Onu da Erdoğan’a yıkın bakalım
Asker kökenli.
Gazeteci postuna bürünmüş, FETÖ'nün önde gidenlerinden.
Adı, Tuncay Opçin.
Hani şu Mehmet Baransu'ya "bavul" dolusu "belge" verdiği iddia edilen şahıs.
Hem müfteri hem çirkef.
Şu sıralar "AKP'li içten yanmalı muhaliflerle" birlikte hareket eden evli barklı bir hanımefendi hakkında, "Zaman'daki maceraları bir hayli fazladır. Herkes edebiyle oturduğu yerde oturmaya devam etsin..." demişti. ("Macera" imasıyla nasıl bir iftiraya yelken açabileceğini, "konuşmama," şartına bağlayan bu müstekreh şantaja vaktiyle fakirden başka da tepki gösteren olmamıştı.)
Söz konusu FETÖ'cünün, TSK'dan "bavul" dolusu belge sızdırdığı iddiasının artık hiçbir önemi yok.
Zira, 15 Temmuz bize FETÖ'nün TSK'ya değil, TSK'nın FETÖ'ye sızdığını gösterdi.
FETÖ'ye, yani, gladyoya!
Vatan gazetesindeki habere göre, bu Tuncay Opçin adlı şahıs ByLock yazışmalarından birinde şöyle demiş: "Kamil ve diğer arkadaşlarla yazışıyorum. Kitap bu hafta çıkar. Balyoz'u olduğu gibi Erdoğan'a yıktım."
"Balyoz" kumpasını biliyorsunuz...
TSK darbe yapacak, "camileri bombalayacak" diyorlardı. 15 Temmuz'da camileri kimlerin bombaladığını gördük. Neyse.
FETÖ'nün en başarılı olduğu "yıkım" buydu.
Bir yandan her türlü kumpası kurup kendilerine nüfuz alanı açıyorlar, bir yandan da kumpas mağdurlarının olanca nefretini Erdoğan'a kilitliyorlardı.
Şeytani "yıkımları" böyle çalışıyordu.
Yaptıkları her şeyin "nimetini" yaşarken, "külfetini" de Erdoğan'a "yıkıyorlardı."
Devletin kılcal damarlarına yerleşirken oluşturdukları "muhalif" enerjiye, Erdoğan'ı sinsice hedef gösterdiler.
Son dönemde tuzakları başlarına geçmeye başladı.
"Erdoğan nefreti" üzerinden "Atatürkçüleri" eskisi kadar kolay manipüle edemeyince de çılgına döndüler.
Bu yüzden, "İslamcı sokağa" iteledikleri profesyonelleri harekete geçirdiler.
Bunlardan biri (AK Parti muhalifi AKP'li bir milletvekili) fakire hakaret eden kompleksli bir zavallının "müsveddesini" paylaşmış.
Ne "bunalımları" bitiyor, ne de yetenekleri.
Hem Batıyla iyi geçinmediği iddiasıyla Erdoğan'a yüklenip, hem de "fütuhat" peşinde koşma yetenekleri cibilliyetlerinin eseri.
Yöntemleri acayip şekilde benziyor; 2 Rus uçağı mı düşürüldü; "hamaseti" bunların, "külfeti" Erdoğan'ın.
Hep böyle...
"Filistin davası" bunların, cefası Erdoğan'ın. "Suriye devrimi" bunların, "bedeli" Erdoğan'ın.
Sanmayın ki "Zarrab kumpasına" sadece Can'cıklar makulesi veya malum muhalifler taifesi umut bağlamış.
Erdoğan sayesinde hayal bile edemeyecekleri mevkilere, makamlara gelen AKP'li fırıldaklar da ellerini ovuşturmuş bekliyorlar.
Hatta bazıları "virüs hareketi" için şimdiden orda burda dolaşmaya başladı.
Sanıyorlar ki bu millet bu "ihaneti" affeder.
Millet affetse, Allah affetmez.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- İkisinin de üstünde ne var? (28.11.2024)
- Çok ah aldın!.. (27.11.2024)
- Bu millet bu savaşa girmez (26.11.2024)
- Kendi silahını gömdü (23.11.2024)
- Onlara da yâr etmezmiş (21.11.2024)
- Bombayı kendisi koydu (20.11.2024)
- Haksız tartışma bu (19.11.2024)
- İsmet Özel, Seyyid Kutub ve molla (16.11.2024)
- Yemişim İran’ını (14.11.2024)
- Cübbeli Hocamın fakire cevabı (13.11.2024)