Devrim Muhafızları Kudüs Gücü Komutanı
Kasım Süleymani'nin ABD tarafından öldürülmesinin ardından gerilim tırmanıyor.
Taraflar da her gün karşılıklı olarak birbirlerini tehdit ediyorlar.
Trump gerekirse "orantısız da vururuz" diyerek el yükseltti.
İzdihamdan
40 kişinin hayatını kaybettiği Süleymani'nin cenazesinden sonra Tahran da boş durmadı.
Resmi yetkililer, ellerinde ABD'yi acımasızca vurmak için
13 ayrı senaryolarının olduğuna dair açıklamalar yaptılar.
Hepsi de birbirinden öldürücüymüş, falan...
Dün
New York Times'da yer alan makalede de dini Lider Ayetullah Ali Hamaney'in
"misillemenin bizzat İran Ordusu tarafından düzenlenmesi" talimatı verdiği iddia ediliyordu.
Ne var ki tüm dünya, İran'ın
"sokakları doldurmaktan" başka henüz ciddi bir planının olmadığını biliyor.
40 yıldır olduğu gibi...
***
Ama bu tablo, Süleymani suikastının, bölge ve dünya için
derin bir kırılma olduğu gerçeğini ortadan kaldırmıyor.
Zira ABD bu kez,
"vekil" kullanmadan
doğrudan vurmuş olsa da
vurduğu yine bir "vekil."
Öyle ya, İran rejimi Rusya'nın desteğiyle ayakta. Karşılığında da Suriye'de olduğu gibi, Rusya'nın hedefleri için bölgedeki
Şii nüfuzunu kullanıyor...
Hatta, Kasım Süleymani gibi komutanlarını
resmi görevlerle sahaya sürüyor...
Rusya'nın "diplomatik nedenlerle" elini sürmediği işleri hallediyor.
***
Dolayısıyla herkes İran'ın misillemesini beklerken ben en çok
Putin'den gelecek hamleyi merak ediyorum.
Dün, Suriye'de Esad'la buluşmadan önce basına yansıyan pozlarında
pek de keyifli görünmeyen Rusya Devlet Başkanı bugün de Türkiye'ye gelecek.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'la birlikte Türk Akımı Projesi'nin açılışını yapacak.
Muhtemelen kafasında da Trump'ın
"şahı" olmasa da "veziri" devirmesine karşı yapacağı hamleyi düşünecek...
Bakalım bu kez
"ikramiye" ABD'nin
Orta Doğu satrancındaki hangi piyonuna vuracak?