Kopenhag disiplinli, koşan, kadro kapasitesinin de bilincinde genelde kontrollü oynayan bir takım. Dün geceki taktik planları da kendi sahalarında oynamalarına rağmen oyunu geride kabul edip ani ve çabuk çıkışlarla pozisyon üretmekti. Galatasaray bütün maç oyunu karşı alana yıkan taraftı. Ama atletik ve iyi yerleşimli savunmayı aşacak varyasyonlar yapılamıyordu. Bunun da en önemli nedeni, ilerideki 3 forvetin alışılmış fiziki yetersizlikleriydi. İkinci devrenin başlarında kontradan yenen gol tabii bütün moral direncini zayıflattı. Buna rağmenGalatasaray oyunu bırakmadan golaradı. Ama ne yazık ki en net gole yakın 2 pozisyon (ki bir tanesi inanılmaz şekilde kaçtı) 4 dakikalık uzatma bölümünde geldi. Zaten gol de olsa bir şey değişmeyecekti. Okan Buruk'un şansının da yardımıylaönemli kazanımlar yaptığı bazımaçlardan ders çıkarması gerekiyordu. Günümüz futbolunda üç fiziki düşüş içindeki forvetle oynarsanız büyük sorunlar yaşanır. Zaten Galatasaray'da kalan 7 kişinin maçlarda canları çıkıyor. Dün de bunları yaşadık. Boey her şeyini yine verdi. Ben en çok Kerem Aktürkoğlu'nun bitmeyen hırsıyla, inanılmaz gayretlerine üzüldüm. Bir futbolcu ancak elinden geleni yapmak için bu kadar uğraşır. Sonuçta Galatasaray,Şampiyonlar Ligi'ne Kopenhag'ıdevam ettirdiği için üzülmelidir amaManchester'ı geride bırakıp AvrupaLigi'ne devam etmek de küçümsenmemelidir. Dün gecenin en büyük kahramanı kimdi derseniz cevap Orsato…
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.