İstanbul'da CHP'nin yerel yönetim geçmişi acı tecrübelerle dolu olsa da halk 25 yıl sonra bir şans verdi.
Bu şans, sadece yerel yönetimler açısından değil, seçim kazanamayan muhalefete "iktidar umudu" vermesiyle de anlamlıydı.
Ancak CHP'nin bu tarihi şansı, iş yapmaya ve umuda dönüştürmeyeceği anlaşılıyor. Bunun için sadece İstanbul'daki 5 aylık uygulamalara bakmak yeterli. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu adeta, "yaprakların bilealkışladığı" bir "destan" yazıyor.
Şova dönüşen "israf"çıkışı ve yüzlerce işçiyiişsiz bırakması bir yanason iki uygulaması herkesişaşkına çevirdi. Anlaşılanİmamoğlu, İstanbul'dançok Ankara hesaplarınadaldı. Öyle olmasa, İstanbul için çokönemli olan bir "çevre" yatırımını şovadönüştürür veya önemli bir kütüphaneciyi"Mezarlıklar Müdürlüğü"ndegörevlendirir miydi?
Önce İmamoğlu'nun şova dönüştürdüğü İstanbul Silahtarağa'da yapılması gereken "İleri Biyolojik ArıtmaTesisi" projesinin "temel atmamatöreni"ne gidelim. O törenin iyi anlaşılması gerekiyor, çünkü CHP'li başkan "Biyolojik arıtma"nın "israf" olduğunu söylüyor. Oysa bırakın çevre felaketiyle karşı karşıya kalan dünyamızı, ciddi su sorunu yaşama ihtimali olan bir İstanbul ve birçok şehrin "derindeşarj" yoluyla kirlettiği Marmara Denizi gerçeği var.
Bir iç deniz olan Marmara ciddi tehlike altında. Konuyu Çevre ve Şehircilik Bakan Yardımcısı ve T.C. İklim Değişikliği Başmüzakerecisi Prof. Dr. Mehmet Emin Birpınar'la konuştum. Prof. Birpınar sorunu tane tane anlattı: "Bir kere şunun altını çizelim,İstanbul'un bu tesise ihtiyacıvar. Bu geleceğin Türkiye'si içinstratejik bir proje. Ayrıca dünyanın,atık suyu evde dahi kullanılabilecekseviyeye getirebilecek enileri membran teknolojisiyle yapılacakbir tesis bu. Türkiye'nin ilk,Avrupa'nın en büyük kapasitelimembran tesisi olacaktı. Yanitesiste, atık suyu içilebilir seviyeyegetirme teknolojisi var."
Dünyadan bir iki örnek verelim; Singapur'da bu tür tesislerde arıtılan suya mineral takviyesi yapılarak marketlerde satılıyor.
ABD ise biyolojik arıtma ile elde ettiği suyu yer altına pompalayarak yer altı su seviyesini korumada kullanıyor.
Ama İmamoğlu "Buna ihtiyaçyok" diyor ve şu gerekçeyiöne sürüyor: "Şu andaYenikapı ve Baltalimanıbiyolojik arıtma tesislerininkapasitesi 2.5 milyonnüfus artışına dahiyeterli..."
Oysa Prof. Birpınartam tersini söylüyor: "Budoğru değil, Yenikapıda Baltalimanı da önarıtma yapıyor, biyolojikarıtma değil. Bunubile bilmiyor." Birpınarİmamoğlu'nun tezlerini dayandırdığıİTÜ uzmanları raporuna da itiraz ediyor: "İddia edildiği gibi, İstanbulTeknik Üniversitesi'nden tesis içinuygun ve gerekli değil açıklamasıyapılmamıştır." İmamoğlu, bu sorulara şovla mıcevap verir bilemem ama şu da merakediliyor; İmamoğlu 136 bin metrekarelikalanın 75 bininin yeşil alan olduğunuve alanda 2 bin de ağaç olduğunusöylüyor. Peki buranın sulamasını neredenyapacaksınız? İçme suyu şebekesindenbu kadar büyük bir alanın peyzajsulaması yapılması şehir için büyük israfdeğil mi?
Hani liyakat önemliydi?
Sözü uzatmaya gerek yok, onlarca insanı "bankamatik" diyerek işten atan CHP'li İBB Başkanı İmamoğlu, sonunda bunu da yaptı. Habertürk yazarı Murat Bardakçı'dan dinleyelim:
"İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin bünyesindeki Atatürk Kitaplığı'nda dün önemli ama bana göre hiçbir şekilde olmaması gereken bir görev değişikliği yapıldı ve kitaplığın İstanbul'un en başarılı kütüphanecilerinden olan müdürü Ramazan Minder görevinden alınarak Avrupa Yakası Mezarlıklar Şube Müdürlüğü'ne "bilgisayarcı" yahut bürokrasideki ismi ile "bilgisayar işletmeni" olarak gönderildi!"
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.