Fatih'te orda burda rastladığımız orta yaşlı bir kadın vardı. Yaşıyorsa uzun ömürler dilerim, ölmüşse rahmet.
Çok ilginç, çok enteresan bir kadındı.
Görenler "dilenci" derlerdi. Ben öyle demem, diyemem...
Usul usul sokulur, para isterdi ama asla "dilenci" gibi değil.
En fazla "borç" ister gibi.
"Borç" dediğim de vereni abat eden borç. Hani, Allah'tan karşılığı kat be kat alınan borç var ya, Bakara Süresi,245. Ayette sabit, onu diyorum...
Çok farklıydı.
Mesela, hiç "ajitasyon" yapmazdı. Yani, evim yandı, çocuklarım kapıda kaldı veya köyden geldim, ameliyat olacağım gibi lakırdılar etmezdi.
Ne mi derdi?
"Fazla paran var mıabi?"
Evet, bu kadar, ne eksik,ne fazla.
Üstelik ezilip büzülmez, iki büklüm olmaz, sadece biraz sessizce söylerdi.
***
Paranın fazlalığı nedir?
Daha doğrusu, fazla para ne demektir? Nuri Pakdil ustamızaklımda kaldığı kadarıyla"mevduatı" alın terinin kasalardadondurulması şeklindetesmiye etmişti.
Benim bildiğim, "fazlapara" ihtiyacın dışında kalandır.
İhtiyaç da bellidir; lüks ve israfı kapsamaz. Hele gösteriş toplumunun şebeği olmayı hiç...
Fazla para "infakın" konusudur. Emrolunan da malumunuz "hayr"da yarışmaktır.
Yazık ki, modern zamanlar, her yerde gösterişte yarışı icbar ediyor.
Hal böyle olunca zamanla her şey mubah algısı yerleşiyor; yeter ki kendini göster, kendini gerçekleştir.
Mubah konusu da gayet netameli. Makyajı / kamuflajı iyi olanın "mubah" sorunu bile yok.
Gelgelelim, sadece "zenginler" arasındaki bir sorun değil bu. Öyle insanlar var ki eline fırsat geçse neler yapmaz.
Hayli zaman önce adamın biri tezgahta bağıra çağıra hamsi satıyordu.
Baktım, hamsi dediği bildiğiniz sardalya.
Saflıkla uyarmaya kalkışınca, "Hadi uza hemşerim,işime engelolma!" dedi.
***
Şükür ki şükür paraya elinin kiri muamelesi yapan da çok.
Bu güzel insanlardan belki de en ilgincine, birkaç yıl evvel Trabzon'a gittiğimdemuttalioldum. Daha evvel anlatmıştımama yine anlatayım... İstanbul'a dönüşyolunda hatıralık bir şeyleralmak için BakırcılarÇarşısı'na uğradım. Bunun fiyatı nedirdedim esnafın birine; 100lira, dedi. Sırf konuşturmak içinpazarlık yapayım dedim: "75 olmaz mı?" Hayır anlamında kaşlarınıkaldırdı. Hoşuma gittisürdürdüm: "85 olsun ozaman.." Olmaz, dedi. "Hadi 90diyelim" dedim. "Olmazdedum ya, lailaheillellah"diye söylendi, "99 buçukdesen olmaz. 100 dedim100 'tur..." Kızma dedim, 100 lirauzattım. Baktım, 25 lira geriuzatıyor. Bu nedir, dedim! Paranın üstü, dedi. Paranın üstü yok, dedim,"100 dedin 100 verdim." "Uzatma al habu parayı"dedi, "bir kere 75demiş oldun..." Ama ben öylesinededim demeye kalmadılafı ağzıma tıkadı: "Nasıldediysan dedun, dedunoni bir kere!" diye kestiripattı. Son çare olarak "Ozaman ben de satınalmam" dedim. "E almasanalma" dedi, "zorlasatacak değilum ya."
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.