Ana muhalefet partisi CHP'nin Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve polit bürosunun içine baktıkça, milli davalara karşı duruşlarını gördükçe, emperyalistlerin peşine katılmasını izledikçe, gerçekten Türkiye'nin YERLİ VE MİLLİ MUHALEFET PARTİSİ'ne ihtiyacı olduğunu net ve açık görüyoruz. Şu hale bakar mısınız? Bir taraftan CHP'nin arka bahçesi Ayasofya'nın ibadete açılmasını "Felaket" olarak görme rezaletine imza atıyor, diğer taraftan CHP'lilerin başörtüsünden karnı ağrıyor. Tacizler, tecavüzler partinin her tarafında çığlık atarken, polit büro sesini çıkarmıyor. Olanları görmüyor ve duymuyor. Geçen aylarda, bölücü terör örgütü PKK'nın siyasi kolu HDP ile gizli anayasa hazırlıkları ortaya çıkmıştı, ardından terör destekçisi Selahattin Demirtaş'ı cezaevinden kurtarmak için milletin gözünün içine baka baka ne adımlar attılar. Kandil bile kendi partilerinin HDP mi CHP mi olduğunu bir an düşünmüştür. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve adamları, eski görüşlerini hortlatarak "Türkçe Kuran" sefilliği içine düştüler. Bitmedi. CHP'li Fikri Sağlar, başörtülü hakim kadınlarımıza utanmadan sözlü saldırdı. Maalesef CHP'nin sicili hep böyle rezilliklerle dolu. Yakın tarihe bakınız. CHP'nin bagajı dolu. İttihat-Terakki'nin devamı olarak darbecilik geleneğinden gelen ve bu anlayışın temsili olarak siyasette yer alan bir siyasi parti. Türk siyaseti uzun yıllardan beri, neredeyse Türkiye'nin demokrasiye geçişinden bu yana CHP olgusunu tartışıyor. Bu tartışmanın temel sorusunu ise CHP'nin demokratik bir düzende neden iktidar olamadığı sorusu oluşturuyor. CHP, 1946 yılı seçimlerınde, "Açık oy gizli tasnif" esasına dayalı bu seçim, sandıkların çalınıp oyların yakılıp yok edilmesi ve demokratlara destek veren seçmene baskı ve gözdağı verilmesiyle ancak kazanılabilmiştir.
Bagajlarında TÜRKÇE EZAN, halkın değerlerine karşı çıkış bir kara leke olarak bu dönemde yazıldı.
1950 yılında Aziz Millet, CHP tek parti diktatörlüğüne son verdi. CHP ne yaptı? Askeri ve bürokratik vesayette dayanarak, 27 Mayıs ihtilalinin arka bahçesinde sahne aldı. CHP, daima darbelerin yanında oldu.
Her hafta bir skandal yaşanıyor CHP'de.
Atatürkçüleri ve ulusalcıları pasifize ettiler. İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, "Ben Atatürk demem" sözüne bile tepki gösteremeyen bir CHP var. Atatürk'ün kurduğu partiyi Atatürk'ün adını ağzına almaktan korkanlar yönetiyor.
Yazık. Çok yazık. Bu parti Yeni Türkiye'ye yakışmıyor. "70 yıldır neden iktidar olamıyoruz?" diye oturup kafa yoracaklarına, "başörtü düşmanlığı", "Türkçe Kuran" okutarak rezilliklerini haykırıyorlar. İBB Başkanı'na "Türkçe Kuran" okunmasını soruyorlar, "haberim yoktu" diyor. Allah bu ülkeyi sizin yönetiminizden korusun.
SONUÇ:
CHP-Kemal Kılıçdaroğlu dostlarıyla iktidara gelecekmiş. Velev ki,''CHP-IP-HDP-SP Deva- Gelecek" ittifakı iktidar olursa, kavgasız, gürültüsüz, birbirlerinin boynuna sarılmadan Türkiye'yi idare edebilirler mı? Bu mümkün mü? İhtimal dışı elbette. Libya'da Suriye'de Irak'ta Akdeniz'de BEKA HATTINA SAHİP ÇIKABILIRLER Mİ? Asla.
Başka sorumuz yok…