Yeni zirveler artık dünyada hiçbir şeyi değiştiremiyor
17.06.2021, Perşembe
1940'lı yıllardan bu yana o kadar çeşitli zirvelere tanık olduk ki... Stalin'i, Churchill ve Roosevelt'le de gördük, Hitler'i Mussolini ile de gördük. İsmet İnönü de Adana'da bir vagonda Churchill'le beraber değil miydi?
Zirveler 2'nci Dünya Savaşı sonrasında dünya politikasına yön verdiler. Almanya dörde, dünya da ikiye bölündü. Zirvelerin tarafları, birbirlerinin etki alanlarına saygılıydılar. Amerika kendi etki alanında darbeler yaptırır, gerekirse iç savaş bile çıkartabilirdi. Sovyetler ve Çin Halk Cumhuriyeti de kendilerini kabul ettirmişlerdi.
Çin daha güçlü
Şimdi durum çok farklı. Amerika yine çok güçlü ama Çin daha güçlü galiba... Ayrıca Putin'in Rusya'sı da Amerika'ya kök söktürüyor. Bize gelince, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Türkiye'si eskisi gibi değil. Kendi söküğümüzü kendimiz dikebiliyoruz ve gerekirse yeni ittifaklar kurabiliyoruz.
Biden olayı
Aslında Trump Amerika'sı bile bugünkünden farklıydı. Yeni Başkan Biden insanlara güven de vermiyor, korkutmuyor da. Bu Biden, Putin'e önce "Katil" diyor, sonra "Ciddi bir rakip olabilir" diyerek övgüler düzüyor. Sonuçta Biden'la yapılan zirveler kimseye bir şey kazandırmayacaktır. Ve Amerika, hem Çin'den hem de Rusya'dan korkmaya devam edecektir.
Önceliğimiz
Bizim Türkiye olarak önceliğimiz, ikili ilişkilerimizi güçlendirmek olmalıdır. Özellikle Rusya ile dostluğumuz bu dönemde daha büyük anlam taşıyor. NATO ittifakı ise, Amerika'nın Türkiye'ye karşı Yunanistan'ı ve Kıbrıs Rumlarını tuttuğu gerçeğini sürekli yansıtıyor.
Kısacası, zirveleri izlemekten keyif alıyorsak, izlemeye devam edelim. Ama bu zirveler bir anda zırvaya dönüşebiliyorlar.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.