Gelin bugün kısa kısa gidelim.
Dünyanın sancılı noktalarına dokunalım. Türkiye'ye gelelim. Burada kimin ne yapmak istediğine bakalım...
Kamplar da ekipler de artık giderek netleşmekte. Mücadele olanca hızıyla devam etmekte. Kimin önce finish'e varacağını kestirmek kolay değil. Ya büyük koalisyonla ilk elini uzatan ABD-İNGİLTERE AİLELER olacak ya da bazıları yolda imha edilecek... Çok sancılı bir sürecin içinden geçmekte olduğumuz bir gerçek...
Ahmedinejad Sultanahmet'e İRAN DEVLET BAŞKANI olarak geldiği gün "Türk Lirası bölgede ticarette kullanılsın. Alış-veriş lira ile yapılsın. Bizi bunu tercih ederiz" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan gittiği pek çok yerde bu talebini dile getirdi. DOLAR istenmiyordu! Rusya'ya da Çin'e de bunu önerdi. Hiçbir zaman "ASLA OLMAZ" cevabı almadı. Son günlerde her yerden MERKEZ BANKASI BAĞIMSIZLIĞI sesleri yükseliyor. Aslında söylenmeyen BATI'ya ait sistemden çıkamayacağımız. DOLAR'dan kopamayacağımız. Bunu dile getiremeyecekleri için BAĞIMSIZLIK vurgusu yaparak ilerlemekteler...
Dün ilginç bir çıkış RUSYA'dan geldi...
Rusya Maliye Bakanı Anton Siluanov "IMF ve Dünya Bankası gibi 'eski' kurumlar, siyasi konuların çözümü için bize çok şiddetli baskı uyguluyor. Aynı baskıyı Avrupa Birliği için de uyguluyorlar. İşte Avrupa Birliği'ne tarihi teklifimiz. Avrupa Birliği işbirliğine devam etmek istiyorsa, ticarette dolar yerine euro kullanmaya hazırız. Bazı ülkeler bu konuda bizimle çalışmaya hazır. Haydi büyük karar almak için cesur olma zamanı" dedi. Bu çok anlamlı ancak çok tehlikeli bir dalga boyu... Çok yazdım! Saddam da Kaddafi de aslında DOLAR'ı terk etmek için adım atmaya hazırlandığı için gitti. İndirildi, cezalandırıldı. Bütün bu sözler çok HAKLI olmakla birlikte iyi düşünülüp iyi hazırlığı yapılması gereken çıkışlar... Biliyoruz ki bu ısrarın sonu SAVAŞ... NET!
Paradan devam edelim...
Geçtiğimiz haftalarda yazmaya fırsatım olmadı. IMF BAŞKANI Lagarde'ın gündeminde ÇİN vardı. Yumuşak kelimeler seçmeye özen gösterse de aslında yeni dönemin yeni mücadelesini dışa vuruyordu. IMF Başkanı Lagarde, İPEKYOLU üzerinde Çin'in büyük operasyonlar yaptığının, yüz milyonlarca DOLAR ile pek çok yatırıma soyunduğunun altını çiziyordu. "Bu ÇİN 'İN BORÇİHRAÇ ETMESİDİR. RİSKLERİ BERABERİNDE GETİRMEKTEDİR. BU KONUDA DİKKATLİ OLUNMALIDIR"dedi. Yani kibarca söylediği şu anlamageliyordu: "İpek Yolu'nda siz paravermeyi bırakın. Bu bizim yaniIMF'in işi. Biz buralara gireceğiz. PARAYI konuşturacağız. Finansaloperasyonlarla iktidarlarıdeğiştireceğiz. Kontrolü ele alacağız."Daha da öncesinde ise IMF BaşkanıLagarde "Gelişmekte olan ülkeler butempoyu sürdürürse gelecek 10 yıldaIMF'nin merkezi PEKİN olacaktır..." dedi.
Şimdi gördüğümüz GELİ ŞMEKTE olan ülkelerin EKONOMİK SARSINTIYLABAŞBAŞA KALMASI... Türkiye gibi...
