Dünyada metrekareye en çok yol ve "tanrı" düşen ülke Japonya'nın başkenti Tokyo'dayız. Japonların bin yıl başkenti Kyoto olmuş ancak modernleşme serüvenleriyle birlikte değişen tek şey başkentleri olmamış.
Hani "Japonlar uzun yıllarkendilerini dünyayakapalı tuttular,ardından Batılıülkelere açmayakarar verdiler"diye anlatılanbir hikâye varya... Japon kıyılarınatopçubataryaları dolusavaş gemileri vesatacak mallarlagelen Batılı devletlerinbununlaalakasını da dilegetirmek gerekir.
Japon Kraliyet ailesi, aynı kan bağı silsilesindengelip kraliyet konumunuen uzun koruyan Yamato Hanedanlığı'dır. 4. yüzyıldan 19. yüzyıl sonlarına değin aile, devlet yönetiminde etkindir. Modernleşme öncesi Shogun denen derebeyleriyle yapılan iktidar paylaşımı, "Meiji restorasyonu" olarak anılan modernleşme süreciyle değişmiştir. İlkin ABD ile 1854'te imzalanan Dostluk Anlaşması'yla açılan kapıdan girenleri diğer Avrupalı devletler takip etmiştir.
Ayrıca "Son Samuray"filminin romantizmini bozmakgibi olmasın amasamuray soyundan gelenailelerin büyük çoğunluğu,modernizm sonrası iktidarpaylaşımında büyükrol oynamış. Hatta öyle ki,bu elit savaşçı ailelerin kılıçbırakmasından 140 yıl sonrayapılan bir araştırmada, toplumunsermaye ve yüksekeğitim konularındaki üsttabakasının ezici çoğunluğununsamuray soyadlarıtaşıyan ailelerden çıktığıkanıtlanmıştır. Bu anlamdaJaponya'da sınırları kesin çizgilerleçizilmemiş olmakla birliktezımnî bir kast sistemi olduğusöylenebilir. "Devletler yıkılır, ordularyenilir ama aile yerindesağlam durdukça otoplum yıkılmaz" denirya... Japonya'yı bu açıdanzor günler bekliyor.
Türkiye'nin 1/7'si kadar toprağı olan Japonya'nın nüfusu 130 milyon ama doğum oranı % -0,21'e kadar gerilemiş durumda. Nüfusun % 35'inin 65 yaş üstü olduğu söyleniyor.
Ortalama yaşam süresinin de 89-91 yaş olduğu düşünülürse, devlete binen yükü tahmin etmek güç değil.
Ne var ki aşırı çalışmaktan ve hızlı modernleşmeden geriye yalnız ölen ve cesedi koktuğunda anlaşılan yüzbinler ile günlük intihar oranı90 kişiyi bulan bir toplum kalmış.
Japonya'da yalnızlık öyle boyutta ki insanlar özel günlerinikutlamakiçin oyunculukajanslarındanaktörler tutupbirkaç saatliğineaileleri gibidavranması içinpara bile ödüyorlar!
Tanıdığım en nazik halkların başında Japonlar geliyor.
Sokakta adres sorarken İngilizce konuşmuyorsa dahi mahçup halde anlatmaya çalışıyorlar.
Ya da örneğin otelin kahvaltı salonuna girerken bile en az üç-dört çalışanla başınızı eğerek gülümseyip selamlaşmadan giremiyorsunuz.
Ancak disiplin konusundaki mükemmeliyetçilikleri, nezaketlerinden de ağır basıyor. İşahlâkının temeli olan sözlerindenbirisi "Nedeninnedeni olmaz"; yani "bahaneyok". Mihmandarımız MÜSİAD Japonya Başkanı Mahmut Münir Güzel anlattı, yönettiği turizm şirketi için tuttuğu araçlardan birisi 5 dakika geciktiği için aynı gün içinde aranıp, özür dileyerek o günün yarı ücretini almayacakları belirtilmiş.
Disiplinin bir diğer göstergesi ise günlük 365 sefer yapan Shinkansen'in dakikliği; hızlı trenlerin yıllık en yüksek gecikme oranı yalnızca 36 saniye imiş. Ayrıca dakikada 75fotoğraf çekebilen Japonturistler sizi aldatmasın;yıllık izinlerini kullanmayankişi sayısının çokluğundanötürü bunu zorunluhale getiren yasa bile çıkarılmış!
Japonya'da çocuklar 10 yaşına değin yazılı sınava tabi tutulmuyorlar. Okullardatemizlik görevlileri yok,çünkü bütün temizlik işleriniçocuklar yapıyorlar.
Bu, eğitimlerinin zorunlu bir parçası olarak görülüyor.
Nazik, yalnız ve disiplinli insanlar ülkesi Japonya'nın inanç sistemi, geyşa okulları ve askerî düzeni yarınki yazımda...
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.