"Türkiye'nin Maldivleri" olarak anılan Salda Gölü, 2019 yılından önce gündemimizde bile yoktu. Çünkü göl ve çevresi başıboş bırakılmış, her yerde çöplerin olduğu, bakımdan ve ilgiden uzak bir yerdi. Ancak
ne zaman ki AK Parti geç de olsa duruma el attı ve göl ile çevresini doğaya duyarlı bir yaklaşımla ihya etti, "çevrecilerimiz" Salda'yı "keşfetti"!
Önce Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın talimatıyla Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Emine Erdoğan Hanımefendi'nin de himayesine aldığı Burdur ilimizdeki bu tabiat harikasını
Özel Çevre Koruma Bölgesi ilan etti.
Eskiden gölün hemen kıyısına kadar inebilen araçlar ve kampçıları engellemek için araçların göl kenarına inişi kapatıldı ve iki kilometre geriye çekildi.
Çöpler sadece temizlenmedi, aynı zamanda
Sıfır Atık Sistemi kuruldu. Göl çevresindeki derme çatma yapılar temizlendi ve yerine ziyaretçilerin ihtiyaçlarını giderebileceği doğa ile uyumlu ahşap malzemeden yapılar gölün 500 metre ötesine kuruldu.
Ayrıca eskiden korunması gereken alan bölümü 44 bin metrekare iken, 7 katına çıkarılıp 295 bin metrekareye yükseltildi.
Salda Gölü ve havzasını atıksu kaynaklı kirlilik ve bozulmalara karşı korumak, burada bulunan köylerin atıksularını bertaraf etmek için arıtma tesisi çalışmaları başlatıldı.
Emine Erdoğan'ın gölü ziyaretinden sonraki süreçte Çevre ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu ile koordineli olarak tüm öneriler hayata geçirildi.
"Beyaz Adalar" kısmında göle girilmemesi ve yine Beyaz Adalar bölgesinde yaklaşık 1.5 km'lik sahil şeridindeki ziyaretçi kısıtlaması (yıllık 1.5 milyon kişiden 570 bine indirildi, anlık ziyaretçi sayısı 540 olarak belirlendi) kurul kararı çerçevesinde alındı.
Dünya üzerinde Mars'taki kraterlerle benzerliği ortaya çıkan ikinci yer olan Salda Gölü'nde NASA, üniversiteler ve bakanlık ortak bilimsel çalışma yürütüyor. Ayrıca biyoçeşitlilik, su potansiyeli belirleme ve Salda Gölü yönetim planı çalışmaları da üniversiteler ve sivil toplumla birlikte yürütülüyor. Son olarak Salda Gölü'nün
UNESCO Dünya Miras Listesi'ne girmesine dair çalışmanın da başlatıldığını belirteyim.
Salda'yı yeni "keşfeden" çevrecilerin algı ve propagandayla gizlemeye çalıştıkları gerçekleri daha gür duyurmalıyız.