Yaşar Kemal'in oğlu konuştu: Bu bir mucize
Yaşar Kemal’in manevi oğlu Ahmet Güneştekin, yazarın arzusu olan barışın hayata geçtiği gün vefat etmesinin bir mucize olduğunu söyledi.
Usta yazar Yaşar Kemal, önceki gün tedavi gördüğü İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nde hayata gözlerini yumdu. 45 gün boyunca hastanede solunum cihazına bağlı tedavi gören Yaşar Kemal'in ailesinin yanı sıra yanı başından ayrılmayanlar arasında manevi oğlu ressam Ahmet Güneştekin de vardı. Güneştekin, yazarın barışa olan özlemi ve son günlerine dair STAR'a konuştu.
45 GÜN BOYUNCA DİRENDİ
Güneştekin, "Hastaneye yattığı günden hayata gözlerini yumduğu güne kadar yanı başındaydım. 45 gün boyunca hiç konuşamadı ama bizi hissetti. Ona yaşanan barış sürecini hep anlattık. Bizi duyduğundan emindik. Vefatından önce hep 'bu barış olacak ve ben göreceğim' diyordu. Gördü de. Hayata veda ettiği gün barış için de en büyük adım atıldı, bu bir mucize. 45 gün boyunca bu an için direndiğini düşünüyorum. Barış sürecini sürekli takip ediyordu ve yaşanan son süreçten dolayı da çok umutluydu. En büyük arzusu barıştı o da yerine geldi" dedi.
SÜRECE HEP İNANDI
"En kötü anında bile güzel olan ne varsa onu konuşurdu. Maviyi çok severdi" diyen Güneştekin, "Zaman zaman bilinci yerine geliyordu. Ölümü hiç düşünmedi. Yazma isteği vardı hep. Hasta halinde bile güçlüydü ve yazmak istiyordu. 20 yıl önce barış sürecine dair en cesur yazıları o kaleme aldı. Sürekli barış sürecini yakından takip ediyordu. Hükümetin politikalarını ve sürecin diğer aktörlerini bir bütün olarak görüyordu. Atılan adımları olumlu ve umut verici buluyordu. Daha iyi şeyler olacağına dair çok umutluydu. 45 gün önce doktorlar kısa bir ömür biçti. Ama o direndi ve barış için en önemli adımın atıldığı günü gördü ve hayata veda etti" diye konuştu.
YAŞAR KEMAL KİMDİR? - TIKLAYIN
45 GÜN BOYUNCA DİRENDİ
Güneştekin, "Hastaneye yattığı günden hayata gözlerini yumduğu güne kadar yanı başındaydım. 45 gün boyunca hiç konuşamadı ama bizi hissetti. Ona yaşanan barış sürecini hep anlattık. Bizi duyduğundan emindik. Vefatından önce hep 'bu barış olacak ve ben göreceğim' diyordu. Gördü de. Hayata veda ettiği gün barış için de en büyük adım atıldı, bu bir mucize. 45 gün boyunca bu an için direndiğini düşünüyorum. Barış sürecini sürekli takip ediyordu ve yaşanan son süreçten dolayı da çok umutluydu. En büyük arzusu barıştı o da yerine geldi" dedi.
SÜRECE HEP İNANDI
"En kötü anında bile güzel olan ne varsa onu konuşurdu. Maviyi çok severdi" diyen Güneştekin, "Zaman zaman bilinci yerine geliyordu. Ölümü hiç düşünmedi. Yazma isteği vardı hep. Hasta halinde bile güçlüydü ve yazmak istiyordu. 20 yıl önce barış sürecine dair en cesur yazıları o kaleme aldı. Sürekli barış sürecini yakından takip ediyordu. Hükümetin politikalarını ve sürecin diğer aktörlerini bir bütün olarak görüyordu. Atılan adımları olumlu ve umut verici buluyordu. Daha iyi şeyler olacağına dair çok umutluydu. 45 gün önce doktorlar kısa bir ömür biçti. Ama o direndi ve barış için en önemli adımın atıldığı günü gördü ve hayata veda etti" diye konuştu.