Kendisini hiç görmedim. O İstanbul'da Fatih'te mukimdi, ben Trabzon'da, Erdoğdu mahallesinde.
Benden elbette büyüktü. Rahmetli Akif Emre abimin akranıydı.
Bir öğrenci yurdu önünde Akif Abi'yle birlikte çektirdikleri o siyah beyaz fotoğrafa biraz önce tekrar baktım da, ordan söylüyorum.
Kimden mi bahsediyorum?
Bundan 39 yıl mukaddem 23 Şubat'ta Cuma namazı çıkışında Fatih Camii avlusunda kurşunlanarak şehid edilen Metin Yüksel'den...
***
Fakir o yıllarda TrabzonLisesi'ni henüz çiçeklendirmeyebaşlamıştım.
Ne günlerdi.
Geceleri kurtarılmış mahallelerden geçip duvarlara yazılar yazar, gündüzleri başımızda sevda yelleri, Orhan abinin, "Ya Rabbimsen büyüksün, durdurgeçen zamanı kullarıngülsün" sözlerini terennüm ederdik.
Babam akşamları "Melekler dedi Ya Rabbine idi suçu Yahya'nın/ Dedi Yahya benisevdi, sevenler bulurböyle hal..." mısralarını "Muhammediye"den belirli bir makamda okur okur, ağlar; abimin Yeni Devir'in "düşünce" sayfalarında müstear isimle yazıları çıkardı.
Yeni Devir de bambaşka bir gazeteydi. Erdem Bayazıt, SadıkAlbayrak, İsmet Özel,Rasim Özdenören, AtasoyMüftüoğlu gibi çok değerliköşe yazarları vardı.
***
Sonra üniversite vesilesiyle geldiğim İstanbul'da seksenli yılların başında AkifEmre ile aynı öğrenci evinde kaldık.
Tee o yıllarda FetullahGülen'in hain - ajanolduğunu (12 Eylül 1980öncesi yaptıkları bir öğrenciboykotunu Fetullah'ın kırmızıbir Mercedes içindenelinde telsizle bizzat kırdığını)söyleyen dağların aslanıBahattin Yıldız evimizesıklıkla gelip giderdi. Kanal7 Yayın Gurubu deyinceakla gelen Mustafa Çelikde arada bir uğrardı. Ev arkadaşlarımız arasında BirolKüle, müdavimlerimiz arasında Ebubekir Doğan, Mehmet Kılıç da vardı.
Müthiş yıllardı. İlyasDönmez'le kurduğumuzDünyaYayınları'ndaşubat ayını,Malcolm X'den MetinYüksel'e kadar "şehitlerayı" ilan etmiş, "ŞubatDestanı" çıkarmıştık.
O destanda şöyle yazmıştım: "Şehid Metin birgülümsedi ki Metin /yanağından uçuştu binyüce güvercinler / karlartutsanız elinizi yakacakkadar sıcak..."
Metin Yüksel, FatihCamii'nin karla kaplı avlusundaşehid edildiğinde,dün gibi hatırlarım, annemleTrabzon'da nasıl yasını tuttuğumuzu.
***
Rahmetli annem, mahallemize dadanan bir militanın elinden silahını alıp, "birdaha bu mahalleye ayağınızıatmayacaksınız" diye posta koyan "Tonyalı" lakabıyla nam salmış yiğit bir "Laz" kadınıydı.
Hiç tanımadığı hiç görmediği bir Kürt genci olanMetin Yüksel'e yüreği nasıl yanmıştı, anlatamam!
Bizi doğudan batıya, kuzeyden güneye bütün bir yeryüzünde birbirine bağlayan müthiş bir mana iklimi vardı...
"En büyük ibadethakkı müdafaa etmektir"diyen Metin Yüksel'i aradan39 yıl geçtiği halde unutturmayanFatih Akıncılarıbaşta olmak üzere tüm davaarkadaşlarına selam olsun.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.