Muhammed Ali'yi ağlatan Türk!
Çıktığı ringlerde sadece rakibini değil ABD’nın ırkçı tutumunu da yumruklayan dünya şampiyonu Muhammed Ali’nin sıra dışı hayat hikayesini gazeteci yazar Tamer Korkmaz kaleme aldı. Nevzat Yalçıntaş ise Muhammed Ali’ye destek için gittiği Londra’da yaşadıklarını anlattı.
Doksanlı yılların sonlarında Yeni Şafak gazetesinin bir reklam kampanyasında kullandığı "Onlar Müslümanlığı babalarından öğrenmediler" sloganı uzun süre konuşulmuştu. İşte o çok konuşulan reklam kampanyalarındaki isimlerden biri de Muhammed Ali'ydi. 1960'lı yıllarda İslam'ı seçen ve Vietnam'da savaşmayı reddeden bir dünya şampiyonu olarak Muhammed Ali, ABD'deki en popüler kişileri arasındaydı. Amerika'da ırkçılığın zirve yaptığı yıllarda siyah derisi ile ayrımcılığa ve ABD'nin derin devletine kafa tutuyor ve bütün dünyayı dik duruşuyla kendine hayran bırakıyordu.
IRKÇI AMERİKA'YI DÖVDÜ
Ringlerde sadece rakiplerini değil ırkçı Amerika'yı da dövüyordu. ABD'li yazar Harriet Beecher Stowe'un kişilik olarak romanında ortaya koyduğu siyahi o isme (Tom Amca) hep karşı çıktı. Beyazların her türlü haksızlığına karşı boğun eğen devşirme o kişiliği asla kabul etmedi. Köleliği reddetti. Ülkesi adına olimpiyatlarda aldığı altın madalya hiçbir şeyi değiştirmedi. Gittiği bir restorantta siyah olduğu için servis yapılmayınca altın madalyasını Ohio Nehri'ne attı. Müslümanlığı seçtiğinde adeta tüm Amerika'yı karşına aldı. Sadece ülkesinde değil birçok ülkede ayrımcılığa uğradı.
Londra'ya gittiği ünvan maçında Kraliçe Elizabeth rakibini saraya çağırmasına rağmen onu kabul etmedi. Kraliçeye nazire "Maçı alıp boksörlerin kralı olacağım" dedi. İngiltere hayatının dönüm noktalarından biri oldu. Ringlerin 'altın eldiveni' Muhammed Ali Londra'da ilk kez bir Türk'le karşılaştı. Otel lobisinde karşısında gördüğü kişi ona doğru yönelerek sarıldı. Hayatında unutamadığı o anı "İlk kez bir beyaz bana sarıldı" diyerek dile döktü. Daha sonra İstanbul'a geldi ve Sultanahmet'te cuma namazını kıldı. Erbakan ile Sultanahmet'i dolduran on binlerce kişiye seslendi.
VİETNAM SAVAŞINA KATILMAYI REDDETTİ
1960'lı yılların yasaklı siyahi boksörüydü. Cassius Clay iken Muhammed adını aldı. Bu tercihi halkın ezici çoğunluğunun tepkisini çekti. Derin Amerika'nın gazabına uğradı. 1967'de askere gitmeyi Vietnam'da savaşmayı reddettiği için hem şampiyonluk hem de boks lisansı elinden alındı.
KRALİÇE'YE EN ANLAMLI CEVAP
ABD dışındaki ilk kez Londra'da Henry Cooper'in rakibi oldu. Maç öncesi İngiliz Kraliçesi Elizabeth Cooper ile görüşmüş Muhammed Ali'yle görüşme yapmamıştı. Maçtan önce Ali, Kraliçeye inat 'Boksörlerin kralı olacağım" diyerek nazire yapmıştı.
