31 Mart'tan önce Selahattin Demirtaş, büyükşehirlerde ittifak yaptıkları CHP'nin adaylarına oy verilmesi çağrısında bulunmuştu.
Ancak İmamoğlu,seçimden önceDemirtaş hakkındaser veripsır vermemiş;kendisi hakkındatek cümlekurmamıştı. Nevar ki seçiminhemen ertesindeDemirtaş hakkındasöyledikleridikkat çekiciydi: "Gerçekten de barışçıl, uzlaşmacı ve evrensel değerleri öne çıkaran dili vardı. Bundan da çok mutluluk duydum. Hatta kendi adıma bunun Türkiye için bir fırsat olabileceğini ve birçok duvarı yıkabileceğini de dile getirdim. Bugün de hâlâ aynı kanaatteyim. O dilin geçerli olduğu bu ülkede çok daha mutlu olabileceğimizi görüyorum. Bu bağlamda böyle siyasi bir çizgisi olan bir insanın benim hakkımda pozitif bir şey söylemesi elbette beni mutlu etmiştir." Kendisine Demirtaş'ın"Apo'nun heykelini dikeceğiz"çıkışı mı, yoksa"YPG, Fırat'ı geçecek;sen de mal mal izleyeceksin"sözleri mi barışçılve uzlaşmacı geldibilmiyorum. Bildiğimoldukça değişik bir'adamlık' anlayışı olduğu...
Zira, 31 Mart'ın ertesinde İstanbul tarihi için bir ilk yaşandı: Yunan basını bayram etti. "Ayasofya'nın intikamını alacak başkan" diyen mi dersiniz, "İstanbul'uyeniden fethettik" imasında bulunan mı; ne ararsanız vardı Yunan basını manşetlerinde. İlginçtir, İmamoğlu busaçma başlıkları atanlarhakkında da iki çiftkelâm edip itiraz etmedi. Yine ser verip, sır vermedi. Fakat ne zaman ki AKParti İstanbul BelediyeMeclisi Başkanvekiliolan Tevfik Göksu, konuyugündeme taşıyıp tepkigösterdi; İmamoğlu çiledençıktı.
Hatta işi o kadar ileriye götürdü ki bu konuyu soran gazeteciye bile canlı yayında gürleyip Göksu'yu kast ederek "Ben onu adam yerinekoymuyorum ki" deyiverdi.
Dedim ya "değişik" bir adamlık kriteri var kendisinin; sözüne bakıp adamlık ölçüsünün alınamayacağını anlamamıza yetecek kadar değişik...
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.