Heyet Tahrir Şam'ın (HTŞ) lideri Ebu Muhammed el-Golani,
Suriye'de şu an en dikkat çeken isimlerinden biri.
Özellikle 27 Kasım- 8 Aralık'ta Suriye'de rejime karşı başlatılan
ve zaferle sonuçlanan "Özgürlük Şafağı" operasyonu ile
dünya onu daha da yakından tanıdı.
Golani, kısa sürede bölgede en çok merak edilen ve etkin figürlerden biri haline dönüştü.
***
Peki, 61 yıllık Baas rejimini ve
54 yıllık Esad iktidarının yıkılmasında önemli bir rol oynayan,
ABD'nin başına 10 milyon dolar koyduğu Ebu Muhammed el-Golani kimdir,
nasıl bir çocukluk geçirdi, kimlerden etkilendi, cezaevinde neler yaşadı,
DEAŞ'a katılıp neden neden ayrıldı, yakın zamanda Suriye rejimini sona erdiren süreçte hangi kilit rolü oynadı?
***
42 yaşındaki Ebu Muhammed el-Golani'yi
daha da yakından tanımak için
önce çocukluk dönemine gidelim.
Asıl adı Ahmed Hüseyin el-Şara olan Golani,
1982 yılında Suudi Arabistan'ın Riyad şehrinde,
eğitimli ve varlıklı bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi.
***
Babası Hüseyin Ali el-Şara, tanınmış bir Arap milliyetçisi ve petrol ekonomisi uzmanıydı.
Petrol ekonomisi üzerine yazdığı eserler ve Suudi Arabistan'da
Suriye hükümeti adına yürüttüğü çalışmalarla biliniyordu.
Ancak Suriye'de Hafız Esad rejimi döneminde yaşadığı siyasi baskılar,
aileyi zor bir sürece sürükledi.
Golani'nin ailesi,
1967 yılında İsrail'in Golan Tepeleri'ni işgal etmesi ile Şam'a göç etmek zorunda kaldı.
Bu göç, hem kişisel hem de ideolojik olarak Golani'nin kimliğini şekillendiren önemli bir olay oldu.
Ailesinin ekonomik ve sosyal statüsü,
Golani'ye lüks bir yaşam sunmuş olsa da onun fikirsel arayışını ve sisteme olan isyanını engelleyemedi.
Her ne kadar Suudi Arabistan'da doğup eğitimini orada alsa da
7 yaşındayken ailesi ile birlikte Suriye'ye döndü.
Çocukluktan gençliğe geçiş sürecinde
hayata bakış açısı da Şam Mezze'de bir cami ziyaretinde değişti.
Gittiği o camide bir din adamı tarafından Selefi propaganda ile tanıştırıldı.
***
Peki, Arap milliyetçisi bir aileden gelen Golani, nasıl oldu da "cihatçı" oldu?
Filistin intifadası (2000) ve 11 Eylül 2001'deki
ABD'ye yapılan saldırı Golani'nin siyasi ve ideolojik kimliğini daha da şekillendirdi.
O zamanlar daha 18 yaşlarındaydı!
"18 veya 19 yaşındaydım.
O zamanlar işgalciler ve istilacılar tarafından zulüm gören ulusu savunma görevimi nasıl yerine getirebileceğimi düşünmeye başladım.
Fakat bu düşünce tarzını bağlamına oturtmalıyız.
18 yaşında genç bir adamdım.
Yani kendiliğinden, doğuştan gelen bir düşünceydi.
politize edilmemiş veya yönlendirilmemiştim."
Ebu Muhammed el-Golani- HTŞ Lideri
***
Golani'nin esas dönüşümü, ABD'nin 2003 yılında Irak'ı işgal etmesiyle başladı.
Bu dönemde Golani, Şam Üniversitesi
Medya Fakültesi'ndeki eğitimini yarıda bırakarak Irak'a gitti.
Irak'ta, önce bağımsız bir savaşçı olarak yer aldı,
Ardından Ebu Musab el-Zerkavi liderliğindeki Irak El-Kaidesi'ne katıldı.
Daha sonra Ağustos 2011'de ileride
Nusra Cephesi'ni kuracak olan Golani,
8 kişilik ekiple Suriye'ye geçti.
***
Bukka Cezaevi: Radikalleşmenin Laboratuvarı
Golani, 2005'te Suriye'ye döndüğünde selefi-cihatçı bir grupla
bağlantısı nedeniyle rejim tarafından gözaltına alındı.
Serbest bırakıldıktan sonra tekrar Irak'a döndü.
Bu kez, Musul'da El-Kaide'ye biat eden bir grupla çalışmaya başladı.
Ancak kısa süre içinde ABD güçleri tarafından yakalanarak Bukka Cezaevi'ne gönderildi.
Toplam 5 yıl hapishanede yatan Golani'nin popülerliği daha da artmaya başladı.
Bukka Cezaevi, radikal ideolojilerin olgunlaştığı bir merkezdi.
Golani, burada gelecekte DEAŞ'ın lideri olacak olan
Ebu Bekir el-Bağdadi ile de tanışma fırsatı buldu.
Bu tanışıklık, Golani'nin ideolojik dönüşümünü bir süre şekillendirdi,
cihatçı hareketteki rolünü ve liderlik kapasitesini daha da pekiştirdi.
***
"Hapishanede, İslam'ın gerçek anlamı, savunmanın gerçek anlamı,
cihad süreci hakkında birçok yanlış fikir olduğunu fark ettim.
