TÜRKİYE konumu gereği büyük savaşın tam ortasında.
Kaçış yok. Mücadele edeceğiz.
Zaten bizi buna zorlayacaklar.
Aksini düşünen büyük yanılgı içindedir! Amerika Birleşik Devletleri Trump'a rağmen savaş kararı aldı. Çin hedef!
Çin ile yürüyen ülkeler de...
İngiltere ve Türkiye de bu kategoride. Amerika'daki ÜÇÖNEMLİ İSİM BÜTÜN ANALİZLERİ yaptı. Şimdi savaş karargahına çekildiler. Gelin orada ne olup bittiğine bakalım...
Amerika Birleşik Devletleri'nde bazı isimler yıllarca gizli görevlerde imkansızları başarır. Bu isimlerden ikisi de kuşkusuz ABD eski Savunma Bakanı Jim Mattis ve Trump'ın Ulusal Güvenlik eski Danışmanı H.R. McMaster... Trump, kendisine özel toplantılarda hakarete varacak kadar ağır sözler söyleyen H.R. McMaster'ı defalarca görevden almak istedi, alamadı. Sonra H.R. McMaster yeni görevi için istifa etti ve California merkezli Hoover Enstitüsü'nde işbaşı yaptı.
Hoover, STANFORD'un bir koludur! Önemli koludur! Hoover Enstitüsü, dünyada savaşların zamanını belirler. ZATEN ÖNEMİ DE BURADAN GELİR! Bu Condoleezza Rice'ın Ulusal Güvenlik Danışmanı olduğu günlerden beri değişmedi. 11 Eylül 2001 saldırıları da bu enstitüde kararlaştırıldı. Bizzat o saldırılarda Ulusal Güvenlik Danışmanı olan Condoleezza Rice, her detayı ilk bilen kişiydi. Bu saldırılar sonrasında Afganistan ve Irak operasyonları da Hoover Enstitüsü'nde hazırlandı.
Condoleezza Rice, Hoover Enstitüsü'nün hala en güçlü isimlerinden biridir. H.R. McMaster'ı da Mattis'i de isteyen kişi bizzat kendisiydi. Mattis de Rice için aile dostuydu çünkü.
Colorado'daki Cherry Hills Village'daki bir Kız Katolik Lisesi'nde eğitim alırken, kendinden birkaç yaş büyük Jim Mattis'le tanışmıştı. Condoleezza Rice, Hoover Enstitüsü'nde 2001 saldırıları sonrası Afganistan ve Irak operasyonlarında komutanın Mattis'te olmasını istiyordu. Mattis de o gün Rice ile Hoover Enstitüsü'nde masada yan yana oturuyorlardı. 11 Eylül sonrası Afganistan'ı işgal eden Pentagon'un Özel Kuvvetler Komutanı da Jim Mattis'ti. 2 yıl boyunca Afganistan'da çok önemli işlere imza atan Mattis, Rice'ın ricasıyla Irak Felluce'ye geçti. Irak işgalinde çok önemli bir rolü olan Felluce'nin önemli komutanı da Mattis'ti. Şimdi Rice resmi olmasa da Mattis'le birlikte Hoover Enstitüsü'nde çalışacak. Yanlarında da McMaster olacak.
ABD Genelkurmay Başkanı Dunford da yakında Hoover Enstitüsü'nde yerini alacak.
Hoover Enstitüsü, Mattis, Rice ve McMaster'ın Akdeniz, Ortadoğu ve Karadeniz'le ilgili fikirlerini aldı. Bu öngörüler sonrasında hazırlanan savaş raporunu tekrar Rice, Mattis ve McMaster'a sunacak. Ardından da ABD; yeni işgaller için silahı çıkaracak.
Çünkü Pentagon, Avrupa'da kaybettiği gücü, Akdeniz ve Ortadoğu'da kendi lehine çevirmeye kararlı. Özellikle enerji üslerinin tamamının Pentagon'a bağlanması, yıllardır Washington'ın planıydı.
Pentagon, birkaç yılda ABD'nin Ortadoğu ve Afrika'da harcadığı trilyonlarca doların karşılığını bu bölgeden alacak. DERİN AMERİKA BURADA İNGİLTERE'ye odaklanmış durumda!
