Yaklaşık 3 yıl önce 17 Ağustos 2017'de gözaltına alınan eski MİT görevlisi EnverAltaylı'yla ilgili iddianame açıklandı. Altaylı, 1960'lardan günümüze, CIA'dan, Alman İstihbaratına, oradan da FETÖ'ye uzanan çok sayıda kirli yapıyla ilişkisi olan ve birçok olayda da parmak izi bulunduğu öne sürülen bir isim. Bir anlamda Türkiye'nin karanlık tarihinin kilit ismi.
Bu da onu sorgulamanın hiç de kolay bir süreç olmadığını gösteriyor. Onu sorgulamak demek, CIA'yı, Türkiye'deki Gladyo'yu sorgulamak demek. Bugüne kadar kimse bunu başaramadı. İtalya'da 90'larda "Temiz Eller" diye başlatılan ve aralarında başbakanların, milletvekillerinin, iş adamlarının olduğu 7 bini aşkın insanın gözaltına alındığı Gladyo soruşturması yapıldı ama sonuç alınamadı. Sessiz sedasız kapatıldı.
Türkiye'de ise bu kirli yapının üzerine ya hiç gidilmedi, ya da gidenlerin akıbeti tehdit ve ölüm oldu. Bırakın darbeleri, sağdan soldan onlarca gencin ve aydının öldürülmesini Ecevit'e suikast bile aydınlatılamadı. 29 Mayıs 1977'de CHP Genel Başkanı rahmetli Bülent Ecevit'e Çiğli Havaalanı'nda yapılan suikastta Mehmet İsvan ayağından yaralanmıştı. Kullanılan kurşun zehirliydi ve sadece Özel Harp Dairesi'nde vardı.
Yıllar sonra Ecevit şöyle diyordu: "Deyim yerindeyseesrarengiz bir mermi. İçişleri ve EmniyetGenel Müdürlüğüöyle bir mermininTürkiye'de bulunmadığınısöylediler. O mermininsırrına bir türlüvakıf olamadık. (...) Biz70'lerin sonlarına doğruiktidara tekrar geldiğimizdönemde bile o şeyörtbas edildi. Olayınortaya çıkartılması içinkime görev verdiyseksonuç alamadı."
İşte bu kirli geçmişinen önemli isimlerindenbiri Enver Altaylı'ydı. Onun FETÖ'den gözaltına alınması tarihi bir adımdı. Hemen peşine düştüm ve 26 Ağustos 2017'de "CIA,MİT ve FETÖ üçgenindekilit isim" başlıklı ilk yazıyı yazdım. Sonra aynı yılın kasım ayında da FETÖ ve ABD'li yetkililere mektubunu yayınladım. Onlar, bugün iddianamede yer alan bilgilerin ilk ipuçlarıydı ve ilk kez yayınlanıyordu. BaşkanErdoğan'a ağırsuçlamalardan,CIA ajanlarınaövgüye, İlkerBaşbuğ'danKaşifKozinoğlu'nayönelik kumpaslarakadarçok şey vardı.
Bütün bunlar hem derinleştirilerek hem de belgelenerek iddianamede yerini aldı. Yeni eklenen en sarsıcı bilgi ise geçmişte liderine suikast yapılan CHP'yle ilgili. İddianameye göre Altaylı, CHP Genel Başkanı KemalKılıçdaroğlu'nun başdanışmanı Rasim Bölücek ile ABD numarası da dahil farklı numaralarla binin üzerinde görüşme yapmış. Bunun ne anlama geldiğini dava sürecinde çok daha net göreceğiz. Ama şu Bölücek ismi gerçekten ilginç. Onu da bir süre önce bu köşede yazmıştım. CHP'li Doç. Dr. Oktay Gökdemir,CHP Genel Merkezi'nde14'üncü kat olduğunu söylüyorve şöyle diyordu: "Bu katı CHP'li vekillerbile bilmiyor. Şimdisıkı durun. BuradaGenel Başkanı'nın başdanışmanıve siyasisöylem danışmanı,Genel Başkanın bütünpolemiklerini, konuşmametinlerini yazanbir arkadaş oturuyor. Gizemli, müphem. Aynızamanda etkili, yetkilide. Adı Rasim Bölücek" Gökdemir, onun etkilioluşunu da şu sözlerle anlatıyordu:
"Ekmek için Ekmeleddin'in mucidi. 7Haziran seçimlerindensonra CHP'nin DevletBahçeli'ye 'Gel sen başbakan ol biz destekleyelim' teklifi ve daha ilgincigenel başkanınınbir zamanlar ağzındandüşürmediği 15 Temmuziçin 'kontrollü darbe' mottosuda bu arkadaşımızaaitmiş."Altaylı'nın ilişkilerive geçmişi deşildikçekim bilir daha nelerçıkacak. O karanlıktarih aydınlanır mı bilememama önemli bir fırsatyakalandığı çok açık.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.