SALİH TUNA

Her tarafın belge olsa ne yazar

"Tanıklıklar, hatıralar" bilmem ne diyerek seri videolar çekmeye başladı.
Abdullah Gül ona, "Hocaefendiyi çok özledim, beni onunla görüştür" demiş de, o da "irtibatım yok, ama..." şeklinde mukabele ettikten sonra, Gül'e çok arzu ettiği söz konusu görüşmeyi ayarlamış...
Sonuç?
"Hasret giderdiler!" Böyle diyor...
Zaten "tanıklıklar" dediği de böyle şeylerden ibaret.
Kim mi?
İsterseniz (bu vatan haininin propagandasına alet olmamak için) adını da videolarını yayımladığı mecrayı da vermeyeyim.
Fakat şu kadarını söyleyeyim:
FETÖ'nün en tepe noktasında bulunan sözde "medya yöneticisiydi."
Şimdi kaçak. "Anavatanında" yaşıyor galiba.
Nasıl fitne fücur, aklınız durur.
Halihazırda bakan olan biri kendisiyle yaptığı görüşmede Erdoğan hakkında demediğini bırakmamışmış...
Erdoğan da falan bakan hakkında vaktiyle şunları şunları söylemişmiş...
Nasıl kıvranıyor, "virüs hareketine" nasıl aş eriyor, şaşarsınız.
***
"Tek kişilik gösterinin" şahikasını icra ediyor. Coşkulu, cerbezeli, celadetli...
Sesinin rengiyle, ayarlarıyla profesyonelce oynuyor; kâh kısıyor, kâh yükseltiyor.
Coşuyor, ağzını şapırdatıyor.
Biraz daha kaptırsa, bir televizyon programında kendini yerden yere atan o meczup "medyumu" aratmayacak.
Es verip "mahzunlaşıyor," dudaklarını büzüyor, Refik Halit'in Baki'si gibi.
Eli kolu kaşı gözü ayrı oynuyor.
Ama gelişigüzel değil, lakırdılarıyla senkronize biçimde.
Düşünce sancıları, tefekkür, mağdur, mazlum, çile derken başka...
İnsan hakları, demokrasi, hukukun üstünlüğü derken başka hale giriyor.
Hele "hizmet hareketi" deyince veya "hocefendisinin" adını anınca bambaşka hal alıyor.
Öyle haksızlığa uğratılmışlar, öyle kumpaslara maruz kalmışlar ki, bilmeyen tanımayan da "bir insan evladına bunca zulüm reva mı" der.
Yalanlarına nasıl inandırmış kendini...
Goebbels bunu görseydi ya imzalı fotoğrafını ister ya da selfie çektirirdi.
O derece profesyonel "algı operatörü."
***
Söz konusu vatan hainini izlerken inanın midem bulandı.
Bu teröristler, 15 Temmuz'da müstevlilerin taşeronları olarak bu vatanı işgal etmek istediler.
17- 25 Aralık'ta da bu ülkenin ekonomisine misli görülmemiş şekilde saldırdılar.
Mahut saldırıdan ürettikleri malzeme üzerinden ABD halihazırda Türkiye'yi tehdit ediyor.
Aynı FETÖ kumpas malzemeler üzerinden Kılıçdaroğlu da az "muhalefet" yapmadı, biliyorsunuz.
Belli ki şimdi de başka malzemeler verilmiş eline, şavulluyor.
Tarz aynı, yöntem aynı.
Bu saatten sonra, FETÖ'cü o eski "medya yöneticisinin" algı operatörlüğü ne kadar çalışırsa Kemal Bey'in de o kadar çalışır.
Kim mi daha başarılı?
Bence yarışırlar.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.