Yaklaşık beş yıl önce, Sakarya Serdivan Belediyesi, "aile yaşantılarına uygun değil" gerekçesiyle ilçelerindeki apart yapılanmalara son vermek üzere 80 metrekareden küçük konutların yapımına kısıtlama getirmişti. İlgili haberdeson bir yılda ildeki170 apartın fuhuşgerekçesiyle kapatıldığıbilgisi de yeralıyor. Hatta Sakarya Üniversitesi'nin o dönemki rektörü Muzaffer Elmas'ın da yine beş yıl önce "Apart dairelere karşıyım, yurt kültürü önemli" şeklinde yurt sayısını artırmaya yönelik çabalarının altını çizen bir açıklaması da var.
Bunca şeyi neden anlattım? Prof. Ebubekir Sofuoğlu'nun"üniversiteler fuhuş yuvasıoldu" şeklinde çarpıtılan amakonuşma dinlenirse üniversiteçevresindeki apartları kastettiği anlaşılan televizyonkonuşması üzerine çıkan tartışmayı değerlendirmek için şehrin önde gelenlerinin zaten gündeminde olan bir konu olduğunun bilinmesini istedim.
Ancak Sofuoğlu'nun da bir ilim adamından beklenen sarahat ve letafet ile meseleyi dillendirmediği de aşikâr. Üstelik mesele sadece "devamsız" öğrencilere hasmış gibi yansıtılmış ki Sakarya'daki kaynaklarım mevzunun hiç de böyle olmadığını belirtiyorlar. Ayrıca kendisindengenelleme yapmaması istendiğindeiki kez "istisna değil"diyor. Bir üniversite hocasının,öğrencileri toptan hedef alanhakaretamiz bir dille meseleyiele alışı, zarfı yanlış kapatıpbir de Cumhurbaşkanı'nı referansgöstermesi sayesindemazruf kaçınılmaz olarak arkaplanda kalıyor. "Kullarıma söyle, sözün en güzelini söylesinler; çünkü şeytan aralarına girer. Kuşkusuz şeytan insanların apaçık düşmanıdır" ayeti bize bu uyarıyı yapmaktadır.
İki kez AK Parti'den aday adayı olduğu için Cumhurbaşkanı'na hürmet duyduğuna inandığım Sofuoğlu değil ama ona sahip çıkan bir kesimin, tarih nezdindedipnot bile olmayacakbir tartışma üzerindenCumhurbaşkanı'mızı hedefalmaya başlaması ise dikkatçekicidir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ayasofya'yı aslına rücu ettiren, başörtüsünden, sakalından, namazından ötürü kamudan dışlanan Müslümanları özgürleştiren, İHL'lerin kapanmaya zorlandığı, çocuklarımızı Kur'an kursuna yollamanın dahi yasak olduğu dönemlerden onları alıp hayal bile edemediğimiz imkânlara kavuşturan, esir Karabağ'ı azad ettiren,harap Libya'ya sahipçıkan, Somali'den Bosna'ya,Arakan'dan Mali'ye hayırlaanılan, ümmetin umudu haline gelmiş bir lider. Üstelik tüm bunları başarırken yol arkadaşlarınca sırtında hançerlenecek yer kalmamış da bir lider...
O yüzden ona sahip çıkmak nazarımda sadece ülke meselesi değil; bizim hem dünya Müslümanlarına hem de mazlumlarına karşı bir sorumluluğumuzdur. Fitneden çıkış için pusulanın yönü nefs değil, Rıza-i İlâhi olsa gerektir. Abdülhamit Han'ı profil resmiyapıp, "Seni Abdülhamit'inyalnızlığına bırakmayacağız"sloganı atmak en kolayı. Zorzamanda safları sıklaştırıyormusun, pusuda yatanlara mıkatılıyorsun, ona bakarlar. Siz de bakın ve duracağınız yeri ona göre seçin derim.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.