Süresiz nafaka uygulamasının ülkemizde yasallaşması, 1979'da Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda kabul edilerek imzaya açılan CEDAW (Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Engellenmesi Sözleşmesi) ile başladı. Türkiye, CEDAW'ı 1985'te kabuletti ve "süresiz yoksulluk nafakası"hükmü getirildi. Aynı şekilde, evlilik sırasında "edinilmiş mala katılma rejimi" de CEDAW sonrası getirildi.
Akademisyen Latif Tarbak, süresiz nafaka deneyimini kendi tecrübesi üzerinden şöyle ifade ediyor: "Gelirimin yarısını 21 yaşındaevlendiğim ve 10 gün evli kaldığımeski eşimle paylaşıyorum. 9 yılda ancaboşandım. Ayda 2 bin 80 lira nafakaödüyorum."
Sorun ne zaman başlarsa başlasın, çözüm doğal olarak AK Parti iktidarından bekleniyor. Konu, 2018'de ilk yüz günlük eylem planı çerçevesinde ele alınacaktı. Alındı da ancak yargı paketleri teker teker çıksa da bu mesele henüz çözüme kavuşturulmadı. Beşinci yargı paketinde de yer almayacağı söyleniyor. Adalet Bakanlığı, geçen sene süresiznafaka uygulaması hakkında analizçalışmalarının bittiğini duyurmuştu.Bakan Abdulhamit Gül de kadınlarımağdur etmeyecek şekilde bir çözümgetirileceğinden bahsetmişti. Fakat üçsenedir gündemde olan bu sorun hakkındatop henüz Meclis'e gelmiş değil.
Mağdur olan erkekler ile mağdur olabilecek kadınlar arasında adil bir denge bulup harekete geçilmesinin aciliyetine dikkat çekmek isterim. Sivil toplum kuruluşları ile müzakerelerdenafaka süresi için bir üst sınırbelirlenerek o süreyi aşan evliliklerdesüresiz nafaka uygulaması, aşağı kalanlardaise evli kalınan sürenin kendisiveya iki katı süresi gibi çözümler ifadeedilmişti. Biliyorum herkesi memnun edecek bir ortak zemin bulmanın imkânsız olduğu çetrefil meselelerden birisi karşımızdaki. Ancak "bırakalım, dağınık kalsın" denilip geçilecek bir durum da değil.
Yalnız şunu da belirtmeden geçemeyeceğim; süresiz nafakanın İslam hukukuna aykırı olduğu üzerinden eleştiri getirenler, mehrin önemi ya da boşanma sonrası kadının babası ve erkek kardeşleri tarafından desteklenmesi zorunluluğu hakkında çoğunlukla suskunlar. Sesleri istediklerinde çok yüksek çıksada bu konuda kendilerini pek duymuyoruz.
Süresiz nafaka karşıtı birisi olarak belirtmem gerekir ki İslam hukuku, argümanınız için işe yaradığında kullanacağınız, sorumluluklar noktasında size iş düştüğünde ise görmezden geleceğiniz bir "alet" değildir. Erkeğin kadına karşı (eş, anne veya kardeş) sorumluluklarını da azami şekilde yerine getirmesini öğütleyen bir toplumsal mutabakatımız olsaydı, bu meseleler daha çabuk ve sorunsuz çözülebilirdi. Velhasıl, gözler beşinci yargı paketinde...
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.