Ama orada kimseyle çatışmaya girmemeyi tercih ettim,
bu yüzden mahkûmlar arasında biraz popülerlik kazanana kadar
insanlara gerçek kavramlar hakkında eğitim vermeye başladım."
Ebu Muhammed El-Golani- HTŞ LİDERİ
***
2011 yılında Suriye'de rejime karşı patlak veren protestolar,
Golani'ye yeni bir kapı araladı.
Çünkü o dönem hapishaneden de çıkmıştı.
El-Kaide lideri Eymen el-Zevahiri'nin talimatıyla
Suriye'deki direnişi örgütlemekle görevlendirildi.
Ocak 2012'de Nusra Cephesi'ni kurdu.
Nusra Cephesi, kısa sürede Suriye'deki
muhalif grupların arasında önemli bir güç haline geldi.
Ancak kazandığı bu güç Golani'yi
Ebu Bekir el-Bağdadi ile karşı karşıya getirdi.
İki ismin arasında fikir ayrılıkları oluşmaya başladı.
Bağdadi'nin 2013 yılında DEAŞ'ın kuruluşunu ilan etmesi,
Nusra Cephesi ile DEAŞ arasında büyük bir ayrışmaya yol açtı.
Golani, Zevahiri'ye olan biatını yenileyerek El-Kaide ile bağını korudu.
Ancak bu bağlılık, yerel Suriye halkı ve diğer muhalif gruplar nezdinde
Nusra'nın itibarını da zedelemiş oldu.
****
Golani her şeye rağmen bölgedeki gücünü günden güne artırarak Suriye'deki
amaçladığı hedeflerine doğru yoluna devam ediyordu.
Golani, 2016 yılında Nusra Cephesi'ni feshederek
Cephetu Fethu eş-Şam'ı (jabhat fateh al-sham) kurduğunu duyurdu.
Golani'nin bu adımı, El-Kaide ile bağları tamamen koparma çabası olarak yorumlandı.
Ve ilk kez yüzünü kamuoyuna işte bu fotoğrafla gösterdi.
8 Aralık 2024'te Esad'ın devrilmesine öncülük edecek olan
Hayat tahrir eş-Şam'ın (HTŞ) kilometre taşlarını döşedi.
Ve HTŞ örgütünü 2017'de kurdu.
Golani'nin bu adımı El-Kaide'ye olan bağlılığını kırmak için atılan ikinci ve son resmi adımdı.
DEAŞ'ın İdlib'de bağımsız bir yapı kurmasına göz yummadı.
Çünkü Suriye'nin devletleşme sürecine ve
Esad ile masaya oturma planına zarar vereceğini biliyordu.
HTŞ, Golani'nin "ılımlılaşma" ve devletleşme stratejisinin bir parçası olarak değerlendirildi.
Artık cübbe sarıklı El-Kaide üyesi değil,
Takım elbiseli bir cihatçı ya da Suriye'nin özgürleşmesi için
mücadele eden bir devrimciydi artık o.
***
Golani'nin liderliğindeki HTŞ,
Zamanla İdlib bölgesinde güçlü bir otorite kurdu.
Diğer muhalif grupları birleştirerek Batı'nın dikkatini çekmeye çalıştı.
Özellikle Amerikalı yetkililerle doğrudan olmasa da dolaylı temaslar kurdu.
HTŞ'yi uluslararası arenada bir ortak olarak sunmaya çalıştı.
Ancak Türkiye'nin ve BM'nin terör örgütleri listesinde de yer almaya devam etti.
***
HTŞ lideri Golani, röportajlarının genelinde
HTŞ'yi Batı için bir tehdit değil, Esad rejimine karşı bir müttefik olarak konumlandırmaya çalıştı.
Ancak bu, Batı'nın ve özellikle ABD'nin farklı stratejik
öncelikleri nedeniyle sınırlı bir karşılık buldu.
Golani'nin hikâyesi, sadece bir liderin ideolojik dönüşümünü değil,
Aynı zamanda Suriye iç savaşında
cihatçı hareketlerin evrimini anlamak için önemli bir örnek bizler için.
Bukka Cezaevi'nde başlayan cihatçılık serüveni,
bugün İdlib'de yerel yönetim arayışlarına kadar evrildi.
Ancak bu dönüşüm Golani'nin liderliğindeki
HTŞ'yi uluslararası arenada meşrulaştırmaya şimdilik yetmedi.
***
Ama Suriye'de yıllardır planlanan Esad rejimini devirme ve Suriye'yi özgürleştirme projesi
HTŞ lideri Golani'nin de öncülüğünde 27 Kasım'da somut olarak başladı.
Bölgedeki Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) gibi diğer önemli güçlerle birlikte
hareket ederek 8 Aralık'ta 61 yıllık Baas rejimini,
54 yıllık da Esad zulmünü sona erdirdi.
***
HTŞ lideri Golani'nin
1982'de Suudi Arabistan'da başlayan hayatı böylelikle
42 yaşında Suriye'yi özgürleştiren simge bir isim olarak tarihteki yerini almış oldu.
Golani'nin bu hikâyesi, Ortadoğu'nun karmaşık jeopolitiğinde bireysel bir figürün,
küresel güç dengeleri ve ideolojik çatışmalar arasında nasıl şekillendiğini de ortaya koyuyor.
Bundan sonra hem HTŞ lideri Golani'nin hem de Suriye'nin kaderi nasıl değişip
yeniden şekillenecek zamanla bunu da göreceğiz...