Aralarındaki fark

Hiçbir devlet kafasına esince başka bir ülkeye hava saldırısı tertiplemez.
En azından bir savaş durumu hasıl olur.
Bunun için de takdir edersiniz ki belirli bir süreç gerekir, öyle akşamdan sabaha olmaz.
Nihayetinde savaş siyasetin bittiği yerde başlar. Tüm siyasi ihtimaller tükenmeden de savaş başlamaz.
Savaşın da kendine göre bir hukuku vardır.
Malumunuz, savaş suçu diye bir şey var. (Fakire sorarsanız, yeryüzünde bozgunculuk yapanların, ilahlık / büyüklük taslayanların açtığı tüm savaşlar suçtur.)
Demem o ki, işgalciliğin de, kendine göre bir raconu ne bileyim bir kamuflaj ihtiyacı söz konusudur.
Hiçbir devlet başka bir devlete öyle apansızın bam güm girişmez.
Amerika bile Irak'ı işgal etmeden evvel aylarca süren envaiçeşit algı operasyonu yaptı.
Aydın Doğan'ın tüm medyası nasıl da coşkuyla katkı sunmuştu bu algıya, hatırladınız mı?
Hepsini unutsanız...
"Saddam'ın kıyamet silahı" kara propagandasını unutmuş olamazsınız.
ABD bütün ülkelerde taşeron algı operatörlerini devreye sokarak işgale girişmeden evvel uluslararası toplum nezdinde meşruiyet arayışında bulunmuştu.
Yeryüzünde sadece ve sadece İsrail hiçbir meşruiyet arayışına girme ihtiyacı duymuyor.
Böyle bir külfetleri yok.
Gözünü kestirdiği ülkeye bam güm apansızın saldırıyorlar.
Tıpkı bir terör örgütü gibi. (Gizli servisleri MOSSAD'ın nasıl korkunç bir örgüt olduğunu hiçbir şeyden bilmiyorsanız, Uğur Mumcu'nun arabasını havaya uçurmasından biliyorsunuz.)
İsrail, Saddam dönemi Irak'ını durduk yere birkaç kez bombalamıştı.
Hem de ABD işgalinden önce. Yani savaş yok, bir şey yokken.
Irak'ın nükleer fizik konusunda yetkin bilim adamlarının çalıştığı bir tesisin varlığı, İsrail saldırısı için yeterliydi.
İranlı birçok nükleer enerji uzmanını da MOSSAD öldürdü. Bizim ASELSAN cinayetleri de daha yeni yeni gün yüzüne çıkartılıyor.
İsrail'in Haaretz haber sitesine göre geçen gün de İsrail Suriye'nin başkenti Şam yakınlarındaki bir araştırma merkezine füze saldırısı düzenledi.
Suriye'nin hava savunma sistemiyle etkisiz hale getirdiği bu saldırı ilk değildi.
Her gün Türkiye'nin Afrin Barış Harekâtı üzerine cart curt eden ABD'den var mı bir açıklama, bir kınama?
Yok!
Zaten niye olsun...
Aralarındaki fark şudur: İsrail bizzat saldırırken, ABD 15 Temmuz'da olduğu gibi taşeron terör örgütleriyle saldırıyor.