Ahmet Kekeç’in vefat haberi ile içimde bir şeyler kırıldı
15.11.2020, Pazar
Sevdiğiniz, güvendiğiniz bir dostunuz vefat ettiğinde içinizde bir şeyler kırılır ya... Sanki tutunduğunuz bir dal kırılmış gibi olur. Ahmet Kekeç'in vefat ettiğini duyduğumda aynen öyle oldu... Neredeyse o kırılmanın sesini duyar gibiydim.
Tiryakisiydim
Ahmet Kekeç'i 28 Şubat'ın karanlık günlerinde tanıdım... Daha sonra televizyon programları ile de hayatımıza girdi ama onun yazıları bir başkaydı... İnandığı, doğru bulduğu şeyleri hiç saptırmadan, açık seçik ve dosdoğru anlatırdı. Bu sırada kendilerini yanlışlara kaptıranları da acımasızca teşhir ederdi. Açıkçası Kekeç'in yazılarının bir tiryakisiydim.
Son konuşma
O menhus hastalıkla boğuşurken bazen yazılarına ara verdiğinde hemen arardım onu. Son yazısını okuduğumda yine aramıştım. Sesi çok kısık çıkıyordu... "Kekeç, senin yazılarını okumadanedemiyorum. Lütfen çokara verme" dedim. O da bana aynı duygularla baktığını söyledi. Meğer son konuşmamız olacakmış bu...
Başsağlığı
Kekeç'in boğuştuğu o menhus hastalık yetmezmiş gibi bir de koronavirüse yakalandığını ve hastaneye kaldırıldığını duyunca, o kırılma olayı içimde yeniden başlayacakmış gibi hissettim. Ama yine de her an iyilik haberini alırım diye ümit ediyordum. Demek kader böyleymiş... Kaderde Kekeç'i kaybetmek de varmış. Eşine, çocuklarına başsağlığı diliyorum. Ben Kekeç'i kaybettiğim için bu kadar yıkılmış hissediyorsam kendimi, kim bilir onlar ne yapıyordur şu anda...
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.