İsrail’e yardım, Türkiye’ye yaptırım
İsrail mevzubahis olduğunda ABD'li Demokratlar ile Cumhuriyetçiler arasında fark kalmaz diyordum ya, yine öyle oldu.
Demokratlar ile Cumhuriyetçiler el ele verip, ABD Kongresi'ndeki 1.2 trilyon dolarlık geçici bütçe tasarımı dolayımında İsrail'e milyarlarca dolarlık yeni askeri yardımları onayladı.
Bununla da kalmadılar: Açlıktan kırılan mazlum ve mağdur Gazze halkına insani yardım sağlayan UNRWA'ya verilen fonu kesme kararı aldılar.
Matah bir şeymiş gibi ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Cumhuriyetçi Mike Johnson da bu kararla övündüklerini dile getirdi.
Rezalette öyle level atladılar ki Demokrat senatörlerden Chris Van Hollen bile isyan etti. "UNRWA'nın fonunu kesmek, Gazze'de 2 milyondan fazla insanı açlıktan ve tıbbi yetersizlikten ölüme terk etmektir, vicdansızlıktır..." dedi.
Elbette bu münferit bir tepkiden ibaretti. Zira ABD rejiminin vicdan gibi bir derdi hiçbir zaman olmadı.
***
ABD rejimi uluslararası hukuk falan iplemeden "eylemlerine" fasılasız devam ediyor.
Mesela, bebek katliamına devam eden İsrail'e yardım yaparken, "NATO müttefiki" Türkiye'ye gündüz gözüyle "yaptırım" uyguluyor. Yani, hükümran oldukları finansal sistem marifetiyle bir tür "korsanlık" yapıyorlar.
En son olarak komşumuz İran'a karbon fiber, epoksi reçine gibi ürünler satan Türkiye'deki 5 şirkete kafayı takmışlar.
Sizin anlayacağınız, onlar soykırımcı İsrail'e silah yardımı yapmaya devam edecekler ama Türkiye komşusu İran'la ticaret yapmayacak!..
Sadece İran'la da değil Rusya ile ticaretimize engel olmaya çalışıyorlar.
Tabii Rusya'ya yaptırım Birleşmiş Milletler kararına dayanmadığı için Türkiye'ye direkt yaptırım uygulayamıyorlar. ABD Büyükelçiliği ve ABD konsolosluk görevlileri, Rusya ile ticaret yapan Türk firmalarıyla bizzat temas kurarak "baskı" uyguluyorlar.
Lafın düzünü edelim, düpedüz "tehdit" ediyorlar. Rusya ile ticaret yapmaya devam ederseniz yaptırım listesine (yani kara listeye) koyarız diyorlar.
"Kara listeye soktuk mu da size su verenin suyunu keseriz" demeye getiriyorlar.
***
Bu ABD rejiminin kontrolündeki dünya sistemine itaat ederek alınacak yol kaldı mı, bilmiyorum.
Benim bildiğim şudur: Dünya ABD'nin "havuçlarına" inananların acıklı akıbetleriyle dolu.
Bakınız, ABD'nin azat kabul etmez sömürge zihinli aydınlarından biri (ve aynı zamanda DEM Milletvekili) "Irak'ta PKK'ya operasyon yapıldığı takdirde Türkiye'nin burnu sürtülecek..." diyor.
Aynı eleman, 4 Temmuz 2003'te Irak'ın kuzeyindeki Süleymaniye'de, ABD işgal kuvvetlerinin 11 Türk askerinin başına çuval geçirmesi üzerine "Türk askerinin ne işi vardı orda?.." demişti.
Yani, Irak'ta binlerce kilometre uzaktan gelen ABD'nin varlığını değil de sınırdaşı olan Türkiye'nin varlığını sorgulamıştı.
Bugün de kalkmış ABD'nin "kara ordumuz" tesmiye ettiği örgüte operasyon yapıldığı takdirde burnumuzun sürtüleceğini söylüyor.
Bu kafa "çözüm süreci" denilen dönemde "mihmandarlık" yapmaya soyunmuştu.
Şayet ABD ile yol alınacağına inanıyorsanız, yolunuzun eninde sonunda bu kafayla kesişeceğini hesaba katmanız gerekir. Dahası, bu kafanın "yeni bir çözüm sürecinde" rol almasını göze alıyorsunuz demektir.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Onlara da yâr etmezmiş (21.11.2024)
- Bombayı kendisi koydu (20.11.2024)
- Haksız tartışma bu (19.11.2024)
- İsmet Özel, Seyyid Kutub ve molla (16.11.2024)
- Yemişim İran’ını (14.11.2024)
- Cübbeli Hocamın fakire cevabı (13.11.2024)
- Neden ağlıyorlar? (12.11.2024)
- Elemanın ekstrası var (09.11.2024)
- Tanrısına ne yaptıracak? (07.11.2024)
- Cübbeli Hocama hepyek soru (06.11.2024)