OPERASYON konusunda uzman olanlar alırlar seni...
Götürürler bir yerlere... Nereye gittiğini anlayamazsın... Adamı köre çeviriler. Yüzünüzü boyarlar...
Fark edemezsiniz... Artık renginizdeğişmiştir ama aynaya bakmayada gerek yoktur. "Geçmiş olsun"durumlarındadır haliniz.
Demirel Cumhurbaşkanı olduğu dönemde 40 yıldır CIA'da çalışan bir Türk'ü köşkte ağırlıyor. Dert yanıyor.
Amerika'yı şikayet ediyor CIA ajanı Türk'e. Demirel'in danışmanı ve milletvekili Lütfü Akdoğan bu ilginç konuşmayı "Efsane Cengo" adlı kitabında aktarıyor bizlere.
Demirel Amerikalılar'la ittifaka gittiğimiz günden beri anlaşamadığımızı söylüyor. Aynı dili konuşuyor gibi olsak da icraatlarımızın benzemediğini söylüyor.
"Çok ciddi bir mesele dahavar. Açıkça yalan söylüyorlar"diye ekliyor. "Bir devlet başkanı,başbakanı, devlet adamı yalansöyler mi yahu? Ağzından çıkanher kelime onu bağlar" diye şikayetediyor CIA ajanına. "Şaşkınım" diyorDemirel.
ABD Başkanı'nın başka, Dışişleri Bakanı'nın başka, Savunma Bakanlığı'nın daha başka konuştuğunu söylüyor. "Biz bunun altından nasılkalkacağız, nasıl güveneceğiz" diye soruyor.
Politikamızın daima Amerika'nın yanında, Batı'nın yanında olduğunu hatırlatıyor. Elli yıla yakın zamandır Washington'un Türkiye'yi Ruslar'ın, Almanlar'ın ve İngilizler'in kucağına ittiğini söylüyor. "Amerika'nın bundane mefaati var bana söyleyebilirmisiniz" diye CIA ajanı Türk'e soruyor.
O dönemler Washington'dan gelen her isteğin "EMİR" telakki edildiği günler. "Başüstüne" denilip derhal "Hazırol"a geçilen zamanlar. İşte o CIA ajanı Demirel'e "Sayın Başkanüzüntüyle ifade edebilirim kiönümüzdeki onbeş yıl içindeülkenizde hiç de hoşunuzagitmeyecek şeyler olacak. Türkiye'nin parçalanmasına kadargidecek olaylarla karşılaşırsanızşaşırmayın" diyor.
PKK'nın o dönemde gizli hamisi ve besleyicisi olan Amerika şimdi hiçbirşeyi gizlemiyor. Açık açık PKK'nın komutanlığını yapıyor.
CIA ajanının Demirel köşkteyken söylediği sözlere bakınca, 15 Temmuz'u bugün yaşadığımız olayları daha iyi anlıyoruz. 15 Temmuz başarılı olsaydı PKK güneydoğu'da ABD'li komutanlar eşliğinde bağımsızlık ilan edecekti. İzmir tarafları başka birşey olacaktı.
İngilizler 50 bin asker indirdikleri Kıbrıs'tan Akdeniz kıyılarımıza "Burada İngiliz vatandaşlarımızyaşıyor" bahanesiyle dalacaktı. Darbe gecesi köprüyü kapattılar.
Çünkü Avrupa yakası başka bir devlet olarak ilan edilip İstanbul işgali için ilk kıvılcım başlatılmış olacaktı.
İçimizde devşirilmiş çok hain çıktı.
Eski Bakanlarımızdan Kamran İnan "Bu ülkede 200 bin hainvar" diyordu. Demirel'in ağırladığı CIA ajanı da bakın ne diyordu;
"Biz Türkiye'de herşeyi çok iyibiliyoruz. Ordu'dan MİT'e Türkiyehakkında bilmediğimiz şey yok. Tüm işadamlarınızın yurtiçindeve yurtdışında kaç parası varkuruşuna kadar biliriz. Sizeüzüntüyle ifade edeyim ki şu anTürkiye'de CIA'ya hizmet eden 30bin ajan vardır. Bebek'te satılanbir kilo etin kaç kuruş olduğu,soğan patatese kadar tüm fiyatlarCIA'ya gider."
Hiç yabancı gelmiyor bu söylemlerbize... Soğan ve patates üzerindençekilen operasyonlara kadar buülkede birileri birilerine hizmetediyor. Tezgahları göremeyenler,anlayamayanlar da "Ben küskünüm","Dargınım" vs. diyerek ya sandığagitmiyor, ya da gittiğinde renkdeğiştiriyor.
Bebek'te satılan etin bile kaç lira olduğunun peşinde koşanlar, bu renk değişikliğine bayılıyor "Oh my God" diyor... Zil takıp oynuyor. Belki de birilerini oynatıyor! Kim bilir?
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.