SURİYEmeselesini anlamak için iki önemli adımı doğru analiz etmek şart. Karşımızdaki devletler anlık, günlük karar veren cinsten değil.
Bu nedenle AMAÇ ve OLASILIKLARI iyi değerlendirmek gerekmekte. İKİZ KULEsaldırıları ABDiçinden çıkıpABD'ye rakipolan Çin'iuyandıran gücekarşı yapıldı.
Çok önemli bir operasyondu.
Saldırı New York'ta oluyor ancak ABD ordusu Irak ve Afganistan'a giriyordu.
Anlaşılması güç bir BAĞ vardı. Çok kişi de ıskalıyordu.
Çin'in, İran ve Ortadoğu ile ilişkisini sınırlamak öncelikli hedefti. Somali'deki gemileri basan korsanlar bile aynı amaca hizmet ediyordu. Çin'e sınırsız, kontrolsüz petrol gidişi engellenmeliydi. Enerji kartı sınırlandırılmalıydı... Ki daha fazla büyümesin... İKİZ KULE saldırılarından sonra DEMOKRASİ talebi denilerek KUZEYAFRİKA ayaklandırıldı. ARAP BAHARI denilerek...
Ancak kimse BAHAR'ıgöremiyordu. Diktatörlergidiyor, bölge ABD'ninkontrolüne giriyordu. Büyükgüçler büyük oynuyor veMÜSLÜMAN coğrafyasındaPAYLAŞIM yapılıyordu.
Yine ıskalıyorduk... ARAP BAHARI son durak olarak SURİYE'ye geldi. ABD dominanttı!
Belki şimdilerde unuttuk ama RUSYA'yı oralara davet eden de onlardı.
Pek çok olayda kavga görüntüsü veren, karşı karşıya gelen iki DEV ne hikmetse hiç savaşmıyordu!
Gerçek anlamda ortada göstermelik bilek güreşinden başka bir şey yoktu. Geri çekilip bakıldığında ABD'nin bütün eylemlerinin tek bir amacı vardı...
İkiz Kule saldırıları, Arap Baharı, Cemal Kaşıkçı'nın ortadan kaldırılması, Sudan darbesi, İran gerginliği, Avrupa'yı sarsan terör eylemleri, ARAMCO'nun DRONE'la vurulması gibi pek çok şey PETROLÜKONTROL etmek istediğini ortaya koyuyordu.
Aynı şekilde RUSYA da ABD ile kavga görüntüsü verse de GAZ'ı kontrol etme konusunda geri durmuyordu...
Bu iki güç ENERJİ kartında rol dağılımı yapıyorsa hedef kimdi?
Geride sadece iki şık vardı! AVRUPA BİRLİĞİ veÇİN...
Yaşanılan bütün olaylara bu 4 BÜYÜK gözüyle bakmak gerekiyordu.
ABD sadece PETROLÜdeğil ulaşım yollarını dakesintisiz kontrol etmeamacı taşıyordu. AKDENİZçevresindeki eylemlerinDEMOKRASİ ile ilgisiyoktu.
ABD kendi güvenliğini uzak denizlerde kuruyor ve yaşatıyordu! Belki GAZ Rusya'nın kartıydı ama AKDENİZ'de RUSYA'nın etkin rolünü anlatmak zor olacağı için ABD orada da AVRUPA ve ÇİN'e karşı ittifak kuruyor, önlem alıyordu. Tepede bu kavga olurken ABD'nin çatısı da sarsılıyordu!
Pentagon ile Beyaz Saray arasında metot farklılığı vardı... Trump'ın seçilmesinde "RUS PARMAĞI" var diyenler ABD'nin tek patron olarak devam etmesini talep ediyordu. Ancak ABD içinde de gücü olan diğer oluşum ise "HAYIR" diyordu...
Trump ve ekibi baştan beri RUS KARTI ile zaman kaybediyordu... Bu denklem oturmadığı için de BEYAZSARAY adam öğütme makinasına dönüyor, gelen duramıyor, gidiyordu...
İstifa eden ve gönderilenlerin sayısını artık bilen yoktu!
Ancak Trump- Putin-Erdoğan üçgeninde sorun yoktu. Trump'ın etrafı çevrilse bile BAŞKAN, Türkiye karşıtı hiçbir adım atmıyordu. Damadı Kushner de bu konuda büyük destek veriyordu. Putin zaten ANKARA'nın ilgisinden son derece mutluydu.
Türkiye S-400 alsa bile YAPTIRIMLARI bir türlü ANKARA'nın karşısına getiremiyorlardı...
Biz de "S-400 aldık, Patriot da alırız" diyerek dünyanın dengesini tuttuğumuzu ilan ediyorduk. Ancak sağlıklı okuma yapılmadığı için anlaşılmıyordu...
Suriye'de uçağımız düşürüldüğünde de Rus Büyükelçi Karlov öldürüldüğünde de Rus SU-24 vurulduğunda da Savcı Mueller Trump'a "RUSYA DOSYASI" ile yürüdüğünde de üç lider üç ülke birbirinden fazla uzağa düşmedi... ABD ile RUSYA enerjiyi kontrol ederken Türkiye denge olacaktı. Bu nedenle "TÜRKİYE olmadan kimse yeni DENKLEMİ kuramaz" diye defalarca yazdım... Pentagon'un Trump'a rağmen askerlerini çekmeyeceğini de... Çünkü konu PETROLDÜ!
Eğer Türkiye, ABD ile anlaşıp Avrupa ve Çin'e karşı olan enerji akışını kontrol etmek isterse bütün bölge ANKARA'ya bağlanırdı! Bu ayrı!
ABD, İngiliz ve Fransızlar'ın çizdiği haritaların içine Rusya'yı da alıp oturuyordu... Sykes Picot'tan sonra olan buydu! Bugün de bu! Dün güney komşumuz onlardı, şimdi ABD-RUS ikilisi...
Suriye'de RUS uçağını kim vurduysa, uçağımızı kim düşürdüyse, TRUMP-ERDOĞAN-PUTİN üçgenine karşı olan da o!
Bölgeye Çin ya da Avrupa penceresinden baksanız da durum değişmez... TÜRKİYE tek önemli aktördür! Bunu bilmeyen de yoktur. Ancak içeride çok kişi bu durumu görmezden gelip TANSİYON yükseltmek istemektedir...
Türkiye'siz asla ve kat'a olmaz, olamaz. Mümkün değil. HANGİ EKSENÖNE ÇIKARSA ÇIKSIN TÜRKİYE ile olmak zorunda... Trump'ın asker çekmesi, Pentagon'la kavgası dün başlamadı, yarın da bitmez. Biraz zaman aksın, göreceğiz...
Ama bilmemiz gereken TÜRKİYE BÜYÜK DEVLETTİR, KİMSE KARŞISINA ALAMAZ.
ABD içindeki kavga sürecektir, tavan yapacaktır.
Orada son taş oturmadan dünyada hiçbir denge rayına girmez... Pentagon'a yakın kuruluşlara bakılırsa durum orada oldukça karışık!
Bekleyip göreceğiz...
Ancak Suriye de AKDENİZ de bir günde çözülmez...
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.