Bu memlekette eşek çoktur:
AKM'nin "Taksim'in simgesi" olduğunu sanıyorlar.
AKM, Taksim'in simgesi değildir.
O simge Sular İdaresi'dir, eğer ille bir simge aranacaksa, Taksim Meydanı "çokmatah" bir meydansa...
Hadi içleri rahatlasın, ille simge istiyorlarsa, Atatürk Anıtı'dır simge.
Tam tersine, AKM, "suratıyla" o meydana pek de uymayan bir yapıdır. Zaten Taksim Meydanı dünyanın en çirkin, en "kişiliksiz" meydanlarından biridir.
Bir kere, o binanın asıl adı Atatürk Kültür Merkezi değildir.
İlk açıldığında oranın adı "KültürSarayı" olmuştu, yaşı tutanlar bilirler.
Sonra yandı, restore edilince adına Atatürk eklendi. Ona Atatürk adını 12 Mart yönetimi koydu yani...
Kemalistler, bir yere Atatürk adını verince oranın "kutsallık" kazandığını da sanırlar. (Kılıçdaroğlu üçüncü köprüye de Atatürk adının verilmesini istemişti.)
Hani ellerinden gelse yeni havaalanına da Atatürk adını verirler, yolcuların kafası karışır, hangisine gideceğini şaşırır.
AKM'nin "akustiği" de berbattır, hele arkalara doğru bir de "sağır sıra" vardır, bileti o sıraya denk düşen parasını sokağa atmış olur, istediğiniz operacıya sorunuz.
AKM sekiz senedir "metruk"... Yıkılacak ve yerine modern bir İstanbul Kültür Merkezi yapılacak. Bunun projesi birincilik ödülü de kazandı üstelik.
Bu arada Tayyip Erdoğan da Beştepe Külliyesi'ne iki bin kişilik bir opera salonu yaptırdı ama onu görmek isteyen yok!
Fena mı canım, iktidara gelince ODTÜ'ye vereceksiniz ya, çocuklar orada bol bol "forum" yaparlar!
***
Benim çocukluğumda AKM arsası, tahta perdeyle çevrili bir "inşaat iskeletinden" ibaretti. Başlanmış, bir türlü bitirilememişti. Zamanla kararmıştı.
Tepesinde de, akşamları bant şeklinde geçen "ışıklı haberler" vardı (sonra o ışıklı haberler Sular İdaresi'nin duvarının üstüne taşındı.)
İlle bir hesap soracaksanız, anlı şanlı Milli Şef yönetiminden sorunuz: Topçu Kışlası'nı yıkıp yerine İnönü Gezisi kondurmayı bilmişler, Dolmabahçe Sarayı'nın dibine futbol stadyumu domaltmışlar, akustiği en berbat vadiye Berlin'deki "faşist şair DietrichEckart Tiyatrosu"ndan mülhem Açıkhava Tiyatrosu'nu kondurmuşlar da (bugün Waldbhüne olarak hizmet veriyor), niçin becerip bir İstanbul Operası yapamamışlar?
Desene, Anıtkabir'i on beş yılda ancak bitirip de açabilen rejim...
İsmet Paşa klasik müziği çok severdi de o bakımdan sordum.
Paşayla ortak yanlarımız hiç de yok değil canım.
Çello severdi, ben de severim.
Torununun anılarından öğrendim, "narçiçeği renginde sardunya" da severmiş.
Bendeniz de bayılırım.
Kendisiyle pek başka da bir muhabbetimiz yoktur.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.