EMİNİM şu an pek çok insan "Yahu neler oluyor?", "Tansiyon niye böyle bir anda fırladı?", "Kim kiminle hesaplaşma içinde?", "Kimler kimlerle birlikte?" sorularına cevap aramakta.
Gerçekten TEMPO bir anda yükseldi ve herkesi içine çekiverdi... TREND TOPIC olan olaylara girersem konu tam olarak anlaşılmaz.
Burada önemli olan ÜST KURGU'ydu! Bakılması gereken de orası diye düşünmekteyim...
Örneklerle gidelim... Önce Fransa...
Fransa'da her rütbeden askerlerin bulunduğu grup, Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, bakanlar, milletvekilleri ve generallere hitaben yeni bir bildiri yayınladı.
"Ülkede iç savaş çıkacak.
Eğer iç savaş patlak verirse, ordu kendi topraklarında düzeni sağlar, çünkü ondan istenecektir... Aramızdan bazıları Afganistan, Mali, Orta Afrika ve diğer yerlerde düşman ateşini gördü.
Bazıları görev arkadaşlarını kaybetti. Topraklarımızda taviz verdiğiniz İslamcılığı yok etmek için canlarını ortaya koydular. SİVİL AYAKLANMLAR kapıda.
Ülke sessizce iç savaşa hazırlanıyor..." ifadeleri kullanıldı. Kaldı ki 21 Nisan'da yine çok sayıda emekli ve muvazzaf asker bir bildiri ile aşağı yukarı aynı şeyleri söylemişti...
Geçelim Ortadoğu'ya...
Mart ayının başlarında hiç olmayan oldu ve PAPA Francesco Irak'a sürpriz bir ziyaret düzenledi... Alışık olunan bir şey değildi.
Papa'nın sadece Iraklı Hristiyanlarla birlikte dua etmek, IŞİD saldırılarında yerle bir olmuş kiliseleri görmek için gittiğini düşünmek çok iyi niyetli bir yorum olurdu! VATİKAN IRAK'ta ne arıyordu? Soru bu... VATİKAN elbette büyük bir güç merkezi ve büyük bir oyuncuydu! Amaç neydi?
Papa Şİİ'lerle ne görüşüyordu?
Masada ne vardı?
Aradan yaklaşık bir ay geçti. 9 Nisan'a gelindi...
İlişkileri dört yıldır kopuk olan Suudi Arabistan ile İran arasında sıcak esintilerin yaşanması için adım atıldı.
İki ülkenin üst düzey derin isimleri BAĞDAT'ta bir araya geldi. Papa VATİKAN'a dönüyor, Ortadoğu'da garip adımlar atılıyordu! Joe Biden, 2015 yılında İran ile imzalanan ve Donald Trump'ın tek taraflı feshettiği nükleer anlaşmayı yeniden canlandırmak istiyordu. SIR da değildi... Irak Başbakanı Mustafa El Kazımi de bu arada hemen Suudi Arabistan'a geçiyordu... Ve Suudi Veilaht Presnsi Muhamed bin Selman sahne alıyordu. "İran bir komşu devlet. Biz kendisiyle iyi ve seçkin ilişki kurmak arzusundayız" diyordu.
Durmuyor, devam ediyordu:
"Bugün Suudi Arabistan'da AŞIRI bir düşüncenin varlığıyla ne gelişebiliriz, ne yabancı sermaye çekebiliriz, ne de turist. Üzerinde aşırılığı taşıyan kim olursa olsun bu yasal olarak takibe alınması gereken bir suçtur..." Peki İran'dan cevap geldi mi? Evet geldi... "Tahran, Suudi Arabistan Veliaht Perensi Muhamed bin Selman'ın iyi ilişkiler kurma arzusunu memnuniyetle karşılamaktadır..." Böyle karşılıklı adımlar atılırken İsrail öne çıktı.
Kadir Gecesi ortalık karıştı.
İsrail polisi işgal altındaki Doğu Kudüs'ün Eski Şehir bölgesinde yer alan Şam Kapısı'nda toplanan Filistinliler'i dağıtmak için ses bombası kullandı.
Mescid-i Aksa'nın Şam Kapısı önünde bulunan Filistinliler ile İsrail polisi arasında şiddetli arbede çıktı. Çok sayıda FİLİSTİNLİ yaralandı...
İçeride de değişik adımlar atılmaktaydı. Kemal Bey ile Meral Hanım vitesi artırdı. Ali Babacan da kulvarı genişletti...
DEVA lideri Babacan "2018'deki Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Abdullah Gül'e ortak aday olması teklif geldi. Ben de oradaydım.
Ancak olmadı. Ülke 5 yıl kaybetti. 'Siz aday olursanız sizi destekleyeceğiz' diyenler sözlerinin arkasında dursaydı o gün o iş olurdu..." Bir önemli hamle daha vardı... Şaşırtıcıydı...
Katar Maliye Bakanı Ali Şerif el-İmadi; zimmetine para geçirme, görevi kötüye kullanma ve kamu sektörüyle bağlantılı suçlardan sorgulanmak üzere gözaltına alındı.
2013'ten bu yana yani ŞEYH TAMİM'le birlikte göreve gelen el-İmadi, 300 milyar dolar tutarındaki varlık fonunu yöneten Katar Yatırım Kurumu'nun yönetim kurulu üyesiydi.
El-İmadi ayrıca, Orta Doğu ve Afrika ülkelerine en fazla borç veren kurum olan Katar Ulusal Bankası'nın İcra Kurulu Başkanıydı. Katar, ORTADOĞU'da sahne aldığı çekişmelerde gizli başrol oyuncusuydu. Müslüman Kardeşler'e ilgisi ve desteği SIR da değildi...
Yazdıklarımla birlikte yazamadıklarımı da alt alta getirin BÜTÜN olarak okuyun...
Erdoğan hedef...
İçeride herkese daha başka bir gözlükle bakılması gereken bir dönem başladı... Bu daha öncekilere benzemiyor...
Etrafta atılan her adımın akıl süzgecinden geçirilmesi şart...