Dün, Fırat Kalkanı harekatının birinci yıldönümüydü. İleride Türkiye için dönüm noktalarından biri olarak anılacak harekat sayesinde, Türkiye, Suriye sınırını teröristlerden temizleyerek Cerablus, Azez ve Bab'ı özgürleştirdi. TSK destekli Özgür Suriye Ordusu tarafından yürütülen operasyon 7 ay sürdü ve sivil can kaybının yaşanmadığı tek harekat olarak tarihe geçti.
Operasyon sırasında Türk hava Kuvvetleri, 81 DEAŞ noktasına 294 saldırı düzenledi. Yaklaşık 2015 kilometrekarelik alan kontrol altına alındı ve 3.000'den fazla terörist etkisiz hale getirildi. O günden bu yana, 50.000 Suriyeli topraklarına döndü. Söz konusu bölgelerin altyapı çalışmaları, temiz suya erişimden elektriğe, çöp toplamaktan yeniden okul ve hastanelerin inşasına kadar Türkiye'nin desteğiyle yürütülüyor. Türkiye, başından beri savunduğu güvenli bölgelerini kendisi kurdu.
Fırat Kalkanı hayata geçirildiğinde büyük ölçüde Rusya ile ve ilk etapta da ABD ile koordineli giden bir mücadele söz konusuydu. Ancak zaman geçtikçe ABD'nin YPG'ye desteği bin tır kadar arttı! ABD cephesinde, Suriye'de "dahaaz Türkiye, daha çok PKK" anlayışı hakim olunca, Türkiye de ABD ile dirsek temasını sürdürse de, Astana sürecinin diğer aktörleri olan İran ve Rusya ile Suriye'de çatışmasızlığı sağlamanın yollarını aramaya başladı.
Türkiye'ye gelen İran Genelkurmay Başkanı Bakıri'nin, ziyaret sonrası yaptığı, Kuzey Suriye'de, Suriye hükümetinin hakim olması konusunda anlaştıklarına dair açıklama, Türkiye'nin Esad karşıtlığı sürmekle beraber, Suriye'nin toprak bütünlüğünü muhafaza amacıyla İran ve Rusya ile hemfikir olunduğu intibaını güçlendirdi. Türk Genelkurmay Başkanı Akar'ın da Tahran'a iade-i ziyaret yapması bekleniyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Fırat Kalkanı Harekatı'nın ardından "FıratKalkanı harekâtı'yla alakalı bu işinaslında isim olarak birinci etapdiye nitelendirdiğim kısım bitti. Buyol haritasının adı konmayan ikincive üçüncü etapları olacak" diye konuşmuştu. Bu minvalde ilk amaç İdlib'in çatışmadan arındırılması olarak görünüyor.
Astana sürecinin yürütücüleri olarak Rusya, İran ve Türkiye'nin yönlendirici/ gözlemci rolünü üstlenmeye çalışacakları süreç kolay olmayacak. Ancak Türkiye, ABD'nin Menbiç için verdiği, "PYD burayı terk edecek" sözünü tutmamasından ve bunun yerine aklımızla dalga geçercesine "Suriye DemokratikGüçleri" adı altında YPG'nin adeta düzenli bir orduya dönüştürülmesinden rahatsız. O yüzden YPG'nin Akdeniz'e ulaşmayı hedefleyen "terörkoridoru"na son vermek amacıyla İdlib'in çatışmasızlık bölgesi haline getirilmesi birincil amaç olarak görünüyor.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.