Milletçe yaşadığımız çok büyük acının etkisinden biraz olsa dahi sıyrılabilmek kesinlikle mümkün değil. Tabii bu ortam dün geceki maçta da hem tribünlere hem futbolculara hem teknik adamlara hem de hakemlere yansıdı. Bir de gerçek varki hayat devam edecek. Ben de tarifsiz üzüntüme rağmen göreve başladım.
Fenerbahçe oyuna atak başladı. Rakip oyuncunun hediye ettiği penaltıyla da erken skor avantajı buldu. Sonra sahneye Diouf çıktı. Bu kadar deneyimli bir oyuncu olmasına rağmen, sarı kartı varken öyle bir gereksiz hareket yaptı ki hakemin 2. sarıyı es geçmesi mümkün değildi. Zaten maçında ne olacağı orada belli oldu. Devre sonunda Valencia farkı ikiye çıkardı. İkinci yarıda Fenerbahçe eksik rakibi karşısında oyunu rölantiye almadığı gibi skoru artırmak için uğraştı. Konyaspor daha fazla gol yememek için mücadele etti. İkinci yarıda oyuncu değişiklikleri yapıldı. İlk dikkat ettiğim yeni transfer Oosterwolde oldu ama hem arkadaşlarını tanımıyor hem de çok rahat bir maç olduğu için az da olsa bir fikir sahibi olamadım.
Şöyle Fenerbahçe takımına genel olarak baktığım zaman tahmin ettiğim bir görüntü vardı. Ülkece yaşadığımız büyük felaket nedeniyle futbolcuların tümünde fiziki düşüş vardı. Hatta uzak aratakımın en güçlü oyuncusu Ferdi'dedahi bu durum görünüyordu. Tabii ki ligimizin tüm takımlarında aynı olay gerçekleşecek. Ama Sevilla maçını düşündüğümüzde kalan az sürede ne kadar bir form düzeyine ulaşılabilir, soru işareti.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.