşiktaş oyunu ile özellikle
hücum organizasyonu bu ilk yarı birbirinden
çok farklıydı. Ya da bir başka deyişle
bu fark Atiba'nın yanında Oğuzhan
ile Gökhan İnler'in oynaması arasındaki
fark idi. Bu da Galatasaray'ın işine
yaradı.
Savunmadan çabuk, çok kolay paslarla çıktılar ve oyun sakinliği de Galatasaray'da olunca bütün istedikleri işleri yapabildi.
Ama ikinci yarıya geldiğimizde yükselen tempo, Cenk'in sağ kenara gelmesi, Şenol hocanın 4-4-2'ye geçişi ve yüksek tempoda orta saha baskısı ile oynayışı atak devamlığını getirdi Beşiktaş'a...
Ve bununla beraber gelen oyun üstünlüğü ve 2-2'yi buluşu... Galatasaray bu bölümde ilk yarının aksine sadece savunan takım görünümündeydi.
Yani bazen futbolda sistemlerle oyuncu stili farkları bambaşka oyunlar ortaya çıkarabiliyor dün akşam olduğu gibi...
Derbi atmosferi Beşiktaş'ı olumsuz etkiledi mi?
Maç motivasyonu sağlayan oynama kararlığınızdır faul yapma hırsınız değil.
Tıpkı Beşiktaş'ın ilk yarıdaki görüntüsü gibi.
Buna karşın Galatasaray ilk yarıda istediği her şeyi yapabildi ama ikinci yarıda oynamaya tempo yapmaya karar veren Beşiktaş istediği ortamı oluşturup istediklerini yapabildi.
Güneş'in kadroda bu kadar oynaması doğru mu?
Bu çok tartışılacak bir durum. Bir kadronun ezbere sayılan 11'leri mi verimlidir yoksa 16-17 kişiden seçili olanı mı? Ama bana sorarsınız ben oynama
devamlılığının daha verimli olduğunu
düşünüyorum futbolda.
Tabii bir de Talisca'yı oynatmama tercihi var ki; iki maç oynamışsınız, skoru da bulmuşsunuz ve 3. maçta yoksunuz... Bu soruya
cevap vermek gerçekten çok kolay değil.