Kılıçdaroğlu eleştirilerimin merkezinde milli güvenliğimize ilişkin konularda tavır koyamaması,
15 Temmuz direnişine
FETÖ elebaşıyla ağız birliği içinde
"Tiyatro" demesi,
Kandil'in desteğini kazanacak kadar
PKK'nın siyasi ayağıyla içli dışlı olması yer aldı.
Hülasa, yapıp ettiklerini her daim ilkeler bağlamında teşrih masasına yatırmaya gayret ettim.
Ya muhalif güruh?
Zerre miskali ilkeleri olsaydı (mesela) bugün yıldönümünü idrak ettiğimiz 15 Temmuz direnişine "Tiyatro" veya
"Kontrollü darbe" dediğinde kıyametleri koparmaları gerekmez miydi?
Tek ilkeleri var, seçimi kazanmak.
Hep diyorum: Şayet
Kılıçdaroğlu kazansaydı kahramandı, kazanamayınca
"hain" oldu.
***
Mesela,
Levent Gültekin arkadaşımız direkt "hain" demiyor ama sonuç itibarıyla iddiası o kapıya çıkıyor.
Anlattığına göre seçimden hayli zaman önce
Kılıçdaroğlu'na gitmiş, sihirli bir elin her defasında
Erdoğan'ın önünü açtığını, CHP'deki "köstebeklerin" kendisini cumhurbaşkanı adayı göstererek aynı şeyi yapacaklarını söylemiş... Kılıçdaroğlu da "Ülke bitti, hiçbirimizin kurtarma şansı yok. Levent, gerçekten ülkeyi kurtaramayız. Benim kendi adaylığımı engelleme şansım yok..." demiş.
Ne kadarı doğru ne kadarı yanlış bilemem.
Benim bildiğim, Levent'in güvenirlilik bakımından çok vahim bir vukuatı var. Seçim gecesi
Muharrem İnce'nin sarhoş olduğu için televizyonlara çıkmadığını büyük bir kesinlikle iddia etmiş, fakat çok geçmeden yalanı ortaya çıkmıştı. Kendisi de zaten özür dilemişti.
Bu sefer de çok iddialı. Hatta, "Kılıçdaroğlu'yla yüzleşmeye hazırım" diyecek kadar.
Fakat Kılıçdaroğlu da yalan konusunda hiç hassas değil, orasını ne yapacağız!
İmamoğlu olsaydı sorun yoktu. Ne demişti,
"Biz yalan söylemeyi beceremiyoruz!.."
Şaka bir yana da "Benim kendi adaylığımı engelleme şansım yok" ne demek oluyor erenler? Cumhurbaşkanı adaylığına mahkûm edilmiş de kurtulamamış mı yani?
Madem öyle seçim boyunca icbar edilmiş gibi değil de neden büyük bir umutla koşturdu durdu?
Fatih Altaylı da bir emekli büyükelçi dostunun, Gültekin'in iddialarına benzer şekilde, Kılıçdaroğlu'nun AKP'yi iktidar yapmak için siyaset yaptığını dile getirdiğini söyledi.
***
Bakalım ne zaman lafı eğip bükmeden Kılıçdaroğlu'nu
"Sarayın adamı" ilan edecekler?
Ersan Şen'den ben böyle bir çıkış bekliyorum.
Portakal da olabilir. Onda da bu cevher var.
Fatih Altaylı o aşamaları çoktan geçti... Cumhurbaşkanı seçilmesi için seçim öncesi matine-suare destek verdiği Kemal Kılıçdaroğlu'na, baş harflerinden hareketle, KAKA diyecek kadar tozuttu. Bu da kesmedi "onursuz" yaftasını vurdu. Dahası, "Sen kimsin be! Beceriksiz..." dedi, ötesi var mı?
Kılıçdaroğlu'nun günahı, bu güruhla arasına mesafe koyamamasıdır.
CHP tarih boyunca zaferden zafere koşmuş da Kılıçdaroğlu mu batırmış bre vicdansızlar!
Demirel'in (AP) oylarını bölen
Erbakan'ın
MSP'si yüzde 11.80 oy almasaydı
CHP 1973 seçimlerinde de nal toplayacaktı. Ancak yüzde 33 oy aldı da MSP ile koalisyon hükümeti kurabildi. Kılıçdaroğlu'nu destekleyen
Saadet,
Gelecek ve
DEVA'nın toplamı MSP'nin o dönemde aldığı oy yüzdesinin beşte biri bile değil. 1977 seçimleri de
Ecevit'in Kıbrıs zaferini oya dönüştürme fırsatçılığından ibaretti. Ki, buna rağmen CHP'siz hükümetler (MC) devri başlamıştı.
Çok partili hayata geçildiği 1946'dan beri "CHP'nin adayı" olarak en yüksek oyu
Kılıçdaroğlu almıştır.
Üstelik,
Demirel'e veya
Çiller'e karşı değil ("yenilmez armadadaki") Cumhurbaşkanı Erdoğan'a karşı.