Önceki yazımda "top artık bu kaleden çıkmaz" demiştim. Öyle de oldu. Amerikan medyası Biden'ın kazandığını ilan etti. Trump hangi yasal mücadeleyi verirse versin veya ne kadar haklı olursa olsun, Biden kazanmıştır. Artık BeyazSaray'da,daha fazlaİslâm ülkesinibombalayacak,Pentagon'latam işbirliğiyapacak, birkulağı sermayedediğer kulağısilah sanayiindeolacak,yeni savaş alanlarıaçarak Ortadoğu'yuşekillendirmeye heveslibir neo-con oturacak.
Neo-con teriminin açılımı "yeni muhafazakâr" olsa da veya yanlışlıkla sadece baba-oğul Bush'ların başkanlığı dönemini tanımlamak için kullanılsa da terimin Cumhuriyetçi Parti'ye indirgenecek bir yanı yok. Hatta esas demokratlardan neşet ediyor ama bahsi diğer...
Siz sadece pek "demokrat" Obama dönemini hatırlayın. Küreselci konsorsiyum"Nobel BarışÖdülü" verdi, iklimden eşcinsel haklarına değin cilaladı. Fakat Obama, başkanlığısonunda 8 ülkeyibombalamış, toplamdaBaşkan Bush döneminden10 kat fazlahava saldırısı emrini vermiş,Amerikan ordusunasadece bir yılda 26.171bomba attırmış bir başkanoldu.
DEAŞ'la savaş adına sivillerin yaşadığı yerleri dümdüz etmelerini bir kenara koyacak olanlara hatırlatayım: Obama, bir Amerikanvatandaşını bile teröristolabilir şüphesiylebombalatarak öldürttü. Yani bir anayasa hukukçusuolarak pazarlanansiyah adam, korumayayemin ettiği anayasayıçiğneyip başka bir siyahAmerikalıyı havaya uçurttu. Kimse hesap sordu mu? Elbette hayır!
Dolayısıyla neocondenince aklınızaSuriye'de sahada sıfırkenvar ettikleri ve binlercekamyon silahladonattıkları YPG gelsinmesela. Eş-Şebab deyipSomali'ye, Taliban deyipPakistan'a yaptıkları saldırılargelsin mesela. Ya da biryandan İran'la el sıkışıp,diğer yandan İran destekliHutiler üzerindenSuudlarlaberaber Yemen'e yağdırdıklarıbombalarlaöldürdüklerion binlercekadın ve çocukgelsin mesela!
Biden, "güvercin" gibi kampanya yapsa da "şahin" gibi yöneteceğinin de işaretlerini verdi üstelik. Askerî harcamaları yükselteceğini açıkladı. Trump'ı Suriye'de yanlış adımlar atmakla, Rusya'ya karşı yumuşak olmakla suçladı. Taliban'la masaya oturulmasına karşı çıktı. Trump'ın asker azalttığı Suriye'de yanlış yaptığını belirtti. Başa geldiğindeyapacağı ilk işlerdenbirisi de YPG'yi tekrargüçlendirmek veTrump'ın azalttığı askersayısını artırmak olursasanırım kimse şaşırmaz.
Bu elbette Trump'ın hiç bomba atmayan, barışsever bir başkan olduğu anlamına gelmiyor. O da İslâm ülkelerini çok daha az da olsa bombaladı. O da örneğin Venezuela'da ya da İran'da yaptırımlarla binlerce sivilin hayatıyla oynadı. Ancak "Önce Amerika" sloganıyla daha içe dönük bir dış politika arzusu, Kuzey Kore'den Afganistan'a değin atmaya çalıştığı barış adımları klasik bir neo-con olmadığının da kanıtıydı.
Neticede Trump'ın Biden gibi tek-kutuplu hegemoni kurma eksenli bir bakışı yoktu. Ana düşman her zaman Çin üzerinden küreselci konsorsiyumdu. Fakat müesses nizamakarşı ne kadar gücüolduğunu Suriye'de bizzatgördük. Çekilme sözü verip, önce erteledi, sonra dediği gibi tamamen çekilemedi, vs.
Yani mevzu "Türkiye- ABD ilişkileri ne olacak?" sorusunu kapsayan ama çoğunlukla aşan bir yere doğru gidecek, bilelim.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.