Her Türk insanı deprem denilince yaşadığı depremleri hatırlar
01.11.2020, Pazar
İzmir depreminden sonraki gelişmeleri televizyondan izlerken, her Türk gibi geçmişte yaşadığım depremleri hatırladım... Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli ile telefonla konuşan Buse Hasdemir'i dinlerken nefesimi tuttum... Ve Buse'nin 9.5 saat sonra yıkıntıdan çıkartıldığını öğrenince derin bir nefes aldım. Eşini ve iki oğlunu depreme kurban veren Dr. Nuri Seha Yüksel'in acısını ben de yüreğimde hissediyorum.
Sınırsızalçaklık
Bir de anlamadığım durum var... Siyaseten çok karşıt olduğunuz ve aranızın açıldığı ülkelerin liderleri bile, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı arayıp yardım etmek istediklerini duyuruyorlar. Aynı felaketi başka ülkeler yaşadığında, Türkiye de bugün görüldüğü gibi onlara yardım elini uzatmıştı. Yani felaketten nasiplenmenin çok alçakça bir davranış olduğunu bütün dünya biliyor. Gelgelelim Birleşik Arap Emirlikleri için durum farklı. Baksanıza "Veliahd Prens Zayed'in gazetecisi" diye bilinen Al Mazrouei, İzmir'deki depremin ardından, "Cuma günü Türklercamilerde Fransa'ya beddua okudu.Allah dualarını kabul etti, İzmir yıkıldı" paylaşımını yapmış..
Anılarım
Bu arada yaşadığım depremlerin gözümün önünden bir kez daha geçtiğini söylemeliyim. Mesela 1980'lerde bir grup olarak Tokyo'daydık. Grupta işadamları çoğunluktaydı. Ben de Japon işadamlarına hitaben konuşma yapacaktım. Bir gökdelenin 18'inci katındaki salonda konuşmaya başladım ve tam o sırada 7 büyüklüğünde bir deprem oldu. Salonun kristal avizesi tavana çarpıp duruyordu. Biz Türkler masaların altına mı girelim diye düşünürken, baktık ki Japonlar hiç kıpırdamıyorlar. Utandık ve biz de biraz Japonlaştık.
İki deprem anısı
1960'larda sömestir tatilinde motorlu trenle Ankara'dan İstanbul'a gidiyordum. Bir küçük istasyonda tren durdu. Ama sanki gidiyormuş gibi raylar üzerinde sallanmaya başladı. Pencereden baktım. Küçük bir istasyon binası o sırada yıkıldı... Bir körpe ağaç köküyle birlikte topraktan fırlayıp devrildi.. Ve sonra her şey geride kaldı... Bir keresinde de bacağım kırılmıştı, sargılıydı. Yeniköy'de balkondaydım, geçmiş olsuna gelen konuklarla birlikte oturuyorduk. Derken sarsıntı başladı. Bir saniyede balkonda benim dışımda kimse kalmamıştı.
Hepimiz sallanmıştık
Evet... Her Türk gibi depreme yabancı değilim ve aklım da yüreğim de İzmirli depremzedelerde... Bir yaz haftasında tekne ile Yunan sularında bir hafta dolaşmıştım. Selanik'ten başlayıp Libya'ya kadar giden ve "Meltem" diye bilinen rüzgar yüzünden o bir hafta boyunca durmadan sallandık. Bir ara evi aradım, oğlum Cemil'e "Bizi sorarsansallanıyoruz" dedim. Acı acı güldü, "Biz de sallanıyoruz" dedi. Meğer o meşhur 1999 depremini haber veriyormuş.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.