38.000 bin Amerikan askeri... 8300 İngiliz ordusu mensubu... 3460 Alman askeri...2830 Kanada ve 2780 Fransız askeri... 2350 İtalyan, 1770 Hollandalı asker...
Polonya'dan 1590 asker, Avustralya ordusunda 1090 kişi... Romanya, İspanya, Danimarka, Türkiye ve Çekya'dan toplam 3 bin 570 asker... Diğer ülkelerin de 4140 askeri ile birlikte 70 bini aşan bir NATO Ordusu...
Tamamı Afganistan'daki üslerde konuşluydu. Savaş uçakları ve en ağır silahları, tankları, topları, füzeleri vardı. Üstelik 300 bin Afganı da eğiterek muazzam bir ordu kurmuşlardı. Ortaya 370 bini aşan devasa bir ordu çıkmıştı. İşte bu ordu elinde sadece tüfeği olan 75 bin kişilik askeri güce sahip Taliban'a yenildi. Akıl ve matematikte bunun yeri var mı? Yok! Herkes bir şeyler söylüyor, görünene bakıp konuşuyor. Ortalığa saçma sapan analizler saçılıyor.
Fotoğrafın arkasına bakan yok. Eşref Gani Afganistan'ın Cumhurbaşkanı'ydı...
Dünya Bankası'nda çalışıyordu. Beyrut Amerikan üniversitesinde okumuştu.
Başarılı buldukları için alıp onu Amerika'ya götürdüler.
CIA'nın ayarladığı burs ile Columbia Üniversitesi'nde eğitimini tamamladı.
Afganistan'da Amerika onu Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturttu. Ardından Washington Taliban ile anlaştı.
Elemanları Eşref Gani'ye "20 yıldır işgal ettiğimiz ülkeni artık el sıkışıp anlaştığımız düşmanın Taliban'la yöneteceğiz. Kaç" dedi. Eşref Gani patronu Amerika'dan aldığı emirle helikoptere atladığı gibi Afganistan'dan kaçtı. Amerikalı sıradan asker Bowe Berghdal vardı. Afganistan'daki üsten ayrılıyor, Taliban'a esir düşüyordu. ABD bu sıradan asker Berghdal'a karşılık elinde bulunan ve Guantanamo'da tutulan tam beş üst düzey Taliban yöneticisini salıverdi. Bu beş Taliban yöneticisi İstihbarat Başkan Yardımcısı Abdurrahman Vasik, Savunma Bakan Yardımcısı Muhammed Mazlum, Belh Valisi Nurullah Nuri, İçişleri Bakanı ve aynı zamanda Usame bin Ladin ile yakın ilişkisi olduğu belirtilen Hayrullah Hayırhah ve askeri komutan Muhammed Nebi Ömeri.'ydi. Ömeri'nin de Taliban lideri Molla Ömer ve Usame bin Ladin ile yakın ilişkisi olduğunu bilmeyen yoktu. Beşi de sıradan göstermelik bir askere karşı el uzatma niyeti olarak Katar'a gönderildi. Böylece Katar'ın başkenti Doha'da ABD ile Taliban arasında barış görüşmelerinin başlamasına imza atıldı. "Ben de 8 yıl Guantanamo'da esir kaldım" diyen Taliban'ın Siyasi Lideri Birader ile o dönem CIA başkanlığından Dışişleri Bakanlığı'na terfi eden Pompeo defalarca buluştu.
Yani sonuç olarak ABD Taliban ile anlaştı. Tabii Guantanamo'da kaç esiri devşirip CIA'ya eleman yaptıklarını hiçbir zaman öğrenemedik. Ancak tıpkı Taliban'dan kaçan Cumhurbaşkanı Eşref Gani gibi yeni yönetimde de Amerika elemanı devşirmeler mutlaka vardı. Taliban'ın kurucularından ve siyasi lideri Abdülgani Birader de artık Guantanamo'da devşirilmiş bir Amerikalıydı.
Şubat 2010'da Pakistan'ın güneyindeki Karaçi kentinde düzenlenen Amerikan operasyonunda yakalandı.
1 yıl sonra Nevada'nın 51.
Bölge olarak adlandırılan gizli üssüne götürülen Birader'e burada askeri, ekonomi ve siyasal İslam üzerine eğitim verildi. 2018 yılında da ABD tarafından serbest bırakıldı.
Operasyon tamamdı. Yoksa ABD 370 bin kişilik devasa orduya rağmen 75 bin kişilik Taliban ordusundan kaçar mıydı? Olay İpekyolu'nun kontrolü savaşıdır. ABD bu uğurda savaştığı düşmanları ile dahi menfaati varsa öpüşüp koklaşacak bir ülkedir. Aynen bunu yapıyorlar. Çin'in dibinde sınır komşusu Afganistan'da önce terör oluşturdular. Şimdi bu bataklığı Çin'e ihraç etme sevdasındalar. Hedefleri de Çin'deki en büyük nüfus 132 milyon Müslümanı ayaklandırmak. Taliban bunun için biçilmiş kaftan.
Artık Pekin düşünecek.
Afganistan'dan gelen görüntülere baktığımızda ise ibret alınacak çok fotoğraf var. ABD'ye çalışan yerel binlerce kişinin uçaklardaki izdiham ve ölümleri... Uçağa hücum eden çalışanlarına bile ateş açılması. Almanların 350 bin bira şişesini uçaklarla taşıyıp, BND'ye çalışan 2000 Afgan'dan tek kişi almamaları. İngilizlerin "Bize çalışan 4 bin Afganlı var. Ama alamayız. Yoksa bu sayı aileleriyle birlikte 20 bine çıkar" diyerek satmaları. Yani başka ülkelere çalışanların bir bira şişesi kadar değeri yok adamların gözünde. Bir gün PKK da böyle şişe üzerine oturacak.
ABD'den, yabancı fonlardan milyon dolarlar alıp devletine saldıranlar, FETÖ'nün CIA aşkına teslim olanlar... Hepsi Afganistan'daki kullanılmış elemanların nasıl bir peçete gibi kenara atıldığını gördü.
Ve bir gün gelecek daha neler görecekler!