Başlık bana ait değil, Wall Street Journal'daki bir makalenin başlığı, ama ona gelmeden bir hafıza yoklaması yapalım:
Başbakan Erdoğan, Mayıs 2013'te Amerika Birleşik Devletleri'nde Başkan Obama tarafından en üst düzeyde ağırlandı. Karşısında IMF'ye borcunutamamen kapatmış, ekonomikolarak giderek bağımsızlaşan,terör sorununu ülke sınırları içindeçözmeye çalışan bir Türkiyevardı. Obama'nın sıcak mesajlar verdiği geziden iki hafta sonra Türkiye'de Gezi ayaklanması başladı. Sıcak mesajların yerini hep bir ağızdan Erdoğan'a "otoriter" diyen Amerikan siyaseti ve medyası almıştı. PKK, Gezi ayaklanmasından gereken mesajı aldı ve çekilmeyi durdurdu. Kılıçdaroğlu, CHP lideri olarakilk kez aynı sene ABD'yi ziyaretetti. Ve o döndükten bir haftasonra da 17-25 Aralık operasyonubaşladı.Erdoğan, bu musibetide milletindesteğiyle atlattı.
HDP lideri Demirtaş, Eylül2014 sonundaABD'ye gitti.Döndüktenkısa süresonra 6-7 Ekim katliamı gerçekleşti.PKK, Gezi ayaklanmasındangerekli mesajı aldığı için ödülünüSuriye'de ABD tarafındanYPG adı altında adeta "düzenliordu"ya dönüştürülerek alacaktı. TIR'lar dolusu silah, eğitim, mühimmat... Obama yönetimi ne gerekiyorsa yığdı. "Seni Başkan yaptırmayacağız" o dönemin kod sloganıydı.
7 Haziran'dan sonra AK Parti tek başına iktidar olamayınca, gerekli şartlar oluşmuştu. Politik istikrarsızlığa, terörü içimize taşıyarak "katkı sunuldu". Fakat 1 Kasım seçimleriyle ikinci raundu alamadılar. Davutoğlu'nun başbakanlıktanistifasından 1.5 ay sonradarbe girişimi gerçekleşti.
Rusya ile S-400, Türk Akımı,Akkuyu Nükleer Santrali anlaşmalarımasadaki meydan okuyuşlardı.Daha önemlisi Fırat Kalkanı,Zeytin Dalı ve Barış Pınarı harekâtlarıile sahadaki meydan okuyuşumuzve terör örgütlerini sınırlarımızındışına taşıyışımızdı. BunuLibya'daki zaferimiz ve DağlıkKarabağ'daki desteğimiz izledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD Başkanı seçilen Biden ile ilk kez önümüzdeki NATO Zirvesi'nde görüşecek. Görüşmeye dair pek çok analiz yazıldı. Wall Street Journal'dakiWalter Mead'in "Burası dedenizinTürkiye'si değil" başlıklı makalesi bence en çarpıcısıydı. Zira tüm önyargılarına ve yer yer yanlış okumalarına rağmen Amerikan ana akım medyasında şu dile getirildi: "Türkiye'nin dış politikası gittikçebağımsızlaşacak ve daha aztahmin edilebilir olacak. Biden,eski Türkiye-ABD ilişkilerini kurtarmayaçalışmalı, artık yeni birilişkinin temelini atmalı."
Elin Amerikalısı gördükten sonra, onlara bel bağlayan "bizim" muhalifler görmese de olur.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.