Artık son kozlarını oynayan Fenerbahçe'nin bu derbiye kendi seyircisi önünde hırslı ve atak başlayacağını tahmin ediyordum. Öyle de oldu… Ama yine de takımın genel fizik durumu iyi olmadığı için saha içindeki gidişatta pek umutlu gözükmüyordu. Bir de buna takım orta sahadaki fizik sigortası olan İsmail'in sakatlanıp çıkması eklenince işler daha da zorlaşacaktı ama sahneye Al Musrati çıktı. Takımına adeta ihanet eden birhareketle kırmızı kart gördü. Artık Fenerbahçe için elverişli bir saha içi ortamı olmuştu. Ve Batshuayi ile skor avantajı yakalandı. Batshuayi'nin iyi top sakladığı bir pozisyonda İrfan Can kendisine has bir vuruşla farkı ikiye çıkardı. Artık her şey tozpembeydi ama oyuna giren Cenk ekstra bir gol atınca tekrardan bir stres oluştu. Sonuçta Fenerbahçe, 3 puanla maçı bitirdi ve yarışa devam dedi. Ama takımıngenel form durumunun hiç iyiolmadığı açık birgerçek. Gelelim İsmail Kartal'a… İsmail sakatlanmış, Krunic'in ayakta duracak hali yok Mert Hakan'ı oyuna almayıp mecburen ikinci değişiklik hakkını Becao'ya kullanıp onun moralini sıfıra indiriyorsun. Böyle planlama olur mu? Serdar Topraktepe ile ilk maçta Beşiktaş, Ankaragücü'nü yenince ve Muçi de ilk golü atınca çok güldüğüm şu yorumlara rastladım. "Serdar Topraktepe,Muçi'ye özgürlük tanıdı Muçiparladı" Sözde Santos'a gönderme yaptılar. Peki dün geceki Muçi'nin hali neydi? Beşiktaş'ın transfer kurmaylarına ciddi eleştirim var. Pili bitmiş, İstanbul'a gezmeye gelen, takıma faydadan çok zararı dokunan bu tip oyuncuya verilen yüksek maliyete yazık günah değil mi?
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.