MADALYASINI NEHRE ATAN BOKSÖR
1960'da Olimpiyatlarda altın madalya takarak ABD'ye geri döndü.Altın madalyasını gözünün önünden ayırmıyordu. Hatta onunla birlikte uyuyordu. Clay yakın arkadaşı Ronnie King ile Louisville'de bir restoranta girdi. Garson kız Clay'e servis yapamayacağını söyledi. Clay nazikçe "Bayan ben olimpiyat şampiyonu Cassius Clay'im dedi. Bu durumu değiştirmedi. Clay göğsündeki madalyanın şeridini çekip kopardı. Ohio Neri'nin tam orta yerine doğru fırlattı.
BENİM OĞLUM ŞAMPİYON OLACAK
Babası sokak levhalarını boyayan bir boyacı annesi ile temizlik işçisiydi. Babası Cassius Marcellus Clay Sr., Muhammed Ali'ye "Sen öğretmen ya da avukat ol" derdi. Oğlunu ringde gördüğünde fikri tamamen değişti. "Benim oğlum dünya ağırsiklet şampiyonu olacak" demeye başladı. Oğlunun Louisville'de yaptığı tüm maçları izlemeye geldi. Fakat şehir dışındakilere maddi imkansızlıklar yüzünden katılamadı.
SIRA DIŞI BİR HİKAYE
Henüz 12 yaşındayken bisikletini bulmak için gittiği spor salonundan bir daha çıkmayan Muhammed Ali'nin hikayesini gazeteci yazar Tamer Korkmaz kaleme aldı. Cümle Yayınları arasında çıkan "Benim adım ne?/ Muhammed Ali'nin hayat öyküsü" kitabı tüm zamanların en iyi ağırsıklet boks şampiyonu Muhammed Ali'nin sıradışı hayat hikayesini bir kez daha Türk hayranlarıyla buluşturuyor.
MALCOLM X'TEN DERİN ETKİLENDİ
Birgün sokakta yürürken kendisini takip eden siyahi Müslüman genç dikkatini çekti. Sadece bir dakikalığına içeriye girmesi konusunda Clay'i ikna etmişti. Clay içeriye girdiğinde tamamı siyahlardan oluşan bir toplulukla karşılaştı. Kürsüdeki adam onlara siyahların özgürlüklerinden söz ediyordu. Clay'in bir süre dinlediği ve çok etkilendiği bu kişi Müslüman olduktan sonra Malik el-Şahbaz Malcolm X'di.Muhammed Ali Malcolm X'in ölümü derinden etkiledi. Kardeşi Rudy Clay ise kendisinden önce Müslüman olmuş ve Rahman adını almıştı.
TÜRKİYE'DE SABAH SAAT 05:00'TE NEFESLER TUTULURDU
Muhammed Ali'nin zorlu mücadelesi sadece Amerika'daki değil dünyanın dörtbir yanındaki insanları en başta siyasileri etkiledi. Türkiye oe Müslüman genç Muhammed Ali'nin hikayesine ilgisiz kalmadı. Türkiye'de Muhammed Ali maçlarıyla özdeşleşmiş ünlü TRT spikeri Orhan Ayhan o dönemleri şu cümlelerle anlatıyordu: Ankara'da bir otelde kalırdım. Görevliler 01:30-02:00 gibi kaldırılar, kahvaltı yapardım. Sonra uzun yürüyüşe çıkardım. Sabah ışıklarına hayli vakit varken attığım her adımda birçok evde ışıkların yandığını insanların Muhammed Ali'nin maçlarını izlemek için kalktıklarına şahit olurdum.
