New York'tan, yaklaşık on saat süren yoldan sonra uçak nihayet inmişti. İnternet bağlantısı sağlandığı andan itibaren ise ilk duyduğum söz "deprem" oldu.
Herkes birbirine yaklaşık 15 dakika önce İstanbul'u sallayan 5,8'lik depremi haber veriyordu. Panikle telefona sarıldım. O an aynı şeyi yapan milyonlar gibi sevdiklerime önce ulaşamadım.
İnternet sayesinde whatsapp üzerinden görüşüp herkesin sağ salim olduğu haberini alana kadar geçen saniyeler dehşet vericiydi.
Milyonlar, muhtemel bir İstanbul depreminin, sadece bir şehri değil, ülkeyi kalbinden vuracağını iliklerine kadar hissetmişti. Kötü bir kabustan uyandık diyemem zira bir nevi kabus sürüyordu. Ekranlarda depremsimülasyonları yayınlayanlar,artçıların daha şiddetli olacağındanbahsedenler, toplanmaalanlarına AVM yapıldığı yalanınıuyduranlar, olmayan bir toplanmaalanının TÜRGEV'e tahsisedildiği yalanını uyduran CHP'livekiller, sosyal medyada aslındaüzerinde çizik bile olmayan köprününhalatlarının kopmak üzereolduğunu gösteren üzerindeoynanmış fotoğraflar yayınlayantroller ve daha vahimi bu iddiayıkontrol etmedenyayan gazeteler vegazeteciler...
Depremin ertesi günü ise bunların hiçbirini konuşmuyorduk.
Ana gündemimiz ne miydi? İBB Başkanı İmamoğlu'nun, İstanbul Valiliği'nde gerçekleşen ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı'ndan İçişleri Bakanı'na değin devletin tüm ilgili kademelerinin hazır bulunduğu deprem konulu toplantıya neden çağrılmadığı...
Fakat küçük bir sorun vardı ve onun adı "gerçek"ti. Çünkü İmamoğlu çağrılmıştı. Ancak yönetmesi gereken şehir deprem travması ile çalkalanırken, hemşehrilerinin bir kısmı arabada veya parklarda sabahlamışken, kendisi Vefa Lisesi'ndeki bir toplantıya gitmeyi tercih etmişti.
Üstelik kendisine tam üç kez davet edilip edilmediğini soran gazeteciye ise robot gibi aynı cümleyle cevap verebilmişti: "Genel sekreteryardımcımız vediğer arkadaşlarımızorada." İyi de siz nerdesiniz?
Dahası neden sorulan soruya "Davet edildim ama gitmedim" diye dürüstlükle cevap veremiyorsunuz? Sel felaketi sırasındaBodrum'da,deprem felaketisırasında ise VefaLisesi'nde oluşunuaçıklamakta zorlanmışolacak ki bu seferde 'davet edilmedim' yalanınabaşvuruyor. Ancak şunu açıklayamıyor: Siz davet edilmediniz deGenel Sekreter Yardımcınız mıdavet edildi? Siz davet edilmedinizde İSKİ Müdürünüz, İtfaiyeMüdürünüz mü davet edildi?
Üstelik davet edildiği ortaya çıkmasına rağmen gazeteci ve siyasilerden hâlâ yalan haberi yayan tivitlerini düzeltmeyenler var! Hatta "Başkanımı çağırmadılar ama obüyüklük gösterip açık etmiyor"minvalinde sayıklayan şizolarbile mevcut.
Sayın İmamoğlu, anladık gözünüzCumhurbaşkanlığı yarışındaama üzgünüz, şimdilik sadeceİstanbul'u yönetmek için seçildiniz.
Seçmenleriniz can korkusuyla yaşarken, sizin başka bir gündemi, hele ki siyasî hırslarınızın yönlendirdiği bir gündemi takip etme lüksünüz yok. İstanbul'u sizden önce yönetenlerindeprem konusundaaldıkları önlemleri eksik buluyorsanız,onları tamamlamak veyaptıklarınızı halkla paylaşmakbirinci vazifeniz. Artık salt eleştirimakamında değilsiniz; size oyveren İstanbullular başta olmaküzere tüm şehire karşı sorumluluklarınızıyerine getiriniz.
İstanbul, sizi görev başına çağırıyor.
Lütfen icabet ediniz.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.