CHP'de skandallar bitmek bilmiyor. Genel merkezden ilçe belediyelerine ya siyasi bir kavga yaşanıyor, ya bir yolsuzluk olayı patlıyor ya da bir taciz olayı ifşa oluyor.
Bunlara ayrılıp gidenleri, istifa edenleri, yeni parti kuranları da eklemek gerekiyor. İşin ilginç tarafı, klasik CHP'liler partiden uzaklaşırken, Saadet'ten veya AK Parti'den ayrılanların el üstünde tutulması.
O isimlerden biri de daha önce AK Parti'nin kamuoyu araştırmalarını yapan
İbrahim Uslu... Uslu'nun CHP Genel Başkanı Danışmanı olduğu, genel merkezde de bir odası olduğu yazıldığında
Uslu, hemen karşı çıkıp haberi yalanlamıştı:
"Kılıçdaroğlu'nun danışmanı değilim. CHP Genel Merkezi'nde ofisim veya makam odam yok."
Ancak o konuşmanın son cümlesinde bir
açık kapı bırakmıştı:
"CHP'ye seçmen profilleri ve oy verme davranışı ile ilgili veri analizi konusunda belirli bir süre ile kurumsal hizmet sunacağım."
14'üncü katın sırrı çözülemiyor
Şimdi CHP kulislerinde işin böyle olmadığı,
tam tersine
Uslu'nun, 14'üncü katın sakinleri
arasına girdiği, daha doğrusu
"sır adam" Rasim Bölücek'in yanı başına yerleştiği
kesin bilgi olarak veriliyor. Uslu, o sır katta
neler yapıyor bilinmiyor ama dün CHP Genel
Merkezi'nde yaşananlar, sadece "analiz" yapmadığını
gösteriyor.
Denilen şu: CHP'nin girişinde yer alan Atatürk'e ait eski Meclis binası önündeki kalabalık fotoğraf kaldırılmış, yerine
Kemal Kılıçdaroğlu'nun fotoğrafı konulmuş. İşte bu uygulamada Uslu'nun imzası olduğu ve parti içinde rahatsızlığa yol açtığı söyleniyor. Hatta durumu derin kriz olarak yorumlayan bir CHP'li şöyle diyor:
"Vekillerin itirazı isyan boyutunda, tepkiler çığ gibi büyüyor."
En sert tepkiyi de CHP Grup Başkanvekillerinden
Engin Altay'ın verdiği söyleniyor. Daha önce de CHP'de Atatürk fotoğrafının indirilmesi olayı sert tartışmalara yol açmış, hatta
Aylin Nazlıaka partiden ihraç edilmişti. Şimdi ne olur bilemem ama işin, fotoğrafların değiştirilmesiyle sınırlı kalmadığı, parti logoları ve sloganlarının da değiştirildiği söyleniyor. Anlaşılan CHP, AK Parti'yi birçok alanda taklit ediyor ama bu da işe yaramıyor; çünkü anketlerde sonuç değişmiyor.
Sefalet siyaseti yapanlar
Birkaç gün önce
Konsensus Araştırma'nın son anketi yayınlandı. İşini ciddiyetle
yapan araştırmacılardan
Murat Sarı'nın
son anketinde partilerin oy oranı yok ama durumun
değişmediğini gösteren veriler var.
Şu iki veri bile muhalefetin hali pürmelalini anlatmaya yetiyor. Ankette şu soru soruluyor:
"Türkiye'nin en önemli sorununu hangi parti çözer."
AK Parti
yüzde 50.4 oranında ilk sırada
yer alırken ikinci sırada gelen CHP'nin oy
oranı
yüzde 27.6... Aradaki fark yüzde 20'nin
üstünde... Ama daha ilginç olanı, son günlerde
siyaset dilini sertleştiren İYİ Parti'yle ilgili
rakam. İlginç diyorum; çünkü İYİ Parti'ye
halk ülkeyi yönetmede gizli ittifak ortağı HDP
kadar bile güvenmiyor. İkinci önemli veri, ekonomiye
güvenle ilgili... Genel ekonomik gidişe
güven duyanların oranı
yüzde 45.1... Bu
iktidarın ve Cumhur İttifakı'nın aldığı oya çok
yakın bir oran. Ama ekonomiye güvenmeyenlerin
oranı, muhalefet partilerinin aldığı toplam
oyun bile çok gerisinde;
yüzde 33.1... Bu da
"sefalet siyaseti" yapanların neden
"yalan feryatlar"a başvurduğunu gösteriyor.