ALİ İLK DEFA BİR TÜRK'E SARILDIĞINDA AĞLADI
Nevzat Yalçıntaş Muhammed Ali'yle Londra'da karşılaşma hikayesini Yeni Şafak Pazar'a anlattı: "İslam Ensitüsü'nden Ali'ye eşlik etmem istendi. Aradım otelin adresini verdi. Pazartesi sabah 10:00 gibi buluşalım dedi. Ben kendimi tarif edeyim sonra resepsiyonda buluşuruz dedim. Muhammed Ali ben de 'kendimi tanıtayım' dedi. Yok dedim seni tanıyorum. Sözleştik gittim. Baktım resepsiyona ordalar. Kendisini derhal tanıdım. Yanında diğer boksörler de var, biri kardeşiydi. Ben görünce bana doğru yürüdü. Selam verdim. 'Aleyküm selam' yanıtını verdi. El sıkıştık ve birbirimize sarıldık. Sarıldık ama Ali beni bırakmıyor. Benden genç. Ben o sırada 31-32- yaşındayım o da 25 yaşlarında. Neyse birbirimizi bıraktık ama gözlerinden damla damla yaş akıyor. Dedim aziz kardeşim niye ağlıyorsun bir hata mı yaptım. 'Yok' dedi hiçbir hata yapmadın. Peki bu gözyaşları dedim. 'Bana bugüne kadar sarılan ilk beyaz sensin' dedi"
Yeni Şafak Pazar
IRKÇI AMERİKA'YI DÖVDÜ
Ringlerde sadece rakiplerini değil ırkçı Amerika'yı da dövüyordu. ABD'li yazar Harriet Beecher Stowe'un kişilik olarak romanında ortaya koyduğu siyahi o isme (Tom Amca) hep karşı çıktı. Beyazların her türlü haksızlığına karşı boğun eğen devşirme o kişiliği asla kabul etmedi. Köleliği reddetti. Ülkesi adına olimpiyatlarda aldığı altın madalya hiçbir şeyi değiştirmedi. Gittiği bir restorantta siyah olduğu için servis yapılmayınca altın madalyasını Ohio Nehri'ne attı. Müslümanlığı seçtiğinde adeta tüm Amerika'yı karşına aldı. Sadece ülkesinde değil birçok ülkede ayrımcılığa uğradı.
Londra'ya gittiği ünvan maçında Kraliçe Elizabeth rakibini saraya çağırmasına rağmen onu kabul etmedi. Kraliçeye nazire "Maçı alıp boksörlerin kralı olacağım" dedi. İngiltere hayatının dönüm noktalarından biri oldu. Ringlerin 'altın eldiveni' Muhammed Ali Londra'da ilk kez bir Türk'le karşılaştı. Otel lobisinde karşısında gördüğü kişi ona doğru yönelerek sarıldı. Hayatında unutamadığı o anı "İlk kez bir beyaz bana sarıldı" diyerek dile döktü. Daha sonra İstanbul'a geldi ve Sultanahmet'te cuma namazını kıldı. Erbakan ile Sultanahmet'i dolduran on binlerce kişiye seslendi.
VİETNAM SAVAŞINA KATILMAYI REDDETTİ
1960'lı yılların yasaklı siyahi boksörüydü. Cassius Clay iken Muhammed adını aldı. Bu tercihi halkın ezici çoğunluğunun tepkisini çekti. Derin Amerika'nın gazabına uğradı. 1967'de askere gitmeyi Vietnam'da savaşmayı reddettiği için hem şampiyonluk hem de boks lisansı elinden alındı.
KRALİÇE'YE EN ANLAMLI CEVAP
ABD dışındaki ilk kez Londra'da Henry Cooper'in rakibi oldu. Maç öncesi İngiliz Kraliçesi Elizabeth Cooper ile görüşmüş Muhammed Ali'yle görüşme yapmamıştı. Maçtan önce Ali, Kraliçeye inat 'Boksörlerin kralı olacağım" diyerek nazire yapmıştı.
MADALYASINI NEHRE ATAN BOKSÖR
1960'da Olimpiyatlarda altın madalya takarak ABD'ye geri döndü.Altın madalyasını gözünün önünden ayırmıyordu. Hatta onunla birlikte uyuyordu. Clay yakın arkadaşı Ronnie King ile Louisville'de bir restoranta girdi. Garson kız Clay'e servis yapamayacağını söyledi. Clay nazikçe "Bayan ben olimpiyat şampiyonu Cassius Clay'im dedi. Bu durumu değiştirmedi. Clay göğsündeki madalyanın şeridini çekip kopardı. Ohio Neri'nin tam orta yerine doğru fırlattı.
