Milletçe terörden çok çektik…
Gelen şehit haberleri, yapılan hain saldırılar, hepsinin acısı yüreğimizi kor gibi yaktı.
Ve maalesef yakmaya devam ediyor!
80'lerden bu yana gelen her acı haberin ardından;
Ağıtlar yaktık, intikam yeminleri ettik, milletçe birbirimize daha da sarıldık..
Birlik ve beraberliğimizle gitmesi gereken yere gerekli mesajları gönderdik.
Terör, 40 yıldır sokaklarımızdaki huzuru, devletimize olan güveni, milli değerlerimizi, toprağımızı, inancımızı hedef aldı.
Geleceğimizi aldı bizim!
Okul çağındaki çocukları kandırdı, dağa kaçırdı.
Kundaktaki yavrularımızı, daha dünyaya gelmemiş anne karnındaki bebeklerimizin canlarına kıydı.
Ne ile yaptı peki bunu?
Silahlarla,
Bombalarla…
Kimin silahıyla?
Muamma değil, gün gibi ortada!
Terörü bitti mi peki ?
Hayır.
Peki, biz ne yaptık?
Yılmadık…
Bayrağı elden bırakmadık.
Ye'se kapılmadık.
Kahraman askerimizle, polisimizle, korucumuzla el ele, sırt sırta vererek devletimize inandık.
****
Ama son zamanlarda yaşananlar bize terörün artık sadece sahada silahlı militanlarla olmadığını gösterdi.
Teknoloji!
Evet, evet.
Çağın en tehlikeli silahı "Teknoloji".
Tıpkı silahlarını, bombalarını hatta kamuflajlarını verdikleri gibi teknolojilerinin de kapılarını açtılar taşeronlarına.
Gerek Emniyet ve Jandarma Siber Suçlarla Mücadele birimleri,
Gerek TSK bünyesindeki Siber Savunma Komutanlığı,
Gerek ise MİT bünyesinde kurulan Siber İstihbarat Başkanlığı zaten üzerine düşeni hakkıyla yapıyor.
Teröre, düşmana göz açtırmıyorlar.
Savunma Sanayi Başkanlığı, TÜBİTAK bünyesinde ise her geçen gün Yerli ve Milli yeni bir çalışma hayata geçiriliyor.
Yani Siber Vatan emin ellerde!
Bu yüzden de içimiz rahat.
Ama bir de ,,,işin bizim de içinde bulunduğumuz bir mahallesi var.
"Sosyal alan" diğer adıyla "Sosyal Medya"
Üstelik oldukça aktifler hainler bu mahallede.
Korunup kollanıyorlar…
…..
Bazen masumane sosyal alan, sosyal platform, sosyal ağ diye özgürlük alanı ilan ettiğimiz bu dünya aslında birer şirket.
Ve şirket politikaları neyi, kimi destekliyorsa o kadar var olabiliyoruz o dünyada.
Topluluk kuralları vs. olarak adlandırdıkları her bir uygulama onların ideolojisi.
Onlar LGBT'yi destekliyorsa aksini yazamasın çizemezsin paylaşamazsın.
Onlar Başörtüsüne karşı ise sen savunamazsın.
Onlar PKK'yı destekliyorsa sen terör örgütü diyemezsin.
Onlar Türkiye düşmanı ise sen övemezsin.
Kabul görmek için Devletçi, milliyetçi, inançlı değil, Onlardan olmak lazım yani.
O alanda senin hukukun yasaların değil onların kuralları geçerli.
Aksi halde engellemelerle karşı karşıya kalıyorsunuz.
Ya içeriğinize erişim engeli geliyor ya da hesabınız bir anda kapanıyor.
Son örneğini Gazze konusunda yaşadık.
Onlar İsrail yanlısı olduğu için, ölen binlerce masum çocuğu göremedi dünya.
İnsanlığın duyması engellendi hayatta kalıp da açlıkla mücadele edenlerin feryadını…
O paylaşımlar, etiketler 1000 ise 1'e düşürüldü..
Öyle kurallar falan değil …
Aleni bir şekilde, "Benden değilsen, buralarda yerin yok" dediler.
Bombalar altında can veren Gazzelinin, işgal altındaki Filistinlilerin, bunu haykıran insanlığın yayında olmadılar…
Ama …..
Onlara bunu yapan Siyonist Terör Devleti İsrail'e desteklerinden bir adım geri durmadılar.
Teröre destek oldular..
Ölüme destek oldular…
Tıpkı ülkemizdeki terör gerçeğinde olduğu gibi.
Terör destekçisi ne kadar insan varsa, sosyal medyada kendine geniş yer buluyor
Teröristler de..
Emniyet güçlerinin, istihbarat birimlerinin yaptığı son operasyonlar ve açıklanan veriler bunu ortaya koyuyor.
Terör propagandası yapan Türkiye Cumhuriyeti'ni hedef alan paylaşımların ana merkezi yurt dışı..
O hesapların sahipleri çoğunlukla ya hakkında terör örgütü üyesi olmak ya da terör propagandası suçundan yargı kararı olan kişiler.
Bulundukları ülkeler ise çoğunlukla ABD ve Avrupa ülkeleri.
Terör tehdidi yeni değil ülkemiz için.
Ama silahları yeni.
Menzillerindeyiz, hem de her gün hedef alıyorlar bizi.
Biri elindeki silahla sahada
Diğeri klavye başında.
Aman dikkat!
Terör artık sosyal medya da.
Üstelik sosyal medya şirketlerinin sponsorluğunda!