Çünkü Londra, yıllardır gizli şekilde karşı karşıya geldiği Washington'la şimdi açıktan mücadele etmek zorunda! Ve edecek mi? Hoover Enstitüsü, her ne kadar bugün Rusya ile karşı karşıya gelse de İngiltere'nin gizlice Moskova ile masaya oturduğuna inanıyor. Rusya, Çin ve İngiltere'nin anlaştığı da Hoover Enstitüsü'nün ısrarla üzerinde durduğu bir konu.
ABD'de akıl hep güçten üstün olarak görüldü. Mattis, Rice ve McMaster'ın da son derece özel zekalara sahip oldukları, geçmişteki başarılarıyla kanıtlandı. Eğer ABD, yeni dönemde daha da güçlü olmak istiyorsa bunun Mattis, Rice ve McMaster'ın öngörüleriyle mümkün olacağının farkında. ONLAR İÇİN ÜÇ ÖNEMLİ AKIL, ÜÇ ÖNEMLİ SİLAHŞÖR, ÜÇ ÖNEMLİ OYUN KURUCU bunlar...
Mattis, Rice ve McMaster Avrupa ile Afrika'da birçok özel toplantıya katılacak. Pek çoğu program dışı ve gizli... 50'den fazla ülke gezecekler! Mattis'in Avrupa ve Ortadoğu'daki gücü Washington için en büyük şans.
Rice mı? O da Ortadoğu'da hala büyük bir askeri güce sahip. Yıllar önce çok iyi bildiği Ortadoğu'dan hiç kopmayan bir Rice var. O ünlü söz Mattis'in Hoover Enstitüsü'ndeki odasına asıldı bile: "Başarısızlıkkaygısı hiç yaşamadım,uykularım da kaçmadı. O kelimeyi heceleyemembile..."Peki ABD, Rusya-İngiltere-Çinve Türkiye'ye nereden gelecek?
Üzerinde durulması gereken konu bu! DERİN AMERİKA, Rusya'nın AVRUPA'ya uzanan KUZEY AKIM ve TÜRKAKIM'ını hedef aldı, alacak. Burada rol alan şirketler ve karar vericiler hedef olacak.
Zaten Gazprom'un Avrupalı ortakları arasında olan Fransız Engie, Avusturya'nın OMV AG, Almanya'nın Uniper ve Wintershall ile Hollandalı Shell hedef! John Bolton "S-400'leri alırsa Türkiye NATO'da kalamaz" açıklaması yaptı...
Türkiye için ne düşünüyorlar?
Bizim üzerinde durmamız gereken soru bu! Çin ile birlikte yürümemize itiraz eden DERİN ABD NATO'dan dışlanmamızı, sonra da NATO ile kapımıza dayanmayı hesap ediyor olabilir mi? S-400 almamız için neredeyse her türlü tahriki yapmaktalar! NEDEN! NATO dışına itilecek Türkiye'ye içinde YPG'nin de bulunduğu ARAP NATO'SU ile gelmek için mi? Siyaset yapan herkesin düşünmesi gereken bu! "BEKA sorunu yok" diyenler özellikle düşünmeli...
Türkiye kimle yoluna devam ederse etsin İKİ GÜÇTENBİRİ SALDIRACAK... Her iki güç de TÜRKİYE olmadan olamayacağını bizlerden çok daha iyi biliyor. Son tahlilde kazanan biz olsak da fırtınaya hazır olmakta fayda var! Fırtınayı nasıl atlatırız, buna bakılmalı... NOT: Ne olduğunu bilemiyorum...
Şimdilik. Ancak ABD'de fısıltılarla TÜRKİYE planı yapılmakta. Gelseler de sonuç alamazlar! Ancak gelmekten vazgeçmeyecekler! Sakın aksini düşünmeyin! Çünkü TÜRKİYE denge ülke! Biz neredeysek o kazanacak! NET! 1 Nisan sonrasına iyi bakmakta büyük fayda var! Bekliyorlar çünkü!
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.