Bloomberg'de geçtiğimiz sene yayınlanan çalışmanın başlığı buydu. Osmanlıİmparatorluğu'ndan bu yana Türkordusunun dünya çapındahiç bu kadarfazla alandaetkili olmadığınıbelirterek başlayan Selcan Hacaoğlu imzalı makalede, Suriye, Irak, Katar, Somali ve barış gücü olarak Afganistan ve Balkanlar'daki askerî varlığıyla siyasi nüfuzunu nasıl perçinlediği anlatılıyordu. Busene haritayı güncellemişler.Doğu Akdeniz veAzerbaycan da haritadaki yerinialmış.
Savunma sanayii bütçemiz 2015'te gayri safi yurtiçi hasılanın %1,8'ine tekabül ederken, 2018 itibariyle bu oran %2,5'e çıkmıştı. Ayrıca millî savunma sanayiinin 300 civarındaki proje sayısı da yaklaşık 300'lerden sadece altı yılda 700'lere dek ulaştı. Dünya genelindeki savunmasanayii şirketleri arasına yediTürk şirketi girdi. Tüm bu oranlara SİHA'ların özellikle İdlib ve Libya'da küresel savaş anlayışını alt üst eden başarılarını ekleyin. Libya'da ABDFransa- BAE-Mısır destekli Hafter çetesinin ilerleyişini durdurup püskürten müdahalemizi de üzerine koyun. Ortaya çıkan tablo elbette ki bazıları için ürkütücü olacaktır. Bugün Türkiye artık sadeceOrtadoğu ve Balkanlar ileAfrika'da değil, Güney Kafkasyamasasında da yer alacağına işareteden bir atılımın içerisine girdi.ABD, seçim gündemine odaklanmış.Rusya, bir nevi Turuncu Devrimile gelen Batı eksenli ErmenistanBaşbakanı Paşinyan'a "bizsiz hiçsin"mesajı veriyor. Hazır bu konjonktürvarken ve Ermenistan güçleri de saldırganlıklarınısürdürüyorken, Türkiye'nindesteğiyle Azerbaycan'ın bu savunmaatağını başlatması çok isabetli oldu.
15 Temmuz sonrası Batı medyası iştahla Türk ordusunun artık bittiğini, böylesi bir darbe girişiminin ertesinde on yıllarca toparlanamayacağını yazıyordu. Oysaki ordumuz, FETÖ'cü cerahatı attıkça güçlendi. Daha geçtiğimiz haftalarda DoğuAkdeniz masasında olduğumuzuFransa dahil tüm Batılı güçlerekabul ettirmişken, bu haftayada Azerbaycan ordusuna verdiğimizdestekle geçtik. Rus medyasına bakarsanız tüm bu gerilimin sorumlusu Başkan Erdoğan. Gerilim dedikleri ise, Azerbaycan'ın 30 yıldır işgal edilmiş topraklarını geri istemesi...
Dolayısıyla aslında dünyanın "gerilimini alıyoruz", almaya da devam edecek gibi görünüyoruz.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.