Türkiye günlerdir, Muğla'da, İzmir'de biri biterken öteki başlayan orman yangınlarını içi sızlayarak izliyor. Bu acı devam ederken, yangın söndürmeyle ilgili Orman Bakanlığı'yla Türk Hava Kurumu arasında yaşanan "uçak" tartışması bir başka acı gerçeği ortayı çıkardı.
O da Atatürk'ün emaneti Türk Hava Kurumu'nun hali pür melali. O kurum, ne yazık ki yıllardır "yolsuzlukve kötüyönetim" iddialarından kurtulamıyor.
Bugün yaşanan "yangın uçağı vardı,yoktu" tartışmaları aslında kurumun kötü geçmişi ve yönetilememesiyle yakından ilgili.
İlk kez Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli çıkıp şu gerçeği seslendirdi: "Hani neredeymiş 20 tane uçak? 6tane apronda uçak görünüyor. 3 tanesininiçine kuşlar yuva yapmış. Motoryok motor. Hani Vizontele'de vardı ya,açıyorlar kaputu, 'motor yok' diyor. Böyle trajikomik tiyatroyla karşı karşıyayız."İlginçtir, Bakan Pakdemirli'nin bu sorularınacevap, THK yönetiminden değil, medyadanve CHP'den geldi. Bunun nedeninibiraz sonra anlatacağım. Bu arada bende kurumu aradım ama cevap alamadım.
Ortada ilginç bir durum var. Bu tartışmanın ve kurumda olup bitenlerin ayrıntısına geçmeden kurum adına verilen cevabı da aktaralım:
Denilen şu; "Orman bürokrasisi Sayın Bakanıyanlış yönlendiriyor. THK'daki uçaklardan5'i faal, 4'ü Ankara'da, biri İzmirAdnan Menderes Havalimanı'nda yangınlaramüdahale edecek biçimde bekliyor. Ne yağ kaçırıyor, ne eski, ne debozuk."Peki, kim haklı? Bunu anlayabilmek içinişin biraz arka planına bakmak gerekiyor.
Çünkü ortaya çıkan bu tartışma buzdağının sadece görünen yüzü. Arka planı, çok daha derin, kirli ve karmaşık. THK gibi üniversitesi, vakfı, uçuş hakkı, kurban derileri ve kuduz aşısı gibi birçok alanda yetkili olan bir kurumdan söz ediyoruz. Ve ne yazık ki o kurum, yıllardır başını yolsuzluk ve kötü yönetimden kurtaramıyor. Yargıya intikal eden, kulislerde konuşulan şoke edici iddialar var. Artık bu dosyaların açılması ve buraya neşter atılması gerekiyor.
Açılışı da sıcak tartışmayla yapalım. Ve sözü yönetimden istifa eden Mehmet AydınUzun'a bırakalım. Uzun, CHP'den milletvekili adayı olmuş, genç yaşta THK yönetim kurulu üyeliğine yükselmiş bir isim.
Söze, "Kim doğruysa hakkını verelim"diye başlıyor ve devam ediyor: "Sorunbakanlığın açtığı ihalelerde kurumunyüksek fiyat vermesinde saklı. Bakanlık ikinci kez bir ay süre vermesinerağmen hazırlanamadı. Çünkükurumda para yok. Uçaklar rantablhale getirilmediği için de yüksek teklifverdik. Şu an 9 uçak var ve sadece 3'üçalışabilir durumda."Bu tespite kurum yöneticileri ne cevapverir bilemem ama cevabı merak edilençok soru var. En ilginci de yönetime yenigelen emekli Hava Tümgeneral BertanNogaylaroğlu'nun uygulamalarıyla ilgili.
Şu iddia ediliyor; Nogaylaroğlu göreve geldikten sonra Emekli Subay Derneği'nden 76 kişiyi işe aldı. Kurumda 6 direktör vardı 12'ye çıkardı. Toplam 30 kişiye üst düzey görev verip yüksek maaş ödedi. Şimdi buraya bir nokta koyup işin siyasi boyutuna geçelim.
Bakan Pakdemirli, konuşmasının sonuna doğru kurumun siyasetle ilişkisine de değindi: "Türk Hava Kurumu, siyasetinoyuncağı olmuştur. Ana muhalefet partisiylebirlikte hareket ediyor." Bakanın bu tespiti yabana atılacak gibi değil, çünkü bir süredir siyaset kulislerinde konuşulan önemli bir isim var; THK avukatlığına getirilen eski CHP milletvekili HalukPekşen. Tabi sadece o da değil, kızı da kurumun avukatı.
Şu soruyla bitirelim; Kurumun avukatları varken, neden THK, CHP'li Pekşen ve kızını tercih etti ve bunun karşılığında nasıl bir "özel sözleşme" imzalandı?
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.