Beş yıl önce aynı vakitlerde aynı yerdeymişiz. İki ay sonra tanıştık, bir daha da ayrılmadık. Ayla ve Yasin Kasarcı... Karı-koca gazilik nasip olan tek çift. Beş yıl sonra hem o geceyi hem de gelinen noktayı 15 Temmuz Şehitler Anıtı'nda buluşup konuştuk. Anlatacakları çok şey vardı. O hain gecede yaşadıkları hafızalarındaki yerini dün gibi koruyordu. Sözü uzatmadan onlara bırakıyorum...
AYLA KASARCI:
KANSER TEDAVİSİ GÖRÜYORDUM O ANDA CAN GELDİ
15 Temmuz günü kanser tedavisi için hastaneye gittim. Eve geldiğimde çok yorgundum. Eşim halı sahaya gitmişti. Saat 23.30'da eve geldi. Yatsı namazlarımızı kıldık. Cumhurbaşkanı'mızın "Halkımı meydanlara davet ediyorum" cümlesini duydum. Parmağımı kaldıracak halim yokken o anda bir can geldi.
Köprünün girişinde Hazreti Ali Camii'nin önünde ateş açılmaya başlandı. Türk bayrakları ile yaralılara tampon yaptık. Salalar yükselmeye başlayınca, aldığımız kuvvet bambaşkaydı. Gişelere yaklaştığımızda tekrar ateş açtılar. Yere düştüm "Yasin ben vuruldum" diye bağırdım. Kafamı çevirince eşimi kanlar içinde yerde gördüm. Ben ayağa kalkabildim, ama eşimde hareket yoktu. Ben Yasin kalkacak ve direnmeye devam edeceğiz diye düşünüyordum.
Üsküdar'da bir hastaneye gittik. Meğer gittiğimiz hastane bu hainlerinmiş. Eşimi ameliyata aldılar sanıyordum. Meğer bir sedyenin üzerinde kanlar içinde bırakmışlar. Numune Hastanesi'ne gittik. Mahşeri kalabalık vardı. Doktorlar parmak arası terlikleri ve atletleri ile görev başındaydı. Eşimi alıp götürdüler. Saatlerce aradım. Bir doktor "Morga bak" dedi. Bu cümle aylarca kafamda çınladı. Eşim beş gün komada kaldı. Uyandığında ilk sözü "Başardık mı?" oldu.
Üzerinden 5 yıl geçti. O geceyi televizyonlardan çay, kahve içerek izleyenler, 15 Temmuz'a tiyatro ve senaryo diyorlar. 15 Temmuz'da elinde silah olmadan FETÖ ile mücadele edenler aşağılanıyor, hakaret ediliyor.
YASIN KASARCI:
ALLAH, O GECE KORKUYU KALBIMİZDEN ALDI
Köprüde, salalar yükselirken aslında biz en sevgiliye ulaşmak istiyormuşuz, belki de o yüzden Allah korkuyu bizim kalbimizden aldı. Önümüzde vurulanlara yardım ederken de hiç korkmadık. Ama farkında değiliz ki o salalar bizim için okunuyor...
Eşim vurulduğu zaman ben ona doğru dönünce, ben de yandan vuruldum. Vurulduğum yere elimi koyduğumda kan vardı ve o an aklıma Yunus aleyhisselam geldi. "La ilahe ila ente sübhaneke inni küntü minezzalimin" dedim ve ses gitti... Kelime-i şahadet getirdim ve yere yığıldım. O anda bir arkadaş yüzümü tuttu "Abi bende kal" dedi ve sonrası bende bitti.
İlk ameliyatımda dalağımı aldılar, 2'nci ameliyatta vücudumdaki mermiyi çıkarttılar ve yapılan incelemede Vedat Yıldız isimli üstteğmenin silahından çıktığı anlaşıldı. Oradaki erlerden Kurtuluş Kaya'ya şehitlik verildi, komutanları öldürmüş. Bunların linç diye sundukları, asker halka ateş etmeyi reddediyor, komutanları infaz ediyor. Ahmet Taştan "Halka ateş edeceksin" emrine uymayan askeri infaz etti. Linç dedikleri aslında kendi yaptıkları.
13 ameliyat oldum. Spor yapmayı severdim, şimdi tek başıma merdiven çıkamıyorum. Rabbim bir daha ülkemize yaşatmasın ama yine olursa yine Cumhurbaşkanı'mızın bir talimatına bakarız. Kim olursa olsun vatanımızı savunuruz.
Attıkları bombalardan çelik demir silahlar erimiş. Şehitlerin tabutlarına kum torbası koydular, ağırlık olsun diye. Cumhurbaşkanı'mızın Marmaris'te kaldığı yere 4 bin 500'e yakın mermi sıkılmış. Nasıl bir tiyatro bu?