"Fırtına zerre kadar serinlik getirmedi; sıcağı arttırdı hatta...
Ah, bir yağmur yağsa... Islanmak ihtiyacı içindeyim.
Ama buraların yağmuru değil;
İstanbul'un nisan yağmurları.
O yağmurlar ki, bu günlerde güneş ışığına karışmış, damlalarının göbeklerinde üstüne düşecekleri çiçeklerin çeşitli rengi, ılık ılık, usareli, rayihalı, geçici sağanak halinde ne güzel serpilir. Yeşile konar, yemyeşil olur; leylaklar üzerine düşer, leylak kokar."
Refik Halid Karay'ın ilk basımı 1950-52 yılları arasında yapılan Nilgün romanında...
Kızıldeniz'den çıkmak üzereyiz...
Karşıda Perim Adaları'nın ışıkları biteviye yanıp sönüyor...
Roman kahramanının dediği gibi "Perşembe sabahı Bombay'dayız."
Malum, pazar günleri uzunca bir süre bu köşede geçen yüzyılın erken dönem edebiyatçılarının eserlerinden bölümler aktardım.
Ve dedim ki, "Bir tasvir, bir cümle, bir kelime basit bir seçim değildir; o aynı zamanda yaşayıştır; hissediş ve düşünüştür." Sonra sordum: Neden öyle bakmıyoruz artık? O "yaşayış" bütünüyle kayıp gitti mi elimizden?
"Islanmak ihtiyacı içindeyim." Şimdi sadece istiyoruz; ara sıra yağmurda ıslanmak istiyoruz.
Ha, bir de nisan yağmuru konusu var tabii.
O apayrı bir nokta!
Geçtiğimiz bahar Refik Halid'in tarif ettiği gibi bir nisan yağmuru yaşadık mı?
Hatırlamıyorum.
Çoktandır yağmur dediğimiz sel, çamur, felaket.
Neyse, ben seyahatime döneyim...
Bir yerde, bir kadının yanında bulunmak...
Mesela şu Bombay'da ve şu iki odalı bungalovun içinde. Fakat o kadın Nil olmak şartıyla...
Ondan mahrum kalınca Nil'i kuruyuvermiş Mısır gibi çorak, ıssız, hazin bir çöle döneceğime inanıyorum.
Yeşillik, ses, bereket, hepsi tükenecek.
Birkaç gün sonra içine dalacağım Efganistan'ın Deşt-i Margu yaylası gibi korkunçlukta eşine güç rastlanır korkunçluktaki vadi, benim ruhum olacak."
Zaten artık Bombay diye bir şehir de yok. 1995'ten beri adı Mumbai.
Hem bir şey diyeyim mi?
Romanın kahramanı Nil (Nilgün) de galiba bir mitoman.
Ah, bir yağmur yağsa... Islanmak ihtiyacı içindeyim.
Ama buraların yağmuru değil;
İstanbul'un nisan yağmurları.
O yağmurlar ki, bu günlerde güneş ışığına karışmış, damlalarının göbeklerinde üstüne düşecekleri çiçeklerin çeşitli rengi, ılık ılık, usareli, rayihalı, geçici sağanak halinde ne güzel serpilir. Yeşile konar, yemyeşil olur; leylaklar üzerine düşer, leylak kokar."
***
Evet! Yine seyahatteyim!Refik Halid Karay'ın ilk basımı 1950-52 yılları arasında yapılan Nilgün romanında...
Kızıldeniz'den çıkmak üzereyiz...
Karşıda Perim Adaları'nın ışıkları biteviye yanıp sönüyor...
Roman kahramanının dediği gibi "Perşembe sabahı Bombay'dayız."
***
Şimdi burada biraz durayım...Malum, pazar günleri uzunca bir süre bu köşede geçen yüzyılın erken dönem edebiyatçılarının eserlerinden bölümler aktardım.