BENİM OĞLUM ŞAMPİYON OLACAK
Babası sokak levhalarını boyayan bir boyacı annesi ile temizlik işçisiydi. Babası Cassius Marcellus Clay Sr., Muhammed Ali'ye "Sen öğretmen ya da avukat ol" derdi. Oğlunu ringde gördüğünde fikri tamamen değişti. "Benim oğlum dünya ağırsiklet şampiyonu olacak" demeye başladı. Oğlunun Louisville'de yaptığı tüm maçları izlemeye geldi. Fakat şehir dışındakilere maddi imkansızlıklar yüzünden katılamadı.
SIRA DIŞI BİR HİKAYE
Henüz 12 yaşındayken bisikletini bulmak için gittiği spor salonundan bir daha çıkmayan Muhammed Ali'nin hikayesini gazeteci yazar Tamer Korkmaz kaleme aldı. Cümle Yayınları arasında çıkan "Benim adım ne?/ Muhammed Ali'nin hayat öyküsü" kitabı tüm zamanların en iyi ağırsıklet boks şampiyonu Muhammed Ali'nin sıradışı hayat hikayesini bir kez daha Türk hayranlarıyla buluşturuyor.
MALCOLM X'TEN DERİN ETKİLENDİ
Birgün sokakta yürürken kendisini takip eden siyahi Müslüman genç dikkatini çekti. Sadece bir dakikalığına içeriye girmesi konusunda Clay'i ikna etmişti. Clay içeriye girdiğinde tamamı siyahlardan oluşan bir toplulukla karşılaştı. Kürsüdeki adam onlara siyahların özgürlüklerinden söz ediyordu. Clay'in bir süre dinlediği ve çok etkilendiği bu kişi Müslüman olduktan sonra Malik el-Şahbaz Malcolm X'di.Muhammed Ali Malcolm X'in ölümü derinden etkiledi. Kardeşi Rudy Clay ise kendisinden önce Müslüman olmuş ve Rahman adını almıştı.
TÜRKİYE'DE SABAH SAAT 05:00'TE NEFESLER TUTULURDU
Muhammed Ali'nin zorlu mücadelesi sadece Amerika'daki değil dünyanın dörtbir yanındaki insanları en başta siyasileri etkiledi. Türkiye oe Müslüman genç Muhammed Ali'nin hikayesine ilgisiz kalmadı. Türkiye'de Muhammed Ali maçlarıyla özdeşleşmiş ünlü TRT spikeri Orhan Ayhan o dönemleri şu cümlelerle anlatıyordu: Ankara'da bir otelde kalırdım. Görevliler 01:30-02:00 gibi kaldırılar, kahvaltı yapardım. Sonra uzun yürüyüşe çıkardım. Sabah ışıklarına hayli vakit varken attığım her adımda birçok evde ışıkların yandığını insanların Muhammed Ali'nin maçlarını izlemek için kalktıklarına şahit olurdum.
ALİ İLK DEFA BİR TÜRK'E SARILDIĞINDA AĞLADI
Nevzat Yalçıntaş Muhammed Ali'yle Londra'da karşılaşma hikayesini Yeni Şafak Pazar'a anlattı: "İslam Ensitüsü'nden Ali'ye eşlik etmem istendi. Aradım otelin adresini verdi. Pazartesi sabah 10:00 gibi buluşalım dedi. Ben kendimi tarif edeyim sonra resepsiyonda buluşuruz dedim. Muhammed Ali ben de 'kendimi tanıtayım' dedi. Yok dedim seni tanıyorum. Sözleştik gittim. Baktım resepsiyona ordalar. Kendisini derhal tanıdım. Yanında diğer boksörler de var, biri kardeşiydi. Ben görünce bana doğru yürüdü. Selam verdim. 'Aleyküm selam' yanıtını verdi. El sıkıştık ve birbirimize sarıldık. Sarıldık ama Ali beni bırakmıyor. Benden genç. Ben o sırada 31-32- yaşındayım o da 25 yaşlarında. Neyse birbirimizi bıraktık ama gözlerinden damla damla yaş akıyor. Dedim aziz kardeşim niye ağlıyorsun bir hata mı yaptım. 'Yok' dedi hiçbir hata yapmadın. Peki bu gözyaşları dedim. 'Bana bugüne kadar sarılan ilk beyaz sensin' dedi"
Yeni Şafak Pazar