GELİN bugün daha net gidelim... Geçenlerde yazdığım gibi tansiyon çok ama çok yükselecek. Bunu görmek için de gazeteci olmaya gerek yok... Son hafta Türkiye ne konuştu?
Buradan başlayalım... İlk gündem Tuğgeneral Serdar Atasoy'du! Genelkurmay Başkanı Işık Koşaner ve kuvvet komutanları birlikte istifa ediyor, bu kadar konuşulmuyordu. 30 Ağustos 2020 Yüksek Askeri Şura kararıyla tuğgeneralliğe terfi ettirilen Serdar Atasoy'un soruşturmaları, bundan sıyrılışı ve ardından Kara Kuvvetleri Komutanlığı İstihbarat Başkanlığı'na getirilişi yazıldı - çizildi...
Göreve başlatılmadığı da aktarıldı... Sonra Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar perde gerisini anlatmak için medya ile buluştu. Ardından GARA OPERASYONU geldi... Havadan ve karadan GARA'yı dağıttık... Ancak terör örgütü PKK 13 vatandaşımızı katletti...
Kabaca gündem bu!
Hemen geri gidelim...
Trump Ankara'ya sıcak baksa da CAATSA'yı imzaladı. Savunma sanayii hedef alındı. ABD her önüne gelene fatura kesmeye çalışıyordu. İran-Kuzey Kore-Rusya gibi ülkelere bu kartı kullanmıştı. Çin ile olan yakınlığını bildiği İRAN'a NÜKLEER çalışmalarından dolayı dadanmıştı. Yaptırımlar bazen KİŞİLER üzerinden de gidiyordu. Rusya'da 230 milyon dolarlık bir yolsuzluk dosyasını inceleyen vergi uzmanı Sergei Magnitsky'nin hapisteyken ölmesi üzerine hazırlanan ve kısaca Küresel 'Magnitsky Yasası' olarak adlandırılan yasa uyarınca bugüne kadar Rusya'dan 100'ün üzerinde kişi yaptırım listesine alındı.
Hermitage Capital Management Fonu avukatlarından Sergey Magnitski'nin ŞÜPHELİÖLÜMÜ yeni bir dönemin başlangıcıydı. Rusya'nın Kırım'ı ilhakı ve Ukrayna krizine müdahalesi nedeniyle ABD'nin 'kara listesi' genişliyordu. Sonra Türkiye RUSYA'dan S-400 HAVASAVUNMA SİSTEMİ aldı.
Çin'den bunu almak istediği zaman KOBANİ olayları patlamıştı... ABD, NATOÜLKESİ tanımının arkasına sığınıp Türkiye'yi sıkıştırmak istiyordu. VE CAATSA yani HASIMLARLAMÜCADELE ETME YÖNTEMİNİ sahaya sürüyordu. Yani ABD "Türkiye bizim hasmımız" diyordu... Stratejik ortaktan gelinen yer burasıydı. CAATSA başkanları bile kenarda bırakan bir yaptırım türüydü.
Başkan sadece ŞIKLARIseçebiliyordu. Trump daSAVUNMA SANAYİİ 'niseçti... Pek konuşulmuyorama 15 Temmuz'dan buyana en sıkıntılı yer HAVAKUVVETLERİ'YDİ. Ciddipersonel kaybı yaşanmıştı.
Bir de CAATSA gelince UÇAKLARIN yani ABD'den alınan uçakların yenilenmesi meselesi zora girmişti. Bütün konumlanma biçimimiz ABD'ye göreydi.
Türkiye'ye "HASIM"denilirken Yunanistan'a ÜSkuruluyordu! "ATİNA'NINYANINDAYIZ" mesajıydıbu...
Ekonomik krizle uğraşan YUNANİSTAN, Fransa'dan alınacak Rafale savaş uçakları için 2.3 milyar euro ödeneceğini açıklıyordu.
Rafale uçaklarıyla uyumlu havadan havaya Meteor füze sistemleri de yoldaydı.
Yetmiyor; bir de ABD'den 24 adet yeni nesil savaş uçağı F-35 talep ediyordu.
Bizi oyunun dışına iterlerken Yunanistan'ı kapıyorlardı!
Derin ABD Türkiye'yi yanında görmek istiyor ancak ANKARA bunca operasyondan sonra kendine yeni bir yol yapıyordu. Bu da "HASIM OLMAYI" beraberinde getiriyordu. En tepede ABD ile İngiltere çatışıyordu. Ancak bu gölge ister istemez çok kritik bir ülke olan Türkiye'ye de yansıyordu. İKİ DEV ülkenin ORTADOĞU politikaları başta olmak üzere KÜRESEL ÇATIŞMA alanları fazlaydı. Türkiye ise TEHDİT unsuru olan PKK'ya yönelmişti doğal olarak...
ABD verdiği silahlarla PKK-YPG'nin yanında olduğunu zaten göstermişti.
Şimdi Biden dönemi bunu çok daha yukarı çekecekti... ORTADOĞU, ABD ileİNGİLTERE'nin savaşalanı olurken kendi mıntıkatemizliğini yapmak isteyenTürkiye burada ABD ilefarklı noktalara düşüyordu.
PKK-YPG'nin arkasında hem AVRUPA hem ABD vardı... SIR da değildi. Sadece isim verilip konuşulmazdı.
Oysa Almanya da İtalya da Fransa da ABD de işin içindeydi. Türkiye PKK'ya vurduğu zaman bu ittifakla savaşıyor, vurmadığı zaman ise İngiltere-Çin eksenini dolaylı da olsa karşısına almış oluyordu... Kabaca tablo buydu! Matruşka gibi iç içe geçen pek çok HALKA vardı... 13 şehit olayı çok taze... Yakında belli ki çok majör olaylar yaşanacak. İş nereye varır bilinmez ancak İNGİLİZLER'in 100 yıl önce yaptığını şimdi ABD yapıyor ve YUNANİSTAN'ı bize saldırtmak için büyütüyor... CAATSA'ya da PKK'ya da Ortadoğu meselelerine de böyle bakmakta fayda var.
Söylenmese de biz S-400'leri nasıl NATO'ya karşı aldıysak onlar da RAFALE ve F-35'leri bize karşı aldı... 13ŞEHİT büyük kırılmaydı... NATO tüm istihbaratını bize karşı kullanıyor gibi...
Çok iyi takip edilmesi gereken bir dönemin sayfaları açıldı. Unutmayın... Son günlerde yaşanılan her şey birbirinin devamı...
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.