Avrupa kıtasının iki ucunda yer alan, imparatorluk bakiyesi iki ülke için 2016 yılı, farklı açılardan tarihi kırılma noktalarını içeriyordu. İngiltere, referandumla Avrupa Birliği'nden kopmaya karar verirken, iki hafta sonra Türkiye'de FETÖ'cü askerler, devletin savaş uçakları ve tanklarıyla 251 kişiyi öldürdükleri bir darbeye kalkışacaklardı. Bu kırılma noktaları sonrası, İngiltere-Türkiye dayanışması daha da arttı. Erdoğan, İngiltere gezisinde Britanya'yı sadece bir stratejik ortak olarak değil, dost olarak da gördüğünü söylemişti. Bu, Türkiye'nin millî güvenlik hassasiyetlerine anlayışlı yaklaşıldığı takdirde, Erdoğan'ın her zaman Batılı devletlerle dost olmaya hazır olduğunun kanıtıydı. Peki bu noktaya nasıl gelindi?
Darbeden bir hafta sonra en üst düzey yetkilisini, Avrupa Bakanı Sir Alan Duncan'ı gönderen ülke İngiltere olmuştu. Başbakan May, ABD'den sonraki ilk deniz aşırı ziyaretini Washington'dan direkt Ankara'ya gelerek Türkiye'ye yaptı. Britanya Parlamentosu Dış İlişkiler Komisyonu, raporunda Gülencilerin darbenin arkasında olduğunu belirterek, bir devlet duruşu sergiledi. Dahası, Dışişleri Bakanı Boris Johnson, Zeytin Dalı Harekâtı'na, Türkiye'nin sınırlarını korumak amacıyla yaptığı bir operasyon olarak yaklaşan ve desteğini açıklayan ilk Batılı bakan olmuştu. YPG'ye katılan İngilizlerin yargılanması ve PKK'ya finans desteği sağlayan dört 'gazeteci'nin tutuklanması gibi hadiseler de Türkiye gözünde İngilizlerin dostane ve özgün yaklaşımlarının işaretleri olarak okundu.
Nitekim bu gezide, Brexit sonrası İngiltere ile serbest ticaret anlaşması yapılması ve TFX gibi savunma sanayii alanındaki işbirliklerinin çoğaltılması gibi işbirliğini bir level üste taşımaya dair görüşmeler yapıldı. Ticaret hacmini 20 milyar dolara yükseltmek ortak hedef halini aldı.
Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı sıfatıyla yaptığı ve Kraliçe Elizabeth vePrens Charles ile de görüştüğü, başarılı İngiltere gezisine bu arka planda bakmakta fayda var. Böylelikle belki diğer Batılı "dostlarımız" da gerekli mesajları çıkarırlar.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.