"Mısır gazetelerinde okuduğumuz şatafatlı makaleler gerçekten çok gariptir. Kemal Paşa sadeceTürkiye'nin kurtarıcısı değil, aynı zamandageri kazanılmış Türk bağımsızlığınınkahramanıdır. O Gazi'dir, İslâm'ın kahramanıdırve O'nun zaferi Doğu tarafındanBatı'ya vurulmuş ilk darbedir. Bu darbe aynı zamanda Muhammedizm'in Hıristiyanlığa vurduğu ilk darbedir. Camilerde, inananların müthiş zaferi için Allah'a dualar edilmiş ve şükranlar sunulmuştur. Pek çok cemaatte, şeyhler neş'e ve şükrânlarını belirtmek için Mevlitler okutmuştur.
Anadolu'daki askerlere yardım için cömertçe bağışlar toplanmış ve gönderilmiştir çünkü onlar İslâm'ın fethedilemeyenkalesinin kahraman savunucularıdır.
Üstelik o Mısır ki, sadece birkaç yıl önce Mustafa Kemâl'in gür sesi Mısırlıları milliyetçilik adına ayaklandırmaya yeterli olmuştur. Ancak şimdi, aynı Mısır'da, Kraliyet ailesinin Birinci Prensi'nin liderliğindeki bir heyetin Kemalistlere kendi kardeşleri olan Mısırlıların tebriklerini iletmek üzere gönderilmesi teklif edilmektedir. Suriye'de Muhammedîler öyle taşkın vegürültülü şekilde Kemalist zaferi kutladılarki Fransız yetkililer, Hıristiyan dostlarıincinmesin diye müdahale edip durdurmakzorunda hissettiler. Şam'dan ve diğerSuriye kentlerinden Ankara'ya binlerce tebrik telgrafıçekildi. Beyrutlu bir Muhammedî, İzmir'e ilkTürk Bayrağı'nı diken Kemaliste takdim edilmeküzere 500 Türk pundu gönderdi. Zaferden sonrakiilk Cuma günü, Beyrut'un en büyük camiindeMustafa Kemâl'in temsilcisi coşkuyla karşılandı. Konuşmalar ve dualardan sonraysa, arabasınaBeyrut'ta Cemal Paşa tarafından astırılanSuriyeli Arap liderlerinin arkadaşlarıve akrabalarının omuzlarında taşınarakgötürüldü. Fransız yetkililer, Kemâl Paşa'nıntemsilcisinin Suriye'nin Şam, Humus,Hama ve Halep gibi şehirlerini ziyaretini,daha büyük olaylardan çekindikleriiçin yasakladılar. Dünya Savaşı'ndan önceSuriyeliler, Arap ayrılıkçı hareketinin liderleri kabuledildikleri için, kamu fikrindeki Türkler lehine gelişenbu değişim, Muhammedî dünyadaki tartışmasızyeni durumun en büyük göstergesidir.
Filistin ise daha büyük önemde bir olaya sahne oldu. Filistin'in Müslüman ve Hıristiyan toplulukları, İngiltere'ye davalarını anlatıp Balfour Deklarasyonu'nu feshetmek için bir heyet göndermişti.
Londra'da birkaç ay süren müzakerelerden sonra heyet başarısızlığa uğradı ve çaresizlik içinde geri döndü. Nablus'ta toplanan Filistinliler, heyeti dinleyip Siyonistlere karşı yeni bir plan yapmaya karar verdiler. Heyet Başkanı Kazım Paşa, İngiliz Hükümeti'nden hiçbir beklentileri olamayacağını ve Siyonist hâkimiyetinden kurtulmak için Doğu'daki kardeşlerine dayanmayı önerdi. Sonra Hıristiyan bir Filistinli, Arap dünyasının liderlerine giderek yardım ve destek alınmasını önerdi. Bunun üzerine, Muhammedîbir delege ayağa kalkarak bu fikri övdüama heyetin Ankara'ya gitmesi gerektiğini,başka hiçbir yerde Doğu'nun ve İslâm'ınhakikî savunucularının kalmadığını söyledi.
Bu fikir öne geçti ve Filistinli delegeler, 400 yıldır onları işgal eden tiranlara Siyonistleri kovmaları için gönderildi."
New York Times'da, 17 Aralık 1922'de, "Muhammedî Dünya'ya bakan Kemâl" başlığıyla yayınlanan makaleden birebir tercüme etmeye çalıştığım pasajlar okudunuz. Işıl Acehan'ın tivitinde rastladığım bu makale, 30 Ağustos'ta atalarımızın ne yaptığını iyi kavrayabilmemiz için çok kıymetli. Zira bazen bu 'dış' yorumları bilmek, içerde bizi kısır döngülere hapsetmek için uğraşan tayfadan korunmayı sağlıyor.
Mustafa Kemâl'in zafer sonrasındaki politikalarını sayfalarca tartışabiliriz, tartışıyoruz. Ancak milletimizin bir olduğunda, prangalara vurulmuş tüm milletlere ilham olabilecek kapasitedeki büyüklüğünü hatırlamaya ihtiyacımız var. Çünkü bugün de aynısı oluyor ve maalesef makalede bahsedilen muzaffer Kemalistlerin çocuğu olduğunu iddia edenler tarafından ya ABD'ye ya Almanya'ya ya da AB'ye şikâyet ediliyor veya onlarla kıyaslanıp aşağılanıyoruz. Hepimizin ama özellikle gerçekanlamda Kemalist olan vatandaşlarımızınve anti-Kemalist olmakla övünmekdışında bir marifeti olmayan vatandaşlarımızınüzerine düşünmesi gerektiğine inanıyorum.
30 Ağustos Zafer Bayramımız kutlu, Kurban Bayramımız mübarek olsun.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.