Ve dedim ki, "Bir tasvir, bir cümle, bir kelime basit bir seçim değildir; o aynı zamanda yaşayıştır; hissediş ve düşünüştür." Sonra sordum: Neden öyle bakmıyoruz artık? O "yaşayış" bütünüyle kayıp gitti mi elimizden?
***
Mesela şu girişteki alıntıda bir söz var:"Islanmak ihtiyacı içindeyim." Şimdi sadece istiyoruz; ara sıra yağmurda ıslanmak istiyoruz.
Ha, bir de nisan yağmuru konusu var tabii.
O apayrı bir nokta!
Geçtiğimiz bahar Refik Halid'in tarif ettiği gibi bir nisan yağmuru yaşadık mı?
Hatırlamıyorum.
Çoktandır yağmur dediğimiz sel, çamur, felaket.
Neyse, ben seyahatime döneyim...
***
"Aklımdan geçirmediğim, geçerse budalalık telakki ettiğim şeyler düşünüyorum...Bir yerde, bir kadının yanında bulunmak...
Mesela şu Bombay'da ve şu iki odalı bungalovun içinde. Fakat o kadın Nil olmak şartıyla...
Ondan mahrum kalınca Nil'i kuruyuvermiş Mısır gibi çorak, ıssız, hazin bir çöle döneceğime inanıyorum.
Yeşillik, ses, bereket, hepsi tükenecek.
Birkaç gün sonra içine dalacağım Efganistan'ın Deşt-i Margu yaylası gibi korkunçlukta eşine güç rastlanır korkunçluktaki vadi, benim ruhum olacak."
***
Eh, gördüğünüz gibi romanlarda seyahatin bile tatlı yanları uzun sürmüyor.Zaten artık Bombay diye bir şehir de yok. 1995'ten beri adı Mumbai.
Hem bir şey diyeyim mi?
Romanın kahramanı Nil (Nilgün) de galiba bir mitoman.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
Sonraki Haber
Daha Fazla Gör
- Son dakika video izle
- Son dakika haberleri
- A Haber analiz
- Gündem haberleri
- Ekonomi haberleri
- Otomobil haberleri
- Namaz vakitleri
- Hava durumu
- İstanbul Yol durumu
- Atv canlı yayın izle
- Spor haberleri
- Foto galeri
- Son dakika emekli haberleri
- Teknoloji haberleri
- A Haber programlar
- Sabah – Takvim yazarları oku
- Kuruluş Osman izle
- Gazete manşetleri
- Instagram dondurma
- Japonların zayıfla sırrı ortaya çıktı: Kilo vermek için her sabah 1 tane yetiyor
- Musluk suyu sağlığı tehdit ediyor mu? Bilim insanlarından önemli açıklamalar
- Metabolizmayı canlandıran kış diyeti: Soğuk havalarda fit kalmanın sırları
- Yapılan bu hata çayın lezzetini kaçırıyor: Tavşan kanı çay demlemenin altın sırları
- 2024 Efsane Cuma indirimleri başladı! Kampanyalar kaç gün sürecek: Şahane Cuma ne zaman bitiyor?
- 2025 Hac ek kayıt süreci sona eriyor! Başvuru nasıl yapılır, ücretler ne kadar?
- Hangi burçlar doğuştan lider? Bu 3 burçta liderlik ve zeka adeta genetik
- Beşiktaş - Maccabi Tel Aviv maçı nerede izlenir? TRT Spor frekans uydu ayarı nasıl yapılır?
- 29 Kasım 2024 Cuma Hutbesi | Maddi ve Manevi Tüketiş: Kumar
- O illere gidecek vatandaşlara acil kodlu uyarı
- MSB 1000 personel alımı KONTENJAN DAĞILIMI | Milli Savunma Bakanlığı memur alımı yapılacak branşlar ve kontenjanlar neler?
- AZ Alkmaar-GS maçı ne zaman, saat kaçta? Galatasaray UEFA Avrupa Ligi maçı hangi kanalda?