Yeni dünya düzeni İPEK YOLU ile şekillenecek. DOLAR tahtını korumak için IMF ile devrede... Hem bizde, hem bölgede...
Türkiye zaten özel bir ülke. KENDİÇİZGİSİNDEN çıkıp ABD yörüngesinegirmesi için DOLAR ile sarsılması sonseçenek. Daha önce denenen yöntemlertutmadı çünkü... Şimdi DOLAR ilegeliyorlar ve gelecekler... Oyunun içindekim ne kadar rol alıyor henüz çok netdeğil. Ama Washington'ın düğmeye bastığıkesin. İPEK YOLU'nda, AKDENİ Z'de,ORTADOĞU'da zayıf etkisiz elemanaranıyor! Koca Türkiye'yi kenarda tutacakhamleye ihtiyaç var. Önce ekonomikoperasyonla ülkeyi frenleyecekler. Sonrada masadan atacaklar. Kafalarındaki bu...
Zaten F-35'lerden Rıza Sarraf ve HALKBANK davasına kadar olan serüven TÜRKİYE'yi zora sokmaktan başka bir amaç taşımıyordu. S-400 ile başlayan sürecin ardından DOLAR'sız ticaretin geleceği SIR değil. Bilinmekte.
İran da hazır. Bölgenin diğer unsurları da. Bu nedenle önemli oyuncu olan TÜRKİYE'nin yedek kulübesine alınması şart. Gelme amaçları bu. DOLAR insan vücudundaki kan gibi. Dünya bununla ayakta duruyor! Biz öyle sanıyoruz.
Türkiye vücuttaki kanın değişmesi gerektiğini söylüyor. Bunu da "DÜNYA5'TEN BÜYÜKTÜR" diyerek ilan ediyor. Saldırılar da bu nedenle artıyor!
Kabaca bakıldığında İN GİL TERE de ABD'nin yanında. Bu operasyon birlikte götürülmekte... Peki İNGİLTERE'de durum ne? Aile ile yani Rothschildler ile aradaki gerginlik bitti mi? Yoksa yeni mi başladı? Çünkü bu sorunun cevabı DÜNYA ÜZERİNDEKİNDEN GENİN TANIMINI DA ETKİLEYECEK! Birazda buraya bakalım... Son günlerde herkes yeni gelin MEGHANMARKLE 'ı konuşmakta.
Giydiği kıyafetten elindeki yüzüğe kadar herkes şifre aramakta ve çözmekte.
Ancak bakılması gereken asıl yer sanırım hala MIDDLE TON!
Açalım biraz...
Kraliçe II. Elizabeth, torunu Prens William'ın Kate Middleton'la evlenmesini istedi.
İngiltere'de taht varisinin Katolik biriyle evlenmesi yasaktı. Bunu yapanlar aileden atılıyordu. İddiasını ve tahtı kaybediyordu...
Kraliçe II. Elizabeth çok üstün zekaya sahiptir. Prens Charles ve Prens William'a tahtı vermek istemezse, ortaya gerçekçi bir neden sunmalıydı. Ve doğruyu söylemek gerekirse bu nedenler de hazırdı.
Çünkü Kate Middleton bir Katolikti.
Bunu hiçbir zaman saklamadı. Hatta düğün öncesi vaftiz edilmesi gereken Kate, Katolik olduğu için bu törende yer almadı. Kraliçe II. Elizabeth, isterse Prens William'a tahtı vermez. Peki oğlu Prens Charles'e verir mi? Andrew Parker Bowles, çok güçlü bir Katoliktir. Prens Charles'ın gençlik aşkı Camilla da Katolik olduğu için Kraliyet Ailesi'ne girememişti. Prens Charles Diana ile evlenirken, Camilla da İngiltere'de Katolik dünyasında etkin olan Andrew Parker Bowles'la evlendi. Camilla, daha sonra da Prens Charles'la evlendi. Camilla da kilisede düğün öncesi vaftiz edilmedi.
Yani isterse Kraliçe II. Elizabeth, eşi Katolik olan Prens Charles'a tahtı vermeyebilir.
Prens Harry'nin yeni eşi Meghan Markle Katolik mi? Hayır. Çünkü evlilik töreninden önce Meghan, kilisede vaftiz edildi. Bu da Prens Harry'nin taht yolunda çok güçlü olduğunu gösteriyor. Kimilerine göre! Prens William ile Kate Middleton'ın çocukları elbette taht için Harry'nin önünde. Ancak onların yaşı çok küçük. Prens William'la Kate Middleton evlendiğinde, Katolik birinin Kraliyet ailesine girmesi tartışılmıştı.
Kraliyet ailesi de o gün bu tutuculuktan vazgeçildiğini açıklamıştı.
Gelelim AİLE tarafına... Rothschildler'e...
Aile, Kraliçe II. Elizabeth'in bir an önce tahtı oğlu Prens Charles'a bırakmasını istiyor. Eğer bu gerçekleşirse, Kraliçe geri adım atmış olacak. Ancak karşı atak yaparsa şanslı isim William! Mart 2015'te bir davette Sir Evelyn de Rothschild'in herkesin gözü önünde Prens Charles'a sert bir konuşma yapması, işaret parmağıyla da fiziksel bir temasta bulunması Buckingham Sarayı'nda büyük rahatsızlığa neden olmuştu. Prens Charles'ın tamamen ailenin emirlerini uyguladığı günlerde sarayda en çok Prens William'ı kızdırmıştı. Prens William, ailenin tavırlarından hoşlanmıyor.
Akıllı kararlarıyla hep öne çıkan biri oldu.
Şimdi Kraliçe II. Elizabeth'in taht kararı, aile ile sarayın geleceğini gösterecek.
Kraliçe II. Elizabeth'in Prens Charles için, "Umutsuz bir vaka" dediği SIR değil. Kraliçe, Prens Charles'ın tahta geçmesini, Kraliyet ailesinin sonu olarak düşünüyor. 70 yaşına gelen Prens Charles'ın yaşlandığını öne sürerek tahtı Prens William'a bırakacağı çok ciddi konuşulan bir iddia. Eğer bu gerçekleşirse, aile Londra'da yaşamaktan bile pek mutlu olmaz. Rothschild ailesi, Prens William'ın Yahudi olduğunu yaymaya çalışmıştı.
2010 yılında Rothschild medyası, 1997'de suikastta ölen Prens Wililam'ın annesi Diana ile ilgili çok ilginç yazılar çıkmıştı.
Diana'nın annesi Frances Ruth Burke Roche, Rothschild ailesine mensup bir Yahudi olarak açıklandı. O nedenle Prens William'ın Yahudi olduğu yazılsa da, Buckingham Sarayı'ndan sert tepkiler gelmişti. Aile, Prens Charles'ın etrafını çevirmeyi başarmış ama Prens William'da bu etkiyi sağlayamamıştı. Tabii ailenin pes edeceğini düşünmek doğru değil. Prens Charles yerine Prens William tahta geçerse, ki bu ihtimal çok fazla, ailenin mutlaka bir B planı vardır. Frances Ruth Burke Roche, ailenin ilk planıydı. TAHTA ÇIKACAKKİŞİ SADECE İNGİLTERE'NİN DEĞİL KANADA'NIN, YENİ ZELANDA'NIN, AVUSTRALYA'NIN HATTA PAPUA YENİ GİNE'NİN BİLE EN GÜÇLÜ İSMİ OLACAK... Anlayacağınız kavga her yerde... PARA ile dünyayı yönetmeye soyunan güçler hem kendi aralarında hem de başkalarına karşı saldırıda. Türkiye de bu türbülansa giren ülkelerden. Amaçları IMF ile eski Türkiye'yi geri çağırmak ve her istediklerini yaptırmak... Çünkü biliyorlar ki BORÇ ALAN EMİR DE ALIR...
Türkiye bununla mücadele ediyor...
24 Haziran'da bu zaten!
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.