Halkın 7 Haziran'da, sandıkta verdiği mesaj 'koalisyon kurun' değildi. Hiçbir seçmen sandığa 'partim koalisyon kursun' motivasyonuyla gitmez. Partisinin iktidara gelip kendi çizgisinde iktidar etmesi için gider.
Nitekim seçimler sonrasında ortaya çıkan Ak Parti- CHP koalisyonu seçeneğine iki parti tabanında da %80 ile %90 arasında değişen olumsuz bakış vardı. Koalisyon hükümetinin kurulması, Ak Parti'nin de CHP'nin de kendilerine oy veren kitlelere 'halk için halka rağmen koalisyon yaptık' demeleri olacaktı.
Meclis'e giren partilerin ikisi, MHP ve HDP, 7 Haziran gecesi koalisyona girmeyeceklerini ilan ettiler. Bu anlamda Bahçeli, çok sakınmasına rağmen Demirtaş'la aynı 'siyasi sorumluluğu' göstermiş oldu.
Ayrıca Bahçeli, hem koalisyon sorumluluğundan köşe bucak kaçıp, hem de Ak Parti ve CHP'yi bir an önce koalisyon kurmaya davet ederek 'kafa konforu'nun nereye varabileceğini gösterdi. Hemen her evde vardır ya, bahar temizliği günü gelip çatınca 'hadi size kolay gelsin' deyip ortalıktan sıvışan bir kız kardeş; Bahçeli'ninki de o hesap...
Bahçeli, PKK başta olmak üzere terör örgütlerinin hedefi konumunda olduğumuz bir dönemde iktidarda sorumluluk almak yerine koalisyon yolunu gösterdi. Üstelik terör örgütünü kınamaktan bile aciz Sezgin Tanrıkulu'nun Genel Başkan Yardımcısı olduğu, "Eğer İran-Türkiye karşı karşıya gelirse, Türkiye'ye karşı, İran safında olurum!" diyen Eren Erdem'in ve Adıyaman'da bir askerin şehit edildiği gün Taksim'de Öcalan posterleri altında yürüyen Mahmut Tanal'ın vekili olduğu, PKK saldırıları devam ederken HDP'nin düzenlediği 'Barış mitingi'ne "kurumsal çağrı ve katılım" gösteren CHP ile yapılacak bir koalisyonun millî güvenliğe ne gibi bir katkısı olacağının oldukça şüpheli olduğunu bile bile bunu yaptı.
7 Haziran gecesi, tüm koalisyon seçeneklerine hayır diyen MHP'nin de HDP gibi erken seçimden şikâyet etmeye hakkı yoktur. Aksine dedikleri olduğu için gayet memnun olmalılar...
KILIÇDAROĞLU'NUN SİTEMİ
CHP lideri, dün yaptığı açıklamada, 'Hiçbir kırmızı çizgimiz yoktu ki' diye Ak Parti'ye sitem etti. Yalnız kamuoyuna daha görüşmeler başlamadan 14 maddelik ön şart listesini sunan da aynı CHP değil miydi? Üstelik Kılıçdaroğlu, Başbakan'ın 'seçim hükümeti' teklif ettiğini, Başbakan ise 'iki yıllık reform hükümeti' teklif ettiklerini söylüyor. Anlaşılan iplerin koptuğu nokta öyle ya da böyle koalisyonun süresinde ve niteliğinde anlaşamamak olmuş. Öyleyse Kılıçdaroğlu, 'Cumhurbaşkanı istemedi, o yüzden koalisyon kuramadık' şeklinde hedef göstermelerinin de doğru olmadığını kabul etmiş oldu. Ancak erken seçime gidersek bu sözlerini anında unutacağına eminim nedense.
Umuyorum ki belirsizlik içinde geçirdiğimiz ve ülkece kaybettiğimiz şu 1.5 ayın, 4 yıl daha tekrarlanmayacağı bir sürece gireriz.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.