Twitter hesabından Bağdat Caddesi'ndeki yeni dükkânının reklamını bizzat yapan iPhone'un CEO'su Tim Cook, iyi yere tezgâh açtığının farkında.
Baksanıza, Youtube kanallarında furya halini alan tartışmalı sokak röportajlarının bile birinci gündemi "iPhone yaşam standardı".
Bir örnek sokak kavgalarında cast da belli diyaloglar da...
"Gelecekten umudumuz yok, hayat pahalı, her şey çok kötü" diye yakınan ergenlere karşı... "Elindeki ayfon kaç para, sen onu söyle. Biz senin yaşındayken..." diye söylenen amcalar, dedeler...
Evet, Z kuşağından sesini duyduklarımız genelde "Standardımız yüksek, koşullar sağlanmazsa yurtdışına göçeriz" diyor.
Çıktığı kabuğu beğenmeyene ne söylesek boş.
Hele ki o yaşta insanlardan bugün ile 90'ların, 20 yıl öncesinin kıyasını yapmalarını beklemek çok mantıklı değil. Hepsinden olgun bir şekilde sağduyulu olmalarını beklemek hayal.
Muhalefetin ekonomideki sorunlarla ilgili bir gösterge olmayan bu popüler geyikleri köpürtmesi de gayet normal. Malum, 1.5 yıl olmasına karşın 2023 seçim kampanyasına başladılar. Her şeyden yağ çıkartıyorlar...
Geçenlerde Ali Babacan da sokakta kendisine "Erdoğan olmasa seni davar çobanı yapmazlardı" diyen dedeyle diyaloğunu, Twitter'dan "En azından çıkart telefonunu demedi" diye paylaşarak ergen taklidi yapıyordu.
Ama seçim öncesi iktidar çevrelerinin bu düzleme cevap yetiştirmeye çalışması bile zaman kaybından başka bir şey değil. Lüksün dibine vuranları örnek diye göstermekse tuzağa düşmenin resmi.
Çünkü bu ülkede mikrofona konuşmayan genç, yaşlı milyonlar var daha.
Elbette ki içlerinde elin refahına ortak olmanın bir uçak biletine bakmadığını akıl edenler çoğunluktadır. İstanbul'da, Anadolu'da, bir iPhone parasıyla yıllık kirasını ödeyenler de...
Eğer bir öncelik söz konusu olacaksa bakılacak yer bence tam burası.
Pandemide bol keseden alınan tedbirlerle durdurulan ticari ve ekonomik hayatın yükünün büyüğünü, tüm dünyada olduğu gibi herkesten çok ödeyen dar gelirliler.
Zira dövizdeki son hareketlenmeyi etiketlere misli misli yansıtan "serbest piyasanın" dolar eski seviyesine gelse bile indirim yapmayacağı, bunun da enflasyon olarak bu insanlara döneceği ortada.
Bedelleri göze alınarak yeni destekler şart.
***
ALEC BALDWİN'E KADERİN BİR OYUNU MU BU?
ABD'li aktör Alec Baldwin, New Meksico eyaletindeki bir filmin setinde kurusıkı sandığı tabancayla görüntü yönetmenini öldürmüş...
Dünya basınını ayağa kaldıran olayla ilgili çeşitli spekülasyonlar yapılıyor. Ancak polis, cinayetle ilgili kimsenin suçlanmadığını açıkladı. Bir kazayla karşı karşıyaymışız.
Ama ne "kaza!"
Zira Baldwin, setinde kazara birini öldürdüğü filmde de yanlışlıkla 13 yaşındaki torununu vuran Rust karakterini canlandırıyormuş.
Oyuncu birkaç yıl önce de aynen şöyle bir tweet atmış:
"Birini yanlışlıkla öldürmenin ne hissettirdiğini merak ediyorum."
Tek kelimeyle trajedi!
Baldwin'in film setinin otoparkında çekilen ve perişan göründüğü fotoğraflarına baktım...
Nadiren bu kadar net mesajlarına şahit olduğumuz kaderin bu oyununda da başrolün gerçekten kendisine düştüğünü falan düşünecek hali yoktu.
Görgü tanıkları da aktörün, "Silahları niçin değiştirdiniz" diye bağırdığını anlatıyorlar.
Muhtemelen bir süre daha savunma refleksiyle "ayrıntılarla" meşgul olacak. Başına gelen felakete kendinden başka failler, sebepler arayacak...
Ama yaşlanmasının acısını agresif TV şovlarıyla Trump'tan çıkarmaya başladığı son dönemlerindeki egosundan eser yoktu yüzünde.
Bu iyiye işaret.
Zira bize kontrolünün elimizde olduğu illüzyonuna inandıran egomuzun burnu şöyle bir sürtülmeden yaşadığı hayatla yüzleşemiyor, acizliğini anlayamıyor insan.
Allah beterinden saklasın.