Sır perdesi mi? Acının getirdiği şüphe mi?
Son günlerde kamuoyunun gündemine yeniden gelen Münevver Karabulut cinayeti ve bir türlü aralanmayan sır perdesi...
Tarih 2009 mart ayı. Akşam saatlerinde polis telsizlerinden, Beşiktaş ilçesinde bir çöp konteynerinde ceset olduğu ihbarı anons edildi. Bölgeye giden ekipler yaptıkları ilk incelemenin ardından olay yeri polisi de çalışmasına başladı. Aslında tam bir vahşet tablosuyla karşılaşmıştı ekipler. Cesedin 17 yaşındaki Münevver Karabulut'a ait olduğu tespit edilirken, katil zanlısının Cem Garipoğlu olduğu kısa sürede anlaşıldı. Ve İstanbul polisi şehrin her noktasında Cem Garipoğlu'nun izini sürmeye başladı. Yurt dışına kaçma ihtimali değerlendirilirken havalimanları ve gümrük kapıları da bilgilendirildi. Garipoğlu hakkında kırmızı bülten çıkarıldı.
197 GÜNLÜK FİRARIN ARDINDAN TESLİM OLDU
Kamuoyu böylesine bir vahşetin nasıl işlenebileceğini tartışmaya devam ederken, herkesin beklediği haber cinayetin işlenmesinden tam 197 gün sonra geldi. Cem Garipoğlu polise teslim oldu.
Garipoğlu'nun avukatı dosyayı takip eden Asayiş Şube Müdürlüğü ile irtibata geçti ve katil zanlısının teslim olacağını söyledi.
BULUŞMA YERİ AYARLANDI
Cinayet Büro Amirliğine bağlı bir ekip buluşma noktası olan Bahçelievler E-5 üzerinde belirlenen adrese gidip beklemeye başladı. Bekleyişin ardından Münevver Karabulut'un katil zanlısı Cem Garipoğlu teslim oldu. Dedektiflerin ekip otosuna bindirip Asayiş Şubeye götürdükleri Garipoğlu'nun ifadesi alındı.
Malum herkesin bildiği üzere mahkeme sürecinin ardından tutuklanarak cezaevine gönderildi. 2014 yılında ise basına düşen bir haber herkesin dikkatini yine bu olaya çevirdi. Cem Garipoğlu kaldığı koğuşta intihar etmişti.
GARİPOĞU AİLESİ DNA TESTİ İSTEDİ
17 yaşındaki kızlarını vahşi bir cinayete kurban veren Karabulut ailesi ise Cem Garipoğlu'nun öldüğü haberlerine mesafeli davrandı. Acılı aile katil zanlısının aile nüfuzunu kullanarak yurt dışına kaçırılmış olabileceği iddiasında bulundu. Garipoğlu ailesi de bu tartışmaların önüne geçilmesi için Cem Garipoğlu'nun mezarının açılıp DNA eşleşmesi yapılması için savcılığa başvurdu.
Savcılık ailenin Fethi kabir talepleri üzerine Adil Tıp Kurumu Başkanlığından Cem Garipoğlu'nun otopsi işlemlerine ait fotoğraf ve video kayıtlarını istedi. Malum o fotoğraflarda basına yansıdı.
Münevver Karabulut'un babası Süreyya Karabulut otopsi raporlarına dair ise "Fotoğraflarla bu iş olur mu? Dublörünü yapar yollarlar" diyerek otopsi raporlarındaki kişinin başkası olabileceğini iddia etti.
Peki tüm Türkiye'nin yeniden konuşmaya başladığı cinayet vakasında sır perdesi nasıl kalkacak? Savcılık Adli Tıp Kurumu Başkanlığından gelen otopsi raporlarını inceledikten sonra bir karar verecek. Cem Garipoğlu'nun mezarının açılıp DNA eşleşmesi yapılıp yapılmayacağı savcılığın vereceği karar doğrultusunda netlik kazanacak. Bir yanda evlat acısıyla yanan Karabulut ailesinin, ortaya çıkan raporlara şüpheyle yaklaşması, diğer yanda Cem Garipoğlu'nun öldüğü DNA eşleşmesiyle ortaya çıkarılabilir diyen Garipoğlu ailesi. Uzun yıllardır kamuoyunun gündeminden düşmeyen bu vahşi cinayetle ilgili en sağlıklı kararı anlaşılan yargı verecek.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Sosyal medya kovboyları (21.11.2024)
- Delilden suçluya mı? Şüpheliden delile mi? (16.11.2024)
- Teknoloji ve konfor alanı (05.11.2024)
- Dolandırıcılar ve sinsi planları (19.10.2024)
- Her kayıp bir bilmece (09.10.2024)
- Yozlaşmanın getirdiği uçurum (05.10.2024)
- Madalyonun öteki yüzü (25.09.2024)
- Yeni soru işaretleri mi? Yoksa çember daraldı mı? (17.09.2024)
- KAYIPTAN CİNAYETE.. BİR VAHŞETİN ANATOMİSİ (12.09.2024)
- Bir garip soygun hikayesi (05.09.2024)