Doğal olarak herkes 24HAZİRAN erken seçimleriniyazıyor. Herkes inandığınıdüşündüğünü kaleme alıyor. Doğrusuda bu. Bildiğini, gördüğünü, anladığınıpaylaşmak... BU OLMAZSAOLMAZIMIZ. Fikirlerin çeşitliliğihepimizi terbiye eder. Doğruyaulaşmada ve analizde büyük yolgösterici olur. Bütün bunları yaparkendikkat edilmesi gereken DÜŞMANCAbir dil kullanılmaması. EN SONİHTİYAÇ DUYACAĞIMIZ BU!
Çünkü Türkiye gerçekten bir HAREKATLA KARŞI KARŞIYA.
Anlatmaya, altını çizmeye çalıştığım nokta burası.
Partiler üzerinden, isimler üzerinden, sloganlar üzerinden gitmek istemeyişimin nedeni bu.
Sanırım yeteri kadar anlaşılmayan da bu... ANKET yapanlar, alanda çalışanlar ne der bilemem. Ama 1 PUANIN bile önemli olduğu bir iklimdeyiz. BENCE! Belki de böyle bir şey yoktur. BİLEMEM! Ben her oyu önemserim. ÜLKENİNGELECEĞİNE UZANAN YOLA DÖŞENMİŞ TAŞLARDIR ÇÜNKÜ...
Böyle bakarım. Böyle bakın!
Karşımızdakiler de inanın böyle bakıyor...
Açalım... SANDIĞA GİDEN YOLU UZATALIM BİRAZ. DIŞARIYA GİDİP GELELİM...
Yabancı olmadığınız konuların etrafından dolaşıp ANKARA'ya gelelim...
Akdeniz önemini her geçen gün daha da arttırırken, elbette Kıbrıs da öne çıkıyor. Akdeniz'de ve Kıbrıs'ta güçlü bir Türkiye var.
Bu da büyük planın hayata geçmesinin önündeki en büyük engel. Pentagon'un hazırladığı çalışmalarda Türkiye, Akdeniz ve Karadeniz'de önemli bir güç olarak kabul ediliyor. Türk donanması, büyük operasyonlar geçirse de hala Karadeniz ve Akdeniz'in en büyük güçlerinden biri. Defalarca söylediğim gibi BALYOZ'a, DENİZ KUVVETLERİ'NE YAPILAN OPERASYONLARA BÖYLE BAKIN! Geç kaldığımız, anlamadığımız yerler çok oldu da... Ancak dışarısı bilir ki bizdeki en iyi eğitimli subaylar (Diğerlerikızmasın) DENİZCİLERDİR!
Dünyayı çok iyi bilirler. Mühendislik tarafları çok gelişmiştir...
Türk donanmasının gücü, yeni teknoloji gemileriyle birlikte bölgede her geçen gün daha da artıyor.
Bunun engellenmesi için başta ABD olmak üzere İngiltere ve Fransa gemilerini Akdeniz'e gönderdi.
İngiltere, Akdeniz'i çok önemsiyor.
Demek ki bir yandan bize bizimle operasyon yaptılar, öte yandan gemilerini göndermek zorunda kaldılar! İLK TERCİH "TÜRKİYE'NİN DENİLENİ YAPMASI" modeliydi.
Olmayınca geldiler!
Cebelitarık-Kıbrıs arasında tek güç olmak isteyen İngiltere, ABD ile yaptığı anlaşmada bazı tavizler vermek zorunda kaldı. CEBELİTARIK meselesini yazdım.
İngiltere'nin Avrupa Birliği'nden çıkmasını, Avrupa'nın ABD'nin baskısıyla buraya çullanmasını anlattım.
Detayları biliyorsunuz... Tek tek aktarmıştım...
Devam...
İngiltere Cebelitarık'ı Yeni İpek Yolu nedeniyle bırakmak niyetinde değil.
Cebelitarık, Akdeniz'in girişindeki İber Yarımadası'nın güney ucunda, İngiltere'nin var olduğu sürece bırakmayacağı bir nokta.
Londra'yı oradan atmak istediler. ANLAŞMA olunca Washington geri çekildi. Şimdilik! Ancak bu noktalar, Kıbrıs'la yani Akdeniz'le daha da güçleniyor, anlam kazanıyor.
Çin'den Yeni İpek Yolu ile çıkan ürünler, Afrika'nın batısından Cebelitarık Boğazı'na oradan da İtalya, Fransa ve İspanya'ya ulaşacak.
Ya da tersi! AKDENİZçok önemli geçişüstünlüğüne sahip.
Barındırdığı enerji yatakları ise kitap olacak cinsten.
Çok mu çok! AKDENİZ önem kazanınca, tarih sahnesindeki rolünü geri alınca asıl kıymete binen yer KIBRIS oluyor. ZATEN BREXIT de Kıbrıs'ı tek başına yönetmek isteyen İngiltere'nin bir adımıydı.
Avrupa Birliği'nden ayrılma süreci işleyen İngiltere, Kıbrıs'ta BREXIT'le birlikte askeri üslerin tek hakimi oldu.
Çok kişinin atladığı buydu!
Birçok ülkenin uçakları, bölgeden gönderildi. O günlerde bu adımın, gelecekteki Akdeniz planıyla ilgili olduğunu kimse anlamadı.
Anlayan da karşılık veremedi.
Kıbrıs'taki "egemen" İngiliz üsleri, NATO'nun başta Suriye olmak üzere Irak, Libya ve Lübnan'a karşı atılacak adımlarda da öne çıkıyor. İngiltere bugün için NATO ile karşı karşıya gelmedi. Ancak bunun olupolmayacağını şimdilik kimsebilmiyor!
Kıbrıs, bugün dünyanın en değerli adası konumunda. Akdeniz ve Kıbrıs'ta güçlü olan Ortadoğu'da da güçlü olur. BU HERKESİN BİLDİĞİ BÜYÜK BİR SIR!
Durum böyle olunca içimizdekilerin son yıllarda yaptığı operasyonlara bir bakın! DIŞARISI tamam da içeriden bu kadar saldırı alan bir DEVLET ayakta kalabilir mi? TÜRKİYE ise evet! Ama ne kadar acı çekildiği deortada...
Neyse...
Musul-Kerkük-Haseke-Deyrizor- Humus petrolleri ve doğalgazı açıklanan rezervlerden çok fazla.
Bunların Avrupa'ya ulaşması için yapılması planlanan boru hatlarının tümü Türkiye üzerinden geçiyor.
Aksi mümkün değil. Çünkü Akdeniz'in altına böyle bir hat döşenmesi imkansıza yakın.
Pentagon, Badiye Çölü üzerinde bir plan hazırlıyor. Ürdün bu konuda onay verdi. Ancak yine de Türkiye üzerinden geçecek hat çok daha efektif olur. Türkiye'deki hattın yapılmasıiçin siyasi bir istikrarsızlıkgerekiyor. Türkiye'de yeni değişensiyaset etkili olmaya başlarsa, hattınyapımı başlanacak.
Tabii Pentagon'un planının başarılı olması için 12 Mayıs'ta Irak'ta yapılacak seçimin sonuçları da önemli.
Pentagon kargaşanın hakim olduğu bir seçim istiyor.
Seçim sonuçlarına karşı DEAŞ hazırlandı. Birçok bölgede DEAŞ saldırıları bekleniyor.
Seçimde 5 büyük Şii Arap listesi var.
Irak'ta aynı sistemin devam etmesini isteyen İngiltere ile değişim isteyen ABD karşı karşıya geliyor.
Eğer iki ülke anlaşma sağlarsa, sessiz ve olaysız bir seçim olur.
Aksi durumda DEAŞ saldırıları olarak açıklanacak kanlı eylemler olacak. Yüzlerce nokta kan gölüne dönecek. Bunu İngiltere de gayet iyibiliyor.
Pentagon, seçimlerden sonra Irak'ın İran'ın uydusu olmaktan çıkmasını istiyor. Aksi durumda Kuzey Irak'a tam destek verecek bir ABD göreceğiz. Bu da Türkiye'nin zor durumda kalması demek.
Çünkü Türkiye, Barzani ile ipleri kopardı. Barzani artık Washington'dan emir alıyor.
Aksini yapma şansı da yok gibi.
Çünkü her an hayati riskle yaşıyor.
Irak'ın yüzde 30'unu DEAŞ'a kaptıran bir yönetim var.
12 Mayıs tarihindeki seçimlerin favorisi İbadi'nin başında bulunduğu ve adını örgüte karşı kazanılan zaferden alan "Nasır (Zafer) Koalisyonu"...
Bu oluşum tamamen Londra'dan yönetiliyor. Sünni siyasetçi ve işadamı Hamis el-Hancer'in de çok güçlü olduğu belirtiliyor. Arap Sünni nüfusunu barındıran Musul'da Hamis el-Hancer'in kazanması, ABD'nin istemediği bir durum. Katar, Hamis el-Hancer'i destekliyor. Ancak ABD'ye karşı. Dönem dönem ABD lehine açıklamalar yapsa da, Hamis el-Hancer İngiltere'ye yakındır.
Ortadoğu karışmak zorunda. Bu karışıklık sonunda yeni bir dönem başlayacak. Ancak karışıklığın kontrol edilebilir olması önemli.
Eğer kontrolden çıkan bir karışıklık olursa, Arap Baharı benzeri bir durumla karşı karşıya kalırız ki, bu büyük sorunları beraberinde getirir.
ABD, sonunu düşünmeden hareket edebilir. İngiltere asla böyle bir riskin içine girmez. O nedenle Irak'taki seçimler, ABD ile İngiltere'nin ortaklığının devamını da belirleyecek.
Eğer İngiltere ile ABD, Irak'ta karşı karşıya gelirse Akdeniz daha da ısınır.
Tabii Akdeniz ısınırsa ne Türkiye, ne Fransa, ne ABD, ne de İngiltere sessiz kalır. Rusya'yı merak edenler için şu saptama çok önemli. Rusya, ABD'nin istediği kadar konuşma hakkına sahiptir. Akdeniz konusunda da bu geçerlidir. Irak'ta seçim öncesi CIA ve MI6 ajanları, birçok çarşıda esnaflardan daha fazla. Her kalabalıkta birkaç CIA ve MI6 ajanı var. Hepsi seçimleri etkilemek üzere çalışıyor. Bu ajanların en önemli ayrıntısı, birer kez bile İngiltere ve ABD'ye gitmemeleri.
Doğuştan bölgede yaşıyor olmaları. DURUM BU! Ermenistan, İran, Kıbrıs, AKDENİZ, Irak, Suriye, Yunanistan her yer ayakta...
Gerginlik ve paylaşım savaşı her noktaya uzanmış durumda... 24 HAZİRAN'a böyle bakın... GERÇEKTEN OLAĞANÜSTÜ HAL İLE SANDIĞA GİDİLECEK... ETRAFIMIZDAKİ ŞARTLAR HİÇ NORMAL DEĞİL ÇÜNKÜ... Birlik ve beraberliğe hiç olmadığı kadar ihtiyacımız var... Sandıkla da bunun gösterilmesi gerekmekte... Benim anladığım seçim